Sosyoloji
Maria Dzielska – İskenderiyeli Hypatia
Maria Dzielska – İskenderiyeli
Hypatia
Hypatia
Hypatia’nın Avrupa kaynaklarında ilk ortaya çıkışı 18.
yüzyıla rastlar. Tarihe Aydınlanma adıyla geçen şüphecilik döneminde Hypatia,
kimi yazarlarca dini ve felsefi polemiklerde araç olarak kullanılmıştır. (s. 6)
yüzyıla rastlar. Tarihe Aydınlanma adıyla geçen şüphecilik döneminde Hypatia,
kimi yazarlarca dini ve felsefi polemiklerde araç olarak kullanılmıştır. (s. 6)
Edward Gibbon,
5. yüzyılda İskenderiye’de yaşanan bütün huzursuzlukların
kaynağı olarak Cyril’i göstermiştir. (s. 8)
kaynağı olarak Cyril’i göstermiştir. (s. 8)
390’ların başlarında Hypatia’nın çevresinde bir takım
insanlar toplanmıştı.
insanlar toplanmıştı.
Bu topluluğun ve genç öğrencilerin hakkındaki gerçeklerin
bir kısmını İznikli Sinesius’la olan bağlantılarından öğrenebiliyoruz. (s. 39)
bir kısmını İznikli Sinesius’la olan bağlantılarından öğrenebiliyoruz. (s. 39)
Synesius, Herculianus’a yazdığı mektuplarda felsefe
oturumlarının konularına değinirken, Hypatia’ya büyük hayranlık duyduğunu da
gözler önüne serer. (s. 47)
oturumlarının konularına değinirken, Hypatia’ya büyük hayranlık duyduğunu da
gözler önüne serer. (s. 47)
…öğrencilerinden Platon’un öğretilerini izlemelerini,
zihinlerini ve kalplerini zorlayarak “içimizde gömülü olan gözü” (Mek. 137) iç
benliklerinde bulmalarını ister. (s. 49)
zihinlerini ve kalplerini zorlayarak “içimizde gömülü olan gözü” (Mek. 137) iç
benliklerinde bulmalarını ister. (s. 49)
Damascius’un dediğine göre, Hypatia’nın düzenli
öğrencilerinden biri ona aşık olur.
öğrencilerinden biri ona aşık olur.
Hypatia gencin tutkusunun üstesinden müzik aracılığıyla
gelir.
gelir.
Hypatia’nın eşine az rastlanır bir kişiliğe ve sağlam bir
ahlaka sahip olduğun söylenebilir, kaynaklar da bunu söylemektedir. (s. 51-52)
ahlaka sahip olduğun söylenebilir, kaynaklar da bunu söylemektedir. (s. 51-52)
15 Ekim 412 tarihinde, Theophilus’un öldüğü güne dek,
Hypatia’nın yaşamı (…) babasının oluşturduğu bir bilim ortamında, ileri düzeyde
felsefi söylemlerle uğraşan öğrencilerinin arasında sürüp gidiyordu.
Hypatia’nın yaşamı (…) babasının oluşturduğu bir bilim ortamında, ileri düzeyde
felsefi söylemlerle uğraşan öğrencilerinin arasında sürüp gidiyordu.
Theophilus’un yeğeni Cyril’in St. Mark’ın başrahipliğine seçilmesiyle
bu koşullar değişmeye başladı. (s. 94)
bu koşullar değişmeye başladı. (s. 94)
Hıristiyanlarla Yahudiler arasındaki kanlı çatışma (…) ve
Cyril’in diğer dini gövde gösterileri Orestes’i daha da dik kafalı yapmıştı. (s.
98-99)
Cyril’in diğer dini gövde gösterileri Orestes’i daha da dik kafalı yapmıştı. (s.
98-99)
Cyril’in adamları, Hypatia’nın halktan kopuk olmasından
faydalanmanın bir yolunu bularak, şehirdeki ayak takımı ardında aleyhte propaganda
yapılmasını öngören sinsi bir kumpas kurmuşlardır. (s. 104)
faydalanmanın bir yolunu bularak, şehirdeki ayak takımı ardında aleyhte propaganda
yapılmasını öngören sinsi bir kumpas kurmuşlardır. (s. 104)
415 yılının mart ayında, (…) Hypatia (…) Caesarion
kilisesine götürüldü.
kilisesine götürüldü.
…onu öldürdüler. …cesedini şehrin dışına çıkararak Kinaron
denilen bir yere götürdüler ve yaktılar. (s. 107)
denilen bir yere götürdüler ve yaktılar. (s. 107)
Suikast amacına ulaşmıştı.
Cyril, İskenderiye’de istediği konumu ele geçirmişti. (s.
108)
108)
5 Ekim 416 tarihinde Aurelina’ın ardılı, imparatorluk valisi
Monaxius, Cyril’in parabolanlar adı verilen topluluk üzerindeki yetkilerinin
elinden alındığını bildiren bir emir vermiş…
Monaxius, Cyril’in parabolanlar adı verilen topluluk üzerindeki yetkilerinin
elinden alındığını bildiren bir emir vermiş…
Hypatia’yı öldürenlerin bu parabolanlar, başrahibin
muhafızları” olduğuna kuşku yoktur. (s. 110-111)
muhafızları” olduğuna kuşku yoktur. (s. 110-111)
Hypatia’nın geleneksel olarak bilindiği gibi 370
dolaylarında değil, 355 dolaylarında doğmuş olduğunu belirlemiştik. 415 yılında
öldüğü zaman, yaşı oldukça ilerlemiş, altmışlarına varmış olmalıdır. (s. 118)
dolaylarında değil, 355 dolaylarında doğmuş olduğunu belirlemiştik. 415 yılında
öldüğü zaman, yaşı oldukça ilerlemiş, altmışlarına varmış olmalıdır. (s. 118)
Türkçeleştiren: Gamze Deniz
Berfin Yayınları
Haziran, 1999