Sosyoloji
Veda Yemeği
Michel
Tournier – Veda Yemeği
Tournier – Veda Yemeği
Erkek. Yves Oudalle. Adım bu. 21 Mart 1930’da
Yport’da doğmuşum.
Yport’da doğmuşum.
Babam kıyı
balıkçılığı yapıyordu
balıkçılığı yapıyordu
…hayatımı
mahveden… …ağabeyin varlığı oldu. (s. 7)
mahveden… …ağabeyin varlığı oldu. (s. 7)
Tüm sömürülen
sınıflarda durum aynıdır. Sefalet ve acılar bu insanları birbirine düşürür, ama
hepsi bu sefaletin ve bu acıların suçunun düzene ve düzenin sahiplerine
yüklenmesi gerektiğini bilirler. (s. 9)
sınıflarda durum aynıdır. Sefalet ve acılar bu insanları birbirine düşürür, ama
hepsi bu sefaletin ve bu acıların suçunun düzene ve düzenin sahiplerine
yüklenmesi gerektiğini bilirler. (s. 9)
Kadın. (Nadège)
…bu ad yüzünden
oldum olası acı çektim…
oldum olası acı çektim…
…genç kızlık
dönemine geçmiş olanlar, yüreklerinin derinliklerinde taşıdıkları aynalarda
kendilerini tanıyorlar.
dönemine geçmiş olanlar, yüreklerinin derinliklerinde taşıdıkları aynalarda
kendilerini tanıyorlar.
“Güzel
miyim acaba?” (s. 10)
miyim acaba?” (s. 10)
Otuz yaşın
üstündeki bir hanıma yaş sorulmaz,
üstündeki bir hanıma yaş sorulmaz,
Böyle davranmak,
…arzulanan bir
av olmaktan çıktığı ve çöp sepetine atılmaktan başka bir işe yaramaz hale
geldiği görüşüne katılmak demektir.
av olmaktan çıktığı ve çöp sepetine atılmaktan başka bir işe yaramaz hale
geldiği görüşüne katılmak demektir.
(annesinin
cevabı) “Hayır, ama şirin ve zeki görünüyorsun, bu çok daha iyi.”
cevabı) “Hayır, ama şirin ve zeki görünüyorsun, bu çok daha iyi.”
Güzel ve zarif
yerine, şirin ve zeki. (s. 11)
yerine, şirin ve zeki. (s. 11)
…klasik edebiyat
lisansı yaptım.
lisansı yaptım.
Alexis ile işte
burada karşılaştım. Filozoflar
zekâyı kendilerine meslek edinmişlerdir.
burada karşılaştım. Filozoflar
zekâyı kendilerine meslek edinmişlerdir.
Evlendik. (s.
12)
12)
…dans,
…cisimleşmiş
müziktir.
müziktir.
Ben bazen
suskunluğu-muzdan o kadar utanırdım ki, çevre masalardakiler konuşmadığı-mızı
anlamasınlar diye sessizce dudaklarımı kıpırdatırdım. (s. 23)
suskunluğu-muzdan o kadar utanırdım ki, çevre masalardakiler konuşmadığı-mızı
anlamasınlar diye sessizce dudaklarımı kıpırdatırdım. (s. 23)
Evlilikler,
çiftlerin birbirlerine söyleyecekleri sözleri kalmayışı nedeniyle sona eriyor.
(s. 25)
çiftlerin birbirlerine söyleyecekleri sözleri kalmayışı nedeniyle sona eriyor.
(s. 25)
Bir erkek ve bir
kadın birbirlerine hiç yalan söylemese ve ihanetlerini anında birbirlerine
itiraf etseydi, birbirlerini hiç aldatmamış olurlardı. (s. 26)
kadın birbirlerine hiç yalan söylemese ve ihanetlerini anında birbirlerine
itiraf etseydi, birbirlerini hiç aldatmamış olurlardı. (s. 26)
…birbirimize
söyleyecek hiçbir şeyimiz kalmıyor, bu durumda bize düşen tek şey, ayrılmak.
Hiç olmazsa bu işi şöyle anlı şanlı bir biçimde yapalım. Tüm dostlarımızın bir
araya geleceği bir gece yemeği düzenleyelim.
söyleyecek hiçbir şeyimiz kalmıyor, bu durumda bize düşen tek şey, ayrılmak.
Hiç olmazsa bu işi şöyle anlı şanlı bir biçimde yapalım. Tüm dostlarımızın bir
araya geleceği bir gece yemeği düzenleyelim.
média noche.
…yılın en kısa
gecesini seçelim. (s. 29)
gecesini seçelim. (s. 29)
“Oudalle ve
Nadège ayrılıyorlar, çünkü artık anlaşamıyorlar. Zaman zaman birbirlerine
söyleyecekleri sözleri oluyor. Sonra kötü bir suskunluk kuşatıyor
onları…”
Nadège ayrılıyorlar, çünkü artık anlaşamıyorlar. Zaman zaman birbirlerine
söyleyecekleri sözleri oluyor. Sonra kötü bir suskunluk kuşatıyor
onları…”
İlk hikâyeyi
anlatma fikrinin kimden geldiğini ne Nadège ne de Oudalle söyleyebilirdi. (s. 30)
anlatma fikrinin kimden geldiğini ne Nadège ne de Oudalle söyleyebilirdi. (s. 30)
Kumsal, Lagos’un
gayet güzel anladığı gibi bir dil arayışında mırıldanıp duruyordu. (s. 31)
gayet güzel anladığı gibi bir dil arayışında mırıldanıp duruyordu. (s. 31)
Gerçekte bizde
eksik olan, birlikte oturacağımız, sözcükler den yapılmış bir evdi.
eksik olan, birlikte oturacağımız, sözcükler den yapılmış bir evdi.
Bu yapı bizde
eksikti. Bunun tüm malzemelerini dostlarımız sağladı bize. Ayrılmak üzere olan
çiftler için edebiyat harika ilaçtır…
eksikti. Bunun tüm malzemelerini dostlarımız sağladı bize. Ayrılmak üzere olan
çiftler için edebiyat harika ilaçtır…
(s. 32)
Kimi kadınların
güce sahip olma isteği, ufalmış, boş bir eldiven gibi istenilen şekle
sokulabilen bir kocaya götürür onları. (s. 52)
güce sahip olma isteği, ufalmış, boş bir eldiven gibi istenilen şekle
sokulabilen bir kocaya götürür onları. (s. 52)
Lucie ya da
Gölgesiz Kadın (bu bölüm eğlenceli)
Gölgesiz Kadın (bu bölüm eğlenceli)
Kadın, erkeğin
gölgesidir ve erkek bu gölgede yaşamak ister; yaşamak ister, çünkü sıcaklık ve
renk oradan gelir. (s. 97)
gölgesidir ve erkek bu gölgede yaşamak ister; yaşamak ister, çünkü sıcaklık ve
renk oradan gelir. (s. 97)
Sol
bileğinizdeki kol saati evet, yerli yerinde, saat çalışıyor. Yalnız aynada
değil. Oraya yansıyan insan, su götürmez bir biçimde sizsiniz. Ama kolunda saat
yok o görüntünün. (s. 122)
bileğinizdeki kol saati evet, yerli yerinde, saat çalışıyor. Yalnız aynada
değil. Oraya yansıyan insan, su götürmez bir biçimde sizsiniz. Ama kolunda saat
yok o görüntünün. (s. 122)
Pierrot yaptığı
işe benzemişti. Belki de gece çalışıp gündüz uyuduğundan olacak, onu dolunaya
benzeten ablak ve solgun bir yüzü vardı. (s. 172)
işe benzemişti. Belki de gece çalışıp gündüz uyuduğundan olacak, onu dolunaya
benzeten ablak ve solgun bir yüzü vardı. (s. 172)
Tanrı, Âdem’i
derin bir uykuya daldırdı. Sonra, bedenini erkek yarı ve dişi yarı olmak üzere
iki parçaya ayırdı ve çift nitelikli bu varlıktan bir erkek ile bir kadın
yarattı. Bu iki varlık gözlerini açtılar, Tanrı onlardan birine dedi ki:
derin bir uykuya daldırdı. Sonra, bedenini erkek yarı ve dişi yarı olmak üzere
iki parçaya ayırdı ve çift nitelikli bu varlıktan bir erkek ile bir kadın
yarattı. Bu iki varlık gözlerini açtılar, Tanrı onlardan birine dedi ki:
— Bu senin eşin.
Ve ötekine dedi
ki:
ki:
— Bu senin eşin.
(s. 189)
(s. 189)
…dans etmek için
olan ihtiyaçtan dolayı insanlık çoğaldı. (s. 190)
olan ihtiyaçtan dolayı insanlık çoğaldı. (s. 190)
…kutsal ancak
tekrar yoluyla vardır ve her tekrarda değeri biraz daha artar. (s. 202)
tekrar yoluyla vardır ve her tekrarda değeri biraz daha artar. (s. 202)
Le médianoche amoureux
Türkçeleştiren:
Mustafa Balel
Mustafa Balel
Ayrıntı
Yayınları, 1992
Yayınları, 1992