İslam Tarihi

Kadisiye Savaşı Tarihi, Sonuçları, Önemi, Hakkında Bilgi

Kâdisiye Savaşı. Müslümanlara Kuzey Irak ve İran’ın kapılarını açan meydan savaşı (15/636).

Kaynaklar savaşın sebebi olarak Sâsânî­ler’in, imparatorluğu içine düştüğü buh­randan kurtaracağı umuduyla genç III. Yezdicerd’i tahta çıkardıktan sonra ön­celikle müslümanların fethettiği toprak­ları geri almayı planlamalarını ve müslü­manların da Sevâd arazilerindeki yerli halkın yapılan antlaşmalara uymamaya başlaması, hatta yer yer isyana kalkışma­sı üzerine bunu vesile ederek kendileri­nin Irak’ın içlerinde güvenli bir şekilde ilerleyebilmelerine enge! oluşturan Sâsânî gücünü kırmayı hedeflemelerini gös­termektedir. Irak’taki Müsennâ b. Hari­se gibi bazı ordu kumandanlarının Sâsânî­ler’in karşı hareketini bildirmeleri üze­rine Hz. Ömer amacını sezdirmeden bü­yük bir kuvvet hazırlamak için faaliyete geçmiş ve ordunun organizasyonuna o güne kadar vermediği derecede önem vermiştir. Esasen İslâm orduları, Köprü savaşında (13/634) Sâsânî kuvvetleri kar­şısında uğradıkları ağır yenilgiden bir yıl sonra Büveyb savaşında kazandıkları za­ferle Dicle ve Fırat havzasında ciddi bir üstünlük elde etmişlerdi. Genellikle ka­bul edilen görüşe göre aynı yılın sonlarına doğru Hz. Ömer, Irak sınırına yakın yerlerdeki kuvvetlerin Müsennâ b. Harise’ye, Medine’ye yakın yerlerde bulunanların buradaki kuvvetlere katılması için emir verdi. Niyeti ordunun kumandanlığını biz­zat üstlenmekti; hatta bunun için Medine dışında Sirâr mevkiinde konaklamış olan kuvvetlerin ordugâhına kadar gitmişti. Ancak Hz. Osman, Hz. Ali, Talha bin Ubeydullah, Zübeyr b. Avvam ve Abdurrahman b. Avf gibi ileri gelen sahâbîlerle görüş­tükten sonra Medine’de kalmanın daha uygun olacağı kararına vardı. Bundan sonra da müşavereler neticesinde ordu kumandanlığına o sırada Necid bölgesin­deki Hevâzin kabilesinin zekâtlarını top­lamakla görevli bulunan Sa’d bin Ebi Vakkas’ı getirerek Medine’ye çağırdı; ona ve orduya bazı tavsiyelerde bulunarak Irak’a doğru yola çıkmalarını emretti.

Sa’d beraberindeki kuvvetlerle yola çık­tı. Zerûd ve Şerâf denilen yerlerde konak­layarak halife tarafından görevlendirilen çeşitli kabilelere mensup yeni birliklerin kendisine katılmasını bekledi. Nihayet kı­şın başlayan hazırlıkların tamamlanma­sından sonra ordu ilkbaharda Kûfe’nin 30 km. güneyinde bulunan Sâsânî­ler’in en önemli sınır şehri Kâdisiye’ye vardı. Kay­naklarda İslâm ordusu için 60-70.000. Sâsânî ordusu için 30.000-250.000 ara­sında değişen farklı rakamlar verilmekle birlikte bazı araştırmacıların tesbitine gö­re müslümanların asker mevcudu yakla­şık 9-10.000 kadardı. Sâsânî­ler ise tah­minen 70-80.000 kişiydiler ve ayrıca müslümanlar için ciddi bir tehlike teşkil eden otuz civarında file sahiptiler. Sa’d bin Ebi Vakkas, Hz. Ömer’in isteği üzerine cep­hedeki gelişmeleri devamlı şekilde Medi­ne’ye bildirmekte ve halifeden gelen ta­limatlara uymaktaydı. Sa’d Nu’mân b. Mukarrin, Hanzale b. Rebî’, Eş’as b. Kays, Muğire b. Şu’be. Mugire b. Zürâre ve Amr b. Ma’dîkerîb’in de aralarında bu­lunduğu bir heyeti III. Yezdicerd’e gön­derdi ve onu İslâm’a veya cizye Ödemeye davet etti; ancak kisrâ elçilere sert ve alaycı bir tavırla karşılık verdi. Savaş baş­lamadan önce Sa’d ile Sâsânî ordusu ku­mandanı Rüstem arasında elçiler aracılı­ğıyla görüşmeler yapıldı; Rib’î b. Âmir, Huzeyfe b. Mihsan ve Muğire b. Şu’be gi­bi elçilerin ayrı ayrı yürüttüğü görüşme­ler bir sonuç vermeyince ordular savaş düzeni aldı. İslâm ordusu onlu sisteme göre düzenlenmişti; onar kişiden müte­şekkil mangalara birer arif kumanda edi­yordu. Her kabileye ve büyük kabilelerin önemli kollarına bir onur işareti olarak kendine has bir sancak verildi. Ordu merkez, sağ kanat, sol kanat olmak üzere üç j ana bölümden oluşuyordu. Sâsânî ordu- i sunun da ana bölümleri merkez, sağ ve sol kanatlardı. Orduların tanziminden sonra mevki tesbiti gündeme geldi. Müs­lümanların teklifi, Sâsânî­ler’in Fırat’tan ayrılan Atik kanalını batı istikametinde aşarak kendilerinin bulunduğu tarafa geçmeleriydi. Muhtemelen Sa’d’ın düşün­cesi bir geri çekilme anında askerlerinin hareket yeteneğini kısıtlamamaktı. Bu­na karşılık Sâsânî­ler’in geri çekilmesi du­rumunda kanal onlara engel vazifesi gö­recekti. Sâsânî ordusu kumandanı Rüs­tem Sa’d’ın bu teklifini kabul etti ve or­dusuyla kanalı aştı.

İlgili Makaleler