Edebiyat

Halil Nihat Boztepe Kimdir, Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri, Hakkında Bilgi

Halil Nihat Boztepe, (1880-1949) Son devir Türk edebiyatında daha çok mizah ue hicivleriyle tanınan şair.

Yaşamı

Trabzon’da doğdu. Babası Hasan Efen­di, annesi Mürüvvet Hanım’dır. İlk öğre­nimini Zeytinlik mektebinde tamamla­dı. Trabzon Askerî Rüşdiyesi’nden son­ra idâdîyi bitirdi. Ailesini geçindirmek için çalışmak zorunda kaldı. Türkçe öğ­retmenliği yaptığı Frerler Mektebi’nde derslere devam ederek Fransızca öğren­di. Bir yandan da Farsça öğrenmeye ça­lışıyordu. Daha sonra Trabzon Duyûn-ı Umûmiyye idaresine girdi (1898). 1903′-te Düyûn-ı Umûmiyye Komiserlik Kalemi’ne tayin edilerek İstanbul’a yerleşti. Zamanla terfi edip burada müdür oldu (1922). Cumhuriyefin ilânından sonra bu idarenin lağvedilmesi üzerine Osman­lı borçları meselesinin halli için Paris’e giden heyette yer aldı (1925), Dönüşün­de III. devre Gümüşhane mebusu seçile­rek meclise girdi (1927). VII. dönem so­nuna kadar Trabzon mebusu olarak mil­letvekilliği yaptı (1947). 17 Şubat 1949’da Ankara’da öldü ve Cebeci Asrî Mezarlığı’na defnedildi.

Edebi Kişiliği

Halil Nihat, bilhassa II. Meşrutiyetten sonra o dönemin Akşam, Alemdar, İs­tiklâl, Vakit ve Tanin gibi tanınmış ga­zete ve dergilerinde önce tercümeleriyle, daha sonra şiirleri ve edebî yazılarıy­la adını duyurdu. Şairliği hiçbir zaman ciddi bir iş olarak görmemekle beraber ince ve zarif bir ruh taşıyan mısraları, onun geniş bir edebiyat bilgi ve kültürü ile tam bir şair hüviyetine sahip olduğu­nu göstermektedir. Devrinde hem aruz hem de hece veznini en iyi kullanan şair­lerden biridir. Ancak daha ziyade mizah ve hiciv türünde eser vermesi isminin unutulmasına.

Şiirlerinde II. Meşrutiyet’ten itibaren ölümüne kadar geçen kırk yıllık bir dev­re içinde cereyan eden çeşitli siyasî ve sosyal olayları, bunlarla ilgiii şahısları, devlet, sanat ve edebiyat adamlarını, çe­şitli kuruluşian bütün yönleriyle bulmak mümkündür. 1908’den başlayarak Cum­huriyet devri de dahil ortaya çıkan aşırı akımları, ifrat ile tefrit arasında bocala­yan inkılâp ve inkılâpçıları bir sanatçıya yakışır incelik ve dikkatle çekinmeden tenkit etmiştir. Ancak bu sebeplerle “ge­riye bağlı kalmak hatasıyla” suçlandığı gibi resmi ve özel çevrelerce de unutul­maya terkedilmiştir.

Eserleri

Şehbdl mecmuasında Alphonse Daudet’den “Değirmenimden Mektup­lar” ile Ludovic Halevy’den “Rü’ya” adlı uzun hikâye ve Vakit gazetesinde “Kü­çük Efendi” adlarıyla neşredilen tercü­meleri, Servet-i Fünûn, Diken ve Ak­baba gibi devrin tanınmış edebiyat ve mizah dergilerinde bazan “Karga” tak­ma adıyla yazdığı mizah yazıları dışında hepsi manzum olan eserleri şunlardır:

1- Sihâm-ı İlham. Osman­lı İmparatorluğumda 1908’den Millî Mü-cadele’ye kadar geçen felâketli yılların açılarıyla kaleme alınmış 100’den fazla manzumeden meydana gelmektedir. Bu manzumelerde şairin diğer eserlerinde olduğu gibi daha ziyade sosyal manada bir tenkit, hiciv ve alay hâkimdir.

2- Âyî-ne-i Devrân. 1920′-li yılların İstanbul’unda cereyan etmiş hadiselerle ilgili manzumelerden, köprü geçiş parası, içki yasağı, tramvaylardan haremlik-selâmlık usulünün kaldırılma­sı gibi çeşitli olaylarla, “Cumhuriyetnâ-me” başlığını taşıyan bölümde Cumhu­riyefin ilânı, meclis ve milletvekillerini konu alan mizahî şiirler ve Fuzûlî, Bakî, Nefî ve Nedîm gibi divan şairlerinin şi­irlerine yazılmış nazirelerden meydana gelmektedir.

3- Mâhitâb. Çeşitli bölümler halinde siyasî ma­hiyette hicivlerden oluşan bu küçük eser muhtevasından dolayı bazı yazarlarca “Maytap” şeklinde de adlandırılmıştır.

4- Ağaç Kasidesi. Bu ese­rinde dil devriminin ve dilcilerin yanlış­larını tenkit ederek onları ince espriler­le yermiştir. Uzun yıllar üzerinde çalışa­rak meydana getirdiği bu manzumeyi ilk neşrinden sonra genişletmiş, inkılâpla­rın çeşitli yönlerini, adalet mekanizma­sının bozukluğunu, kılık-kıyafet inkılâ­bının gülünç taraflarını, mazi ve gele­nek düşmanlığını, inkılâpçılık adına ya­pılan yanlışları hicveden 1500 beyitlik bir eser halinde daha sonra yeniden neşretmiştir. Bu baskının sonu­na eklediği “Anahtar” bölümünde metin­lerin anlaşılmasını kolaylaştırmak mak­sadıyla bazı yabancı kelime ve tabirlerle şahıs ve eser adlarına yer vermiştir.

Halil Nihat Fransızca’dan yaptığı man­zum ve mensur tercümelerde de büyük başarı göstermiştir. Bilhassa Alphonse Daudet çevirileriyie bu yazarın Türk oku­yucusu tarafından tanınıp sevilmesini sağlamış, onun Tartarın de Tarescon adlı romanını Taraskonlu Tartaren adıy­la Türkçe’ye çevirmiştir. Ayrıca Nedim divanını yirmi ye­di yazma nüshayı karşılaştırarak baskı­ya hazırlayan Halil Nihat, sonuna bir lü­gatçe ve Nedîm-i Kadîm Divançesi’-ni de ekleyerek yayımlamıştır. Baş tarafında da Ahmed Refik’in “Nedim’in Hayatı”, Fuad Köprülü’nün “Nedim’in Şiirleri” adlı in­celemeleri yer almaktadır.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler