Sosyoloji
Martin Heidegger – İnşa Etmek, Oturmak, Düşünmek
Martin
Heidegger – İnşa Etmek, Oturmak, Düşünmek
Heidegger – İnşa Etmek, Oturmak, Düşünmek
Öyle görünüyor ki, oturma yerine ancak “inşa
etmek”le uğraşıyoruz.
etmek”le uğraşıyoruz.
…bu arada, her yapı oturma yeri değildir.
…bir stadyum ya da bir elektrik santrali birer
yapıdır,
yapıdır,
Bununla beraber bu yapılar oturma yerimizin alanına
girer.
girer.
Oturmak ve inşa etmek arasında amaç ve araç ilişkisi
yer alır.
yer alır.
Bir şeyin varlığına ilişkin olan söz bize dil
yoluyla ulaşıyor,
yoluyla ulaşıyor,
İnsan, dilin yaratıcısıymış ve efendisiymiş gibi
davranıyor, oysa dili keyfince biçimlendiren kişidir o.
davranıyor, oysa dili keyfince biçimlendiren kişidir o.
Var Olmak ve Oturmak
İnşa etmek için klasik Almancada bvan sözcüğü
kullanılır ve oturmak anlamına gelir.
kullanılır ve oturmak anlamına gelir.
Bauen (inşa etmek) yükleminin asıl anlamını
(oturmak) yitirdik.
(oturmak) yitirdik.
Genelde oturma söz konusu olduğunda kafamızda
insanın öbür davranışları arasında bir davranışı canlanır.
insanın öbür davranışları arasında bir davranışı canlanır.
Ne demektir, ich bin (varım)?
…“varım”, “varsın” sözcükleri şu anlama gelir:
oturuyorum, oturuyorsun.
oturuyorum, oturuyorsun.
İnsan olmak demek, dünya üzerinde ölümlü olarak var
olmak, yani oturmak demektir.
olmak, yani oturmak demektir.
Oturmak ve Düzenlemek
Ölümlüler göğü gök olarak kabul ederken yine oturur.
Hareketlerini güneşle aya, yollarını yıldızlara, geleceklerini de yılın
mevsimlerine bırakır, ne geceden gündüz yapar ne de günden soluksuz bir koşu.
Hareketlerini güneşle aya, yollarını yıldızlara, geleceklerini de yılın
mevsimlerine bırakır, ne geceden gündüz yapar ne de günden soluksuz bir koşu.
Günümüzde Oturma Yeri
Gerçek oturma yeri sorunu şurada yatar: Ölümlüler
her zaman oturma yerinin varlığını aramış, oysa her şeyden önce oturmayı
öğrenmeleri gerek. İnsanın gurbetçiliği (Heimatlosigkeit) gerçek oturma yeri
sorununu hâlâ sorun olarak görmemesine bağlanıyorsa ne diyeceğiz? Yine de insan
gurbetçiliği kabul ediyorsa, bu artık onun için bir felaket olmaktan çıkar
(Elena). Tam olarak kabul edilip iyi tutulursa akılda, o ölümlüleri oturmayı
çağıracak tek çağrıdır.
her zaman oturma yerinin varlığını aramış, oysa her şeyden önce oturmayı
öğrenmeleri gerek. İnsanın gurbetçiliği (Heimatlosigkeit) gerçek oturma yeri
sorununu hâlâ sorun olarak görmemesine bağlanıyorsa ne diyeceğiz? Yine de insan
gurbetçiliği kabul ediyorsa, bu artık onun için bir felaket olmaktan çıkar
(Elena). Tam olarak kabul edilip iyi tutulursa akılda, o ölümlüleri oturmayı
çağıracak tek çağrıdır.
Türkçeleştiren: Olcay Kunal
Cogito: Sayı 8 (Kent ve Kültürü), Yaz
‘96
‘96
(s. 67-70)
Martin
Heidegger – İnşa Etmek, Oturmak, Düşünmek
Heidegger – İnşa Etmek, Oturmak, Düşünmek
Dilin “bauen” kelimesiyle söylediklerini dinlersek
şu üçlüyü duyarız:
şu üçlüyü duyarız:
1. İnşa etmek, aslında oturmaktır.
2. Oturmak, ölümlülerin yeryüzünde olma tarzıdır.
3. Oturmak olarak inşa etmek; inşa etmede,
yetiştirmede, yani büyümede ve yapıları diken-kuran inşa etmede açılır.
yetiştirmede, yani büyümede ve yapıları diken-kuran inşa etmede açılır.
Eski saksonca “wuon”, Gotça “wunian” kelimeleri,
eski kelime “bauen” gibi kalmak, bir yerde durmak, ikamet etmek anlamlarına
gelir. Ama Gotça “wunian” kelimesinde, bu kalmanın nasıl deneyimlendiği daha
açıktır. “Wunian” şu demektir: huzurlu olmak, huzura kavuşmak, huzur içinde
kalmak.
eski kelime “bauen” gibi kalmak, bir yerde durmak, ikamet etmek anlamlarına
gelir. Ama Gotça “wunian” kelimesinde, bu kalmanın nasıl deneyimlendiği daha
açıktır. “Wunian” şu demektir: huzurlu olmak, huzura kavuşmak, huzur içinde
kalmak.
Yeryüzü,
Gökyüzü,
Tanrısal olanlar,
Ölümlüler,
Bu Dört’ün sadeliğine Dörtlü deriz. Ölümlüler
oturduklarında bu Dörtlü içindedirler. Ama oturmanın temel niteliği korumaktır.
Ölümlüler, Dörtlü’yü kendi özünde korudukları tarzda otururlar. Bundan ötürü
oturan koruma dört katlıdır.
oturduklarında bu Dörtlü içindedirler. Ama oturmanın temel niteliği korumaktır.
Ölümlüler, Dörtlü’yü kendi özünde korudukları tarzda otururlar. Bundan ötürü
oturan koruma dört katlıdır.
Kurtarma sadece bir şeyi bir tehlikeden sakınmak
değildir, kurtarmak aslında, bir şeyi kendi özünde özgür bırakmaktır.
değildir, kurtarmak aslında, bir şeyi kendi özünde özgür bırakmaktır.
Ölümlüler Tanrısal olarak Tanrısal olanları beklediklerinde
otururlar. Umutla, Tanrısal olanları umulmayanla karşılaştırırlar. Tanrısal
olanların teşriflerinin ipuçlarını beklerler ve yokluk-eksiklik işaretlerini
yanlış anlamazlar. Kendilerine Tanrılar yapmazlar ve Putlara tapınmazlar.
Uğursuzluk içinde, hâlâ kendilerinden geri alınmış olan Uğuru beklerler.
otururlar. Umutla, Tanrısal olanları umulmayanla karşılaştırırlar. Tanrısal
olanların teşriflerinin ipuçlarını beklerler ve yokluk-eksiklik işaretlerini
yanlış anlamazlar. Kendilerine Tanrılar yapmazlar ve Putlara tapınmazlar.
Uğursuzluk içinde, hâlâ kendilerinden geri alınmış olan Uğuru beklerler.
Ölümlüler “içe kapanıp” kendi kendileriyle
kaldıklarında bile, dörtlüye ait olmayı bırakmazlar. Söylendiği gibi, aklımızı
başımıza devşirdiğimizde,
kaldıklarında bile, dörtlüye ait olmayı bırakmazlar. Söylendiği gibi, aklımızı
başımıza devşirdiğimizde,
…kendimize döneriz.
…Şeyleri açığa çıkarmak inşa etmektir. İnşa etmenin
özü, bu Şeylerin özelliğine uymasına dayanır. Bu Şeyler, Mekânların ortaya
çıkmasını sağlayan Yerlerdir.
özü, bu Şeylerin özelliğine uymasına dayanır. Bu Şeyler, Mekânların ortaya
çıkmasını sağlayan Yerlerdir.
İnşa etmenin özü oturmaya bırakmaktır.
…oturmak Varlığın temel niteliğidir, bundan ötürü
Ölümlüler vardır.
Ölümlüler vardır.
Oturmanın özü üzerine düşünmeyi arıyoruz.
…oturma sıkıntısı, Ölümlülerin daima yeniden
oturmanın özünü aramasındadır, oysa Ölümlülerin ilkin oturmayı öğrenmeleri
gerek.
oturmanın özünü aramasındadır, oysa Ölümlülerin ilkin oturmayı öğrenmeleri
gerek.
İnsan,
…yersiz yurtsuzluğu düşünmeye başladığında, bu
sefaletten kurtulacaktır.
sefaletten kurtulacaktır.
…Ölümlüleri oturmaya çağıran tek çağrı budur.
Türkçeleştiren: Erdaal Yıldız, Neslihan Behramoğlu,
Nesibe Gönül, Ali Kaftan, İmge Oranlı, Çiğdem Utlu
Nesibe Gönül, Ali Kaftan, İmge Oranlı, Çiğdem Utlu
Kutadgu Bilig
Sayı: 6, Ekim 2004