Sosyoloji
Vladimir Nabokov – Göz
Vladimir Nabokov – Göz
Hikâye 1924-1925 arasında geçer.
Berlin’deki göçmenlerden, sahtekârlardan başarılı
işadamlarına kadar uzanmaktadır.
işadamlarına kadar uzanmaktadır.
Tipler: Mathilda, Kaşmari (Mathilda’nın kocası), Evgenya,
Vanya, Albay Mukhin, Roman Bogdanoviç, Weinstock, Marianna Nikolayevna ve esas
oğlan Smurov.
Vanya, Albay Mukhin, Roman Bogdanoviç, Weinstock, Marianna Nikolayevna ve esas
oğlan Smurov.
Göz’ün izleği, kahramanını bir aynalar cehenneminin içinden
geçiren ve sonunda ikiz imgeleri birbirine kaynaştırarak sona eren bir
araştırmanın sürdürülmesidir.
geçiren ve sonunda ikiz imgeleri birbirine kaynaştırarak sona eren bir
araştırmanın sürdürülmesidir.
…vurgu gizemde değil desendedir. (s. 10)
Mathilda’yle Berlin’de tanıştım.
…birisi bana özel öğretmenlik işi bulmuştu; henüz
fakirleşmeye vakit bulamamış bir Rus ailesinin yanında.
fakirleşmeye vakit bulamamış bir Rus ailesinin yanında.
Mathilda sık sık onları ziyaret ediyordu. (s. 11)
Sanıyorum oldukça hoşuma gidiyordu.
Mathilda ilk metresim değildi.
Çok geçmeden beni sıkmaya başladı. (s. 13)
Mutlu yaşamak için, bir erkek ara sıra kusursuz birkaç
boşluk anı tatmalıdır.
boşluk anı tatmalıdır.
Varoluşumdan hiçbir şey anlamazdım, kendi kendimin
bilincinde olmaktan vazgeçmeme düşüncesi beni deli ederdi ve güvenle ve
dikkatle küçük işleriyle meşgul olan o sade insanları –memurları, devrimcileri,
dükkâncıları- kıskanırdım. (s. 14)
bilincinde olmaktan vazgeçmeme düşüncesi beni deli ederdi ve güvenle ve
dikkatle küçük işleriyle meşgul olan o sade insanları –memurları, devrimcileri,
dükkâncıları- kıskanırdım. (s. 14)
Yoldayım, geliyorum dedi bir erkek sesi. (s. 15)
Ziyaretçi, biraz geri çekil. Çocukları incitmeyeceğim,
onları korumana gerek yok. Bana biraz yer lazım çünkü birazdan senin tozunu
atacağım.
onları korumana gerek yok. Bana biraz yer lazım çünkü birazdan senin tozunu
atacağım.
Bana vurdu. (s. 18)
İntihar etmeden önce adet olduğu üzere birkaç mektup yazmak
ve en azından beş dakika güvenli bir yerde oturmak istedim. (s. 20)
ve en azından beş dakika güvenli bir yerde oturmak istedim. (s. 20)
Kendini ortadan kaldırmaya karar vermiş bir adam gündelik
gailelerden çok uzaktır. (s. 21)
gailelerden çok uzaktır. (s. 21)
…silahın çeliği çıplak göğsüme değmesin diye biraz
uzaklaştırdım. Sonra ateş ettim. (s. 22)
uzaklaştırdım. Sonra ateş ettim. (s. 22)
(Öldü mü, ölmedi mi belli değil)
Temel bir yasa aramak aptalcadır, bulmaksa daha aptalca. (s.
27)
27)
Vızıldayan kurşunların verdiği müzikal zevki söze dökmek
imkânsızdır… ya da dört nala saldırıya geçmenin. (s. 31)
imkânsızdır… ya da dört nala saldırıya geçmenin. (s. 31)
Başka birinin odasını hazırlıksız yakalamak çok
eğlencelidir. Işığı yaktığımda içerideki eşyalar hayretlerinden donakaldılar.
(s. 47)
eğlencelidir. Işığı yaktığımda içerideki eşyalar hayretlerinden donakaldılar.
(s. 47)
…iyi müzik, sözle ifade edilemez olanı ifade edebilir. (s.
52)
52)
…eğer başka türlü dayanılması mümkün olmayan bir endişeye
tahminler yürüterek çözüm bulmamızı mümkün kılan o umut dolu cehaletle
besleniyorsanız; o zaman her şey yolundadır, yaşayabilirsiniz. (s. 54)
tahminler yürüterek çözüm bulmamızı mümkün kılan o umut dolu cehaletle
besleniyorsanız; o zaman her şey yolundadır, yaşayabilirsiniz. (s. 54)
Yemin ederim mutluyum. Bu dünyadaki tek mutluluğun
gözlemlemek, gözetlemek, izlemek, kendini ve başkalarını irdelemek, büyük,
biraz camımsı, biraz kanlı, kırpışmayan bir göz olmak olduğunu idrak ettim. (s.
77)
gözlemlemek, gözetlemek, izlemek, kendini ve başkalarını irdelemek, büyük,
biraz camımsı, biraz kanlı, kırpışmayan bir göz olmak olduğunu idrak ettim. (s.
77)
The Eye
Türkçeleştiren: Ece Şetvan
İletişim Yayınları
2005