Türk Edebiyatı

Türk Deneme Yazarlığı, Yazarları, İsimleri, Kimlerdir, Özellikleri, Hakkında Bilgi

“Herhangi bir konuda kesin sonuçlar aramadan, yazarın düşünsel boyutlarım sergileyen düzyazı biçimi” diye tanımlanabilecek olan “deneme” türü, ülkemizde genellikle “söyleşi” üslubuyla yazılmaktadır. Konu alanı çok geniş olan bu tür doğayla, toplumla, insanla ilgili her şeyi ele alabilir. Çoğunlukla da makale, eleştiri, hatta günce gibi yazı türleriyle karışır, onların özelliklerini gösterir. Türkiye’de en yaygın olan deneme uygulaması “eleştirel deneme” diye adlandırılabilir. Bu denemelerin konulan sanat ve edebiyat yapıtlandır ve sonuçta bir değerlendirmeye girildiği için de eleştirel bir nitelik kazanmaktadırlar.

Türk edebiyatına Tanzimat’tan sonra Batı edebiyatının başka türleriyle birlikte giren denemeye ilkin Edebiyatı Cedide döneminde rastlarız. Bunlar söyleşi havasında oldukça ilkel örneklerdir. Deneme ancak Cumhuriyet’ten sonra başlı başına bir tür olarak gelişir. Yakup Kadri, Ahmet Haşim, Falih Rıfkı  bu türün yetkin ve edebiyat tarihine geçen örneklerini verirler. Ama bu yazarlann asıl edebiyat alanları, roman, şiir, makale gibi başka türlerdir. Türk denemeciliği ilk büyük yazanna Nurullah Ataç’la kavuşur. Dildeki yenilikçiliği, üslubundaki akıcılığı ve titizliği dikkati çeker. Denemelerinin düşünsel yönü de araştırıcı, yoğun ve zengindir. Yaşamı konu alan denemelerin yanı sıra, özellikle edebiyatı konu alan eleştirel denemeler de yazar. Bunlar yer yer polemik havasına bürünürler.

Ataç’m yazdığı yıllarda Sadri Ertem, Sabahattin Eyuboğlu, Vedat Günyol, Suut Kemal Yetkin, Ahmet Hamdi Tanpmar  çeşitli dünya görüşlerine yaslanan ünlü deneme yazarlan olarak edebiyat alanına canlılık ve renklilik getirmişlerdir. Sadri Ertem’in tek deneme kitabı Fikir ve San’at’ta konu zenginliği özellikle dikkati çeker. Suut Kemal Yetkin bilgi aktarmak isteyen ataklıktan kaçınan bir tavır içindedir. Ahmet Hamdi Tanpınar ise bir kültür zenginliğini yansıtır. Sabahattin Eyuboğlu daha çok edebiyat ve sanat konulannı işlemiştir. Ama bu konulan hep yaşamla iç içe ele almış, eleştirel denemelerini tatlı bir söyleşi havasına sokmuştur. Aynı özellik öykülere ve öykücülere ayn bir önem veren Vedat Günyol’da da göze çarpar.

İlgili Makaleler