Psikolojiye Giriş

Psikososyal Gelişim Kuramı ve E. Erikson (1902-1994)

E. Erikson (1902-1994) ve Psikososyal Gelişim Kuramı
Psikanalitik yönelimli bir kuramcı olan Erikson, insanların sosyal-duygusal gelişimlerini yaşam boyu devam eden 8 evre halinde tanımlamıştır. Ortaya attığı evreler özellikle küçük yaşlarda psikanalitik bakış açısının kabulleri üzerine oturtulmuş olmakla birlikte, günümüzde kuramının bu yönü pek vurgulanmamaktadır

Erikson’un psiko-sosyal evreleri, Piaget’de olduğu gibi aşamalılık içerirler, evrenseldirler ve yaklaşık yaş karşılıkları bulunmaktadır.
Her bir evre, bir karşıtlığı ya da bir çatışmayı içerir. Birey bu karşıtlığı ya da çatışmayı olumlu yönde çözümleyerek bir üst evreye geçer. Çatışma olumsuz yönlü çözülmüş veya tam çözülememiş olsa bile, toplumsal ve kültürel etmenler bireyin bir üst evreye geçişini gerekli kılabilir. Bu durumda bu çözülememiş çatışma yukarı doğru taşınır ve uygun olanaklar ortaya çıkarsa sonraki evrelerde çözümlenebilir. Ancak bu taşınan çözümlenmemiş çatışma bir sonraki evrenin kazanımlarını olumsuz yönde de etkileyebilir. Evreleri ve açıklamalarını okuduğunuz zaman bunun nasıl mümkün olabileceğini daha iyi anlayacaksınız. Şimdi Eriksonun evreleri yoluyla psikososyal gelişimin yaşam boyu değişimini inceleyelim.
1.    Temel Güvene Karşı Güvensizlik (0-2): Burada küçük bebeğin çözmesi gereken çatışma, içinde yaşadığı dünyaya güven duymak ya da duymamak meselesidir. Küçük çocuk, bakım verenlerin temel ihtiyaçlarını zamanında, düzenli ve sistematik olarak gidermesi halinde, bu dünyanın emniyetli ve endişe duyulmasına gerek olmayan bir yer olduğu kanısını oluşturacaktır. Burada temel ihtiyaçlar denildiğinde, beslenme kadar, fiziksel bakım, ihtiyaçlara duyarlı olma, ilgi, sevgi, dokunma vb.nin de kasıt edildiğini unutmayınız.
2.    Özerkliğe Karşı Kuşku ve Utanç (2-3): Bu evrede çocuğun çözmesi gereken çatışma, artık daha hareketli ve katılımcı olduğu dünyada, bağımsız olarak başlattığı eylemlerin yeterli ve etkili sonuçları olup olmadığı meselesidir. Örneğin kaşık kullanarak tek başına yemek yediğinde, başarılı olup takdir görecek midir yoksa beceriksiz bulunarak kendi eylemlerinin sonuçlarından kuşku ve hatta utanç duyması mı gerekecektir.
3.    Girişimciliğe Karşı Suçluluk (4-6) : Bu evrede çocuğun çözmesi gereken çatışma, daha yetenekli ve özerk bir birey olarak, giriştiği daha karmaşık “projelerde” kendi eylemlerinin sınırlarını görme ve rekabet edip edemediği meselesidir. İsteklerini sınırsız gerçekleştirme arzusunun engellenmesi ve isteklerine kurallara uygun yollar bulma gerekliliği, sosyal kurallar ve normların gelişimini sağlayacak böylece uygun girişimcilik ve rekabet stratejileri edinilebilecektir.
4.    Çalışkanlığa Karşı Aşağılık Duygusu (6/7 yaştan erinliğe kadar): Bu evrede çocuğun çözmesi gereken çatışma “gerçek” dünyada, “gerçek” işlerde (okul gibi) çaba ve üretkenlik gösterdiğinde elde edeceği sonuçlarla ilgilidir. Gösterilen çabalar öğrenme ve başarıya mı dönüşecek yoksa başarısızlık sonucu aşağılık duygusu mu geliştirecektir.
5.    Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası (Ergenlik): Bu evrede gencin çözmesi gereken çatışma, şimdiye kadar edindikleri üzerinden yeni ve kendine uygun kimlik geliştirmek veya geliştirmemek meselesidir.
6.    Yakınlığa ve Dayanışmaya Karşı Yalıtılmışlık (İlk yetişkinlik): Bu evrede çözülmesi gereken çatışma, bütünleşmiş bir kimlik, sosyal ve mesleki roller edinmiş genç yetişkinin, dahil olmaya başladığı ilişkiler ağında yakın ilişkiler geliştirmesi ya da geliştirmemesi meselesidir. Eş, yakın arkadaşlıklar, bir yetişkin olarak kendi ailesiyle/eşinin ailesi mesleki çevrelerle yakınlık/uzaklık ekseninde uygun dengeyi kurması gerekecektir.
7.    Üretkenliğe Karşı Durgunluk (Orta Yetişkinlik): Bu evrede orta yetişkinin çözmesi gereken çatışma, yarına neyi, ne kadar bırakacağı ile ilgilidir. Orta yetişkin birey, yeni nesilin gelişime katkıda bulunmak üzere çok çeşitli düzeylerde ve farklı alanlarda katkıda bulunup bulunmayacağı meselesindeki duruşunu belirlemektedir. Yeni neslin gelişimine katkıda bulunmak, öğrenci yetiştirmek, bir kitap vb. bir eser vermek veya müze yaptırmaktan çocuk sahibi olmaya, torun bakmaya, gönüllü kuruluşlarda çalışmaya veya yetişkin evlatlarına kışlık erzak hazırlamaya kadar uzanabilen çok geniş bir yelpaze olarak düşünülmelidir.
8.    Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk (Yaşlılık): Bu son evrede yaşlı bireyin çözmesi gereken çatışma, yaşadığı hayatın yaşanmaya değer olup olmadığı meselesidir. Bu tüm hayatında yapıp ettiklerinin olumlu ve olumsuz sonuçlarıyla barışmak, günahıyla sevabıyla kabullenmek ve hayatın kendi içinde

sonlu olduğunu kavramak veya pişmanlık ve umutsuzluğa düşmek arasında kurulacak bir dengedir.
Erikson’un kuramı, birey ile toplumun kesişimini açıklayan bir çerçeve sunmaktadır. Ancak insanların sosyal gelişimleri çok daha farklı açılardan da incelenmektedir. Sosyalleşme sürecinin parçalarını oluşturan ebeveyn-çocuk ilişkileri, arkadaşlık ilişkileri, cinsiyet rollerinin edinilmesi gibi temel konular olduğu gibi, sosyal ilişki becerilerinin gelişimi, diğer insanları anlama, kimlik ve aidiyet edinme gibi konularda incelenmiştir. Biz burada yalnızca sosyalleşmenin bazı yönleri üzerinde duracağız.

İlgili Makaleler