Abdülfettah Efendi Kimdir, Hayatı, Sanatı, (Hattatlar)
Abdülfettah Efendi (1815-1896) Meşhur Osmanlı hattatı.
Yaşamı
Aslen Rum olan Abdülfettah Efendi Sakız adasında doğdu. Hüsrev Paşa tarafından satın alınarak İstanbul’a getirildi ve müslüman oldu. Burada iyi bir tahsil gördü. Paşanın seraskerliği zamanında Dâire-i Askeriyye’de bazı zabitlerden ders alarak yetişti ve bu sırada hüsnühat öğrendi. Sülüs-nesihte hocası Hafız Mustafa Şâkir Efendi’den 1832’de icazet alan Abdülfettah Efendi, ta’lik hattını da Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendiden meşkederek 1847’de ondan da icazet aldı. Diğer yazı nevilerini ise kimden meşkettiği belli değildir.
1831’de paşanın hususi kâtibi oldu. Bu sırada sıbyan alayı ve tabur kâtiplerine yazı Öğretti. Hüsrev Paşa sadrazamlığa getirilince Sadâret Kalemine girdi. İstanbul’da vakıf kaymakamlığı yaptı. Daha sonra Sivas. Amasya ve Aydın’da evkaf müdürlüğü, Saruhan, Kastamonu ve Selanik’te mal müdürlüğü yaptı; ayrıca Kastamonu ve Selanik’teyken vali vekilliğinde bulundu. 1858’den itibaren İstanbul’da Darphâne’de “Ser-sikkekenlik” (para ve madalya kalıpları hakkedenlerin relsliği) vazifesine getirildi. O yıllarda çıkartılan kâğıt paraların kalıplarının hazırlanmasında da çalıştı. 1860’da para basım tekniklerinde ihtisas yapmak üzere Viyana ve Paris’e gönderildi. Ayrıca Osmanlı Devleti’nde üst derecede vazifeler gördü ve bu sayede çeşitli nişanlar aldı. 16 Ekim 1896’da Vaniköy’deki yalısında vefat etti. Kabri. Sultan II. Mahmud Türbesi hazîresindedir.
Sanatı
Abdülfettah Efendi hattın daha ziyade celî şekliyle eserler vermiştir. Celî-sülüs ve tuğrada benimsediği tavır, Mustafa Râkım’ın açtığı çığırdır. Fakat Mahmud Celâleddin yolundan hoşlanan Sultan Abdülmecid’in saltanatında o “Şive”de celî-sülüs levhaları da görülür. Celîta’lik hattında Yesârîzâde’nin yolunu takip etmekle beraber, bazan İran tavrı ta’lik hattının celî şeklini benimsediği de olmuştur (mesela Bursa Ulucamii’nin iki yan kapı üstlerindeki levhaları). Halbuki Yesâri’den sonra bu yol Osmanlı hattatlarınca tamamen terkedilmiştir.
Abdülfettah Efendi, Sultan II. Mahmud’dan Sultan II. Abdülhamid’e kadar beş padişah devrinde eserleri görülen ve takdir edilen velûd bir hattattır. İstanbul Süleymaniye. Beyazıt, Yıldız Hamidiye, Ertuğrul. Aksaray Valide, Altunizade camileri, Fatih Türbesi, Topkapı Sarayı Bâb-ı Hümâyun’u, Beylerbeyi Sarayı ve birkaç çeşme), Bursa (Ulucami’de çifie ‘Allah) levhasıyla bunun yanında asılı bulunan, bu levhayı yazdığı sırada kullandığı kendi icadı olan ve bir defasında yazarken de Sultan Abdülmecid’in takdirle seyrettiği, ağaçtan yapılma büyükçe celî kalemi). Edirne, Kastamonu (Şâbân-ı Velî Türbesi), 5am, Girit gibi Osmanlı şehirlerinde levha ve taşa kazılmış kitabeleri, pûşîde (örtü) ve perde üstüne işlenmiş celî yazılan ve tuğraları mevcutsa da bir kısmının bugünkü durumu bilinmemektedir. Ayrıca, sersikkeken olarak Osmanlı altın ve gümüş para, nişan ve madalyonlarının, kâğıt paraların kalıplarının hakkedilmesinde ve imalinde büyük emeği geçmiştir. Süleymaniye Camii’ndeki celî-sülüs yazılar da Abdülfettah Efendi’nin eseridir.
Diyanet İslam Ansiklopedisi