Edebiyat

Süleyman Çelebi Kimdir Hayatı, Mevlid Yazarı

Süleyman Çelebi. Osmanlı devri şairi, ilk Türkçe mevlidi (Hz. Muhammed’in doğumunu, hayatını anlatan mesnevi) yazmıştır. (D. 1351? Bursa – Ö. 1422, Bursa)

Hayatı

Bursa’da doğduğu ve öldüğünün dışında bunların tarihleri kesin değildir. Yaşamına ilişkin yeterli bilgi yoktur. Orhan Gazi’nin silah arkadaşlarından olduğu söylenen Şeyh Mahmud’un torunuydu. Kendisi küçük yaşından îtibâren çok kuvvetli bir dînî tahsil ve öğrenim görmüştür. Sultan Yıldırım I. Bayezid devrinde müntesibi olduğu şeyhi Emir Sultan’ın tavsiyesiyle, 1400’de yapımı biten Ulu Cami’nin imamlığına yapmıştır. Bir süre de I. Bâyezîd’in oğlu Emir Süleyman’ın sarayında bulunduğu nakledilmektedir 1422 yılında Bursa’da vefât etmiştir. Mezarı Çekirge yolu üzerindedir.

Edebi Kişiliği ve Mevlid

Süleyman Çelebi’nin edebî kişiliğini tam mânâsıyla ortaya koyan ünlü Türkçe mevlididir. Bu eseri, Ulu Câmideki dînî bir münâzara neticesinde, İranlı bir vâizin, Hz. Muhammed’le diğer peygamberler arasında hiçbir üstünlük olmadığını ileri sürmesi üzerine, Hz. Muhammed’in üstünlüklerini ortaya koymak gâyesiyle kaleme aldığı nakledilir. 1409’da yazmaya başlayıp 1410’da bitirdiği ve Vesîletü’n-Necât (Kurtuluş Yolu) adını verdiği Mevlid’den başka eseri günümüze ulaşmamıştır.

Mevlid, Hz. Muhammed’in yaşamının önemli olaylarını konu alan bir methiyedir. Bunlar ayrı bölümlerde anlatılmıştır. Allah’a yalvarış Münâcât, Hz. Muhammed’in doğuşu Velâdet, peygamber oluşu Risâlet, ruhânî ve cismânî olarak arşa çıkması Mîrac, vefâtı Rıhlet ve en son Duâ olmak üzere 6 bölüme ayrılır. Mesnevî tarzında yazılmış, 800 beyte yakın olan eser, aruzun “Fâilâtün, Fâilâtûn, Fâilun” ölçüsündedir. Kimi bölümlerde tekdüzelikten kurtulmak için ölçü değiştirilmiştir. Peygamberin niteliklerini anlatan bölümlerin dışında, son derece açık bir dille yazılmıştır. Türkçe’nin aruz kalıplarıyla başarılı bir biçimde kullanıldığı ilk örneklerdendir.

Mevlid’in birçok yazma ve basma nüshası vardır. Bunların çoğu birbirinden farklı olduğu gibi, beyit sayıları da değişiktir. Çoğunun sonuna Mevlid’le ilgisi olmayan “Hikâye-i Deve”, “Hikâye-i Güvercin”, “Hikâye-i Geyik”, “Hikâye-i Kesikbaş”, “Vefat-ı Fatıma”, “Destan-ı İbrahim” gibi dini konulu, manzum küçük öyküler de eklenmiştir. Süleyman Çelebi Mevlid’ı yazarken, Aşık Paşa’nın Garibnâme’si ile Mustafa Darir’in Siretü’n-Nebi çevirisinin etkisinde kalmıştır.

Şair Ahmed’in 1469’da bitirdiği Mevlid’in bir parçası olan ve peygamberin doğumundan sonra tüm varlıklar tarafından “merhaba” denerek selâmlanmasını anlatan bölüm, sonradan Süleyman Çelebi’nin Mevlid’ine eklenmiştir. Mevlid, Almanca, İngilizce, Rumca, Çerkezce, Tatarca, Kürtçe, Arnavutça, Boşnakça, ile Cava ve Svahili (Doğu Afrika kıyılarında kullanılan bir dil) dillerine de çevrilmiştir.

Eserleri

Vesîletü’n-Necât-Mevlid

İlgili Makaleler