Edebiyat

Suç ve Ceza Dostoyevski (Konusu, Kısa Özeti, Karakterleri)

Suç ve Ceza


Türü:
Roman

Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

Yayın Tarihi: 1866’da Rus Habercisi adlı edebiyat dergisinde yayınlandıktan sonra kitaplaştırılmıştır.

Ülke: Rusya

Orijinal Dili: Rusça

Kitabıın Ana Fikri: Başkalarına yapılan suçun cezası mutlaka çekilir temeline dayanmaktadır.

Kitap Hakkında: Dostoyevski’nin Sibirya’da cezaevinden döndükten sonra yazdığı roman, yazarın en uzun ikinci romanı olma özelliği taşır. Bununla birlikte yazarın olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır. Romanda Rusya’ nın büyük şehirlerinden Petersburg’taki yoksul halkın hayatı anlatılır.

Kitabın Kısa Özeti: Fakir bir genç olan Raskolnikov, başarılı olmasına rağmen hukuk fakültesini maddi imkansızlıktan dolayı yarıda bırakmak zorunda kalmıştır. Paranın, parayla ne yapılacağını bilmeyen, insanlık ailesine asalak olan aşağılık insanların elinde iken, toplumun gelişmesine büyük katkılar sağlayabileceklerin para sıkıntısı çekmesinin yanlış bir düşünce olduğunu düşünmektedir. Bu yanlışlığı düzeltmek üzere yaşlı ve zengin olan bir tefeciyi, görgü tanığı bırakmamak için öldürür. Kimsenin kendisini görmediğini ve geride bir iz kalmadığını bildiği halde, Raskolnikov müthiş bir tedirginlik içine düşer. İnsanlığını, masumiyetini yitirmiştir. Temiz kalpli Sonya’ya suçunu itiraf eden Raskolnikov, polise de teslim olur ve cezasını çekmek üzere Sibirya’ya gider.

Kitabın Uzun Özeti

Karakterler ve Değerlendirilmeleri:

Raskolnikov: Romanın başkahramanı. Petersburg’a memleketinden üniversite okumak için gelse de maddi durumlarının olumsuzluğu ve çevresi onu okumak bir yana kendini her açıdan daha kötüye götüren bir durum içinde bulundurur. Çok güçlü bir karakter ortaya koyamaz ve iç çelişkileri çok fazladır. Yaptığından dolayı pişmanlık duyar ve kendini kirli hisseder. Diğer insanların hep onu izlediğini zannederek kendini tam bir kaosun içine atar. Hastalığı yaşadığı bunalımla daha da artar ve insanlara karşı zıt olmaya başlar hatta onu ziyarete gelen anne ve kız kardeşine bile. İnsanları tersler ve hep karşıdakinin işlediği suçu ima ederek bir şeyler söylediğini zannetse de bu kendi kuruntusundan başka bir şey değildir.

Razumikin: Raskolnikov’un en yakın arkadaşıdır. Ona yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır. Ona doktor bulur, kalacak yer ayarlar ve sırlarını paylaşır.(En önemlisini bilmese de) Her zaman onu destekler. Karakter olarak olumlu özellikleri çoktur ve insanlara ön yargılı yaklaşmaz ve Raskolnikov’un da öyle olmasını sağlar. Tanımadığı insanlara da toleranslı yaklaşabilen bir kişiliği vardır.

Zozimov: Raskolnikov’un doktoru ve yakın arakadaşıdır. Sıklıkla Raskolnikov tarafından terslense de ona bakmak ve onunla ilgilenmek ister.

Avdotya Romanovna: Raskolnikov’un kız kardeşidir. Romanın sonuna doğru onu ziyarete annesiyle gelir ve hastalığından dolayı üzüntü içindedir. Ayrıca Raskolnikov’un sevmediği Pyotr Petroviç ile nişanlıdır ancak Raskolnikov evlenmelerini istememektedir çünkü kız kardeşini zengin bir koca için kendini feda ettiğini düşünmektedir.

Pulheriya Aleksandrovna
(Dunia): Raskolnikov’un annesidir. O da kızıyla birlikte romanın sonlarına doğru ziyarete gelir. Daha önce hep mektuplaşmışlardır ve Raslkolnikov’un hasta olduğunu öğrendikten sonra hemen gelmişlerdir.

Marmeladov:
Raskolnikov’un meyhanede tanıştığı, üç çocuk babası alkolik bir insandır. Romanın başında ortaya çıkmış ve Raskolnikovla dertleşmişlerdir. Fakat karısı kocasının bu durumundan hiç te hoşnut değildir. Adamın sahip olduğu üç çocuğu haricinde, evi terk etmiş, pavyonlarda çalışan bir de kızı vardır. Fakat Marmeladov sonlara doğru ölür ve Raskolnikov yufka yüreğiyle Razumihin’in verdiği yirmi beş rublenin tamamını adamın ailesine verir.

Katerina İvanovna: Marmeladov’un karısıdır. Kocası öldükten sonra üç çocuğu ile ortada kalmıştır.

Pyotr Petroviç(Luzhin): Raskolnikov’un sevmediği fakat kızkardeşinin evlenmek üzere olduğu zengin adamdır. Her ne kadar Raskolnikov onu sevmesede Porfiriy’nin de onu sevmediği kesindir.

Nastasya: Raskolnikov’un bakıcısıdır. Her sabah kahvaltısını getiren ve ona acıyan bir kızdır. Oldukça iyi niyetlidir ve her zaman onun yanındadır.

Kitabın Analizi:

Eser tartışmasız bir şaheserdir. İnsan ruhunun derinliğine inmeyi o kadar iyi başarmıştır ki yazar kimilerinin dediği gibi insanı Sigmund Freud’dan önce çözdüğü teorisi pek de uzak değildir aslında. Özellikle mekan-zaman-karakter çatışmalarını o kadar iyi tasvir etmiştir ki özdeşleşemememizi imkansızlaştırmaktadır. Çevrenin ve toplumun insan üzerinde gerçekleştirdiği değişimleri açık ve net bir şekilde ifade etmesi ve haksızlıklara karşı ayakta durulması gerekliliğini,romanı okuyan herkesin kanında hissedebilir. Günümüzde de böyle olayların yaşandığını bildiğimiz için kullandığı üslup ve yarattığı karakterlerin ne kadar gerçekçi olduğunu anlamak zor değildir.

İlgili Makaleler