Sosyoloji

René Guénon – Niceliğin Egemenliği ve Çağın Alametleri

René
Guénon / Abdülvâhit Yahya – Niceliğin Egemenliği ve Çağın Alametleri

Çağımızı (…) değerlendirenler genellikle bu
konuda tamamen olumsuz bir tavır takınmışlarsa (…) bunun nedeni kendilerinin
gerçek ilkelerin bilgisine sahip olmamalarıdır… (s. 13)

Var olan her şeyin, yanlışın bile zorunlu
olarak bir varoluş nedeni vardır…

Kali Yuga’nın, Karanlık Çağ’ın son evresi
diye belirttiği evre…

…modern dünyanın gerçek anlamını
kavramak için, özellikle modern dünyayı belirleyen zihniyetten bütünüyle
kurtulmak gerekir
. (s. 14)

Burada (…) modern zihniyetin karakteristik
(…) nitelikleri arasından, her şeyi sadece nicelik görüş açısına indirgeme
eğilimini, incelememize merkezi nokta alacağız.

Bu eserde, bu geleneksel bilimlerin gerçek
mahiyetinin ne olduğunu, ayrıca onları lâdinî bilimlerden ayıran büyük farkın
ne olduğunu daha bütünsel ve genel bir tarzda göstermeye çalışacağız. (s. 19)

Batının bugünkü üstünlüğüyle insanlık
çevriminin sonu arasında çok anlamlı bir uyum gözükmektedir; çünkü Batı güneşin
tam battığı noktadır.

Batının bu sonuca ulaşmak için kullandığı
vasıtalar sadece maddi bir güce dayanmaktadır (…) Batının üstünlüğü sadece
niceliğin egemenliğinin bir ifadesidir. (s. 21)

Nitelik
ve Nicelik

…kozmik ikiliklerin birincisi… (…) yani
varoluşun ya da evrensel zuhurun ilk sebepleri…

Bu ikilik Puruşa ve Prakriti ikiliğidir.

Öz ve madde ikiliği…

…her varlıkta bu iki ilkenin her birine
tekabül eden bir şey vardır demektir. (s. 26)

…öz (…) bir varlığa ait olan bütün sıfatların
ve bütün özelliklerin ilkesel sentezidir. Bu sıfatlar ve bu özellikler o
varlığın ne ise o olmasını sağlarlar.

…özellik ve nitelik gerçekten eşanlamlı
sözcüklerdir.

Nitelik böylece özün içeriği (…) olarak ele
alınınca, niteliğin sadece bizim, dünyamızla sınırlı olmadığı, fakat aksine
anlamını evrenselleştiren bir konum değiştirmeye de elverişli olduğu kolayca
görülebilir.

…çünkü öz burada üst ilkeyi temsil
etmektedir. (s. 27)

Nicelik
Göstergesi Madde

Skolastik düşünürler (…) Aristo’nun hüle diye
adlandırdığı şeyi materia diye adlandırmaktadırlar.

İlk madde ve ikinci madde terimlerini
kullanarak maddenin bu iki anlamını birbirinden ayırdılar. (s. 32)

…eşyanın açıklamasını madde yönünde değil, öz
yönünde araştırmak gerekir. Mekân simgeciliğinin terimleriyle söyleyecek
olursak, her açıklama yukarıdan aşağıya doğru, üstten alta doğru yapılmalıdır,
alttan yukarıya doğru değil. (s. 33)

…nicelik, dünyamızın tamamen madde yönünü
oluşturduğu için adeta dünyamızın temel ya da esas şartıdır. (s. 35)

Ölçü ve
Zuhur

Bu zuhur etmiş dünyada, kavranabilen ya da
algılanabilen her şey için, Sanskritçe’de sadece nâma-rûpa ifadesi vardır ki,
bu iki terim anlaşılabilen ma’kûl ve duyulabilen mahsûs şeylere tekabül eder…
(s. 40)

Ölçülememiş olan şey henüz belirlenmemiş olan
şeydir; ölçülebilmiş şey ise, kozmosun yani düzenlenmiş evrenin belirlenmiş ya
da sonlu (fini) içeriğidir.

Ölçü fikri, düzen, zuhur etmiş…

Kozmos, kaostan itibaren düzenin bir
oluşumudur.

Mekânın
Niceliği ve Nitelikleşen Mekân

Mekânın tamamen nicelik haline gelmesi için,
tamamen homojen olması gerekir.

Zamanın
Niteliksel Belirlenmesi

Mekânı doğrudan doğruya ölçebiliriz; fakat
tam aksine
zaman, ancak mekân
durumuna indirgenerek ölçülebilir
.

…bir cismin mekân içindeki durumu
hareket olayıyla değişmeye elverişlidir, oysaki zaman içinde bir olayın durumu
kesinlikle belirlenmiştir ve olay biricik olaydır
.

…günümüzdeki olaylar daha önceki çağlarda
eşine rastlanmayan, görülmemiş bir hızla, üstelik durmadan artan, yükselen bir
hızla cereyan etmektedir.

Bu halin son sınırı daha önce değindiğimiz
duruş noktasına tekabül eder.

Bugünkü insanlığın gidişi (…) hareketli bir
cismin hızlı inişine çok benzemektedir. Bu hareketli cisim, aşağıya ne denli
yaklaşırsa hızı da o denli artmaktadır.

Ladinî bilim, şimdiki çağın çok özel
durumlarından doğduğu için, bu durumların dışında daha başka farklı durumları
anlayıp kavramaktan acizdir. (s. 64)

Bireyleşme
İlkesi

Skolastikler maddeyi bireyleşme ilkesini
oluşturan bir şey olarak değerlendirirler.

Skolastik düşünürlerin terminolojisini
kullanacak olursak, suret değil de, figür terimini kullanmak gerekir.

…ancak bizim dünyamızdadır biçim, çünkü biçim
dünyamızda bir başka şartla, yani mekânla iç içe bir durundadır.

…bu dünyanın şartları arasında, gerçek
bireyleşme ilkesini temsil eden şey (…) biçim değil midir?

Aynı cinse ait bireylerin hepsi ortaklaşa
aynı tabiata katılırlar; tabiat dediğimiz şey, bizzat türdür ve o bireylerin
her birisinde, eşit şekildedir. (s. 67)

Birliğe
Karşı Tekbiçimcilik

…dünyamızdaki varoluşlar, tevhid ilkesinden
uzaklaştıkları ölüde, nitelik yönünden daha çok azalmış, nicelik yönünden ise
daha çok artmış olurlar.

…tamamen niceliksel bir bilim kurmak
istendiğine göre, bu bilimden çıkarılan pratik uygulamaların da aynı karaktere
bürünmesi kaçınılmazdır.

Bu bakımdan diyebiliriz ki, modern sanayi her
açıdan niceliğin üstünlüğünü temsil etmektedir. (s. 76)

Eski
Sanatlar ve Modern Sanayi

…eski sanatlarda nitelik, modern sanayide ise
nicelik ağır basmaktadır.

…bu kavram tamamen nitelikle ilgilidir.

Düzene (…) uygun bir etkinliğin her varlıkça
yerine getirilmesi demek olan kavramdır.

Geleneksel anlayışta insanların
etkinliklerini temel nitelikleri belirler; lâdinî anlayışta ise, aksine bu
nitelikler artık hesaba bile katılmazlar. (s. 82)

…çünkü gerçekte eşyayı üretecek olan kendisi
değil, makinedir; Makinenin kölesi olan insan, kısa süre sonra, kendisi de
makine olur çıkar.

Seri üretimin amacı da, mümkün olduğu kadar
çok sayıda ve mümkün olduğu kadar aralarında benzerlik olan eşya üretmektedir
sadece. Üretilen bu eşya aynı şekilde hepsi birbirine benzer kabul edilen
insanların kullanımına tahsis edilmiştir. (s. 85)

Anonimliğin
Çift Anlamı

Geleneksel sanat eserleri, örneğin Ortaçağ
sanat eserleri, genellikle anonimdir (…) son zamanlarda, tarihte geçen bazı
ünlü isimlere bilinen şaheserleri mal etmeye çalışılmıştır.

…günümüzdeki bireyde nicelik nitelik üzerine
üstün geldiği için, eğer deyim yerindeyse, bireyin sadece maddesel bir
görüntüye (…) indirgenmiş olduğunu görürüz.

Bu şu anlama gelir: bu durumda birey artık,
günlük dilde ruhsuz bir vücut denilebilen şeyden daha başka bir şey değildir.

İstatistiklerin
Aldatmacası

Birlik
ve Basitlik

…modern zihniyetin belirgin bir özelliği olan
basitleştirme arzusu…

Sır
Düşmanlığı

Avâmileştirme (…) yani demokratik
düşüncenin bir sonucu olarak, (…) her şeyi herkesin seviyesine indirmek
iddiasıdır.

Her yerde olduğu gibi, burada da
nitelik niceliğe feda edilir
.

…bilim nasıl gözüküyorsa ondan ibarettir
(…) çünkü ilke olarak diyemiyoruz, ama ilkeden yoksun olarak, bu bilim sadece eşyanın
dış yüzeyinde kalmaktadır,

Hakikat şu ki, bu modern düşünce, belli bir
derecede ondan etkilenen herkes nezdinde, sırra karşı bir düşmanlığı ya da
hangi alana ait olursa olsun az ya da çok sıra benzeyen her şeye karşı
düşmanlığı içermektedir. (s. 115)

İnsanları topluluk halinde yaşamaya sevk
edebilmek için, her fırsatta ve çok çeşitli bahanelerle, onları sadece kitleler
halinde bir araya toplamakla yetinmiyorlar (…) tam anlamıyla camdan yapılmış
arı kovanları içine yerleştirmek istiyorlar. Böyle bir hayata rıza gösterebilen
insanlar, gerçekten insan-altı bir seviyeye, daha doğrusu arılar ve karıncalar
gibi böcek türlerinin seviyesine düşmüş demektir.

Akılcılığın
Postulaları

Mekanikçilik
ve Maddecilik

Günlük
Hayatın Aldatmacası

Paranın
Yozlaşması

…niceliğe indirgeme işi en aşırı uca kadar
götürülünce, sonuç olarak gerçek bir çözülmeye varır işin sonu.

İnsanları ve eşyayı saf niceliğe doğru
sürükleyen eğilimin sonu, şimdiki dünyanın ancak son çözülmesi olabilir. (s.
147)

Dünyanın
Katılaşması

Bilim
Efsanesi ve Ayağa Düşürme

…fizikçilerin düşüncesinde de atomlar
kuşkusuz bir tasavvurdur, fakat geniş halk kitlesi atomların, duyuları
yeterince gelişmiş ya da oldukça güçlü gözlem aletlerine sahip olan biri
tarafından görülebilen ve dokunulabilen varlıklar olduğuna kesin olarak inanır.
(s. 160)

Tarihin
ve Coğrafyanın Sınırları

Küreden
Küpe

Kâbil
ve Hâbil

Kâbil gerçekten kardeşi Hâbil’i öldürme işini
tamamlamaktadır.

Bunlar şu andaki insanlığın asıllarından
itibaren ya da en azından insanlık içinde ilk farklılaşma meydana geldiği andan
itibaren mevcut olan iki halk tipidir.

…eşyanın gücüyle, yerleşik toplumlar
kendileri için birtakım görsel simgeler oluşturma noktasına ulaşmaktadırlar ki
bu semboller çeşitli maddelerden yapılmış birtakım resimlerdir, fakat asıl
anlamları açısından hemen hemen her zaman doğrudan doğruya geometrik
şematikçiliğe dayanmaktadır ki, bu da mekân oluşumunun asıl menşei ve
temelidir. Buna karşılık, kendileri için sesli semboller bulma yoluna
gitmişlerdir, çünkü ancak bu semboller sürekli göç halleriyle bağdaşıyordu.

…gözün görmesinin mekânla, kulağın
işitmesinin ise zamanla doğrudan bir bağlantısı vardır.

Böylece, yerleşik toplumlar plastik sanatları
(mimarlık, heykeltıraşlık, resim) yani mekân içinde açılan şekillerin sanatlarını
doğurmuşlardır; göçebeler ise, sesle ilgili sanatları (müzik ve şiir) yani
zaman içinde akıp giden şekillerin sanatlarını doğurmuşlardır.

…her sanat ilk menşeinde, temel olarak, öz
olarak semboliktir. (s. 190-191)

Madenciliğin
Anlamı

Genel olarak metal, sanayileşmiş ve
mekanikleşmiş modern medeniyet içinde gittikçe büyüyen bir rol oynamaktadır.

…bugün bile, metal üzerinde çalışan işçilere
ve özellikle demircilere karşı böyle bir tutum vardır; onların mesleği çoğu
zaman, daha aşağıda bulunan ve tehlikeli olan, sonuç olarak da, yozlaşmış olan
bir büyü uygulamasıyla, çoğu durumlarda ise, tam olarak büyücülükle ortak bir
yön taşıyordu. (s. 197)

Mekâna
Dönüşen Zaman

En uç noktaya varıldığında, zamanın kabz
olması demek sonuçta zamanı tek bir an’a indirgemek demek olur (…) her şeyi
yiyip tüketen zaman sonuçta bizzat kendisini de tüketmiş olur.

İşte zaman mekâna dönüştü derken, ifade
edilmek istenen de bu olabilir.

Çözülmeye
Doğru

…fizik teorileri de, her şey gibi gittikçe
hızlı bir şekilde değişerek, gittikçe sadece niceliksel bir özellik
kazanmaktadır.

Büyük
Duvardaki Çatlaklar

Şamanizm
ve Büyücülük

Modernler geçmiş çağların ve kaybolmuş
medeniyetlerin kalıntılarını kazılar yaparak gün ışığına çıkartmak için canla
başla çalışmaktadırlar. Keşke o eski medeniyetlerin gerçek anlamını bir
kavrayabilseler, fakat gerçekte onlar hakkında herhangi bir şey anlayabilecek
güçleri yoktur.

…modern zihniyetten kaynaklanan bir yorum
yanlışlığını (…) yalnızca maddî nesnelerin bir varlığı olduğu fikridir.

…maddî âlem tamamen manevî düzenden
doğmaktadır.

Psişik
Artıklar

…mecrasından sapmış bir gelenek gerçekten de
ölü bir gelenek (…) sayılır.

Gelenek
Düşmanı Hareketin Safhaları

…öncelikle bireyi âdeta kendi sınırları içine
indirgemek gerekiyordu (…) insanın aşkın alana ait herhangi bir yeteneğe sahip
olmasını ve o yeteneği kullanmasını kabul etmiyordu.

Rasyonalizm (…) Rönesans’ın hümanizmi de, tam
anlamıyla rasyonalizmin doğrudan doğruya habercisinden başka bir şey değildi,
çünkü her kim hümanizmden söz ediyorsa, her şeyi tam anlamıyla insanî öğelere
indirgediğini iddia ediyordur.

İşte, bütün modern bilimin hareket noktası
burasıdır, bu (…) mekanikçilik doğrudan doğruya materyalizme çıkan yolu
hazırlamış oldu…

Sapma
ve Yıkılma

Âvam aldatılmayı ister.

Öyleyse aldatılsın.

Eğer her zaman kesinlikle hakikate göre
konuşmak istiyorsak, modern dünyanın bütün özel kavramlarının önüne, dindışı
bilim de buna dahil olmak üzere, bütün bunların gerçekte ne olduğunu göstermek,
mutlaka bu sahte kelimesini koymak gerekir. Dindışı bilim de gerçekte sadece
bir sahte bilimdir.

Bütün bunlar bir taklittir. (s. 252)

Simgelerin
Tersine Dönüşü

Gelenek
ve Gelenekçilik

…çağımızın belirgin özelliklerinden birisi
(…) her şeyin asıl özünden saptırılması ve bozulması…

Dilin bozulması

Sözcüklerin gerçek anlamlarından
uzaklaştırılarak yanlış kullanılmasıdır.

Gelenek kelimesinin bu şekilde yanlış
kullanımları (…) gelenek kelimesini âdet ya da görenek kelimelerinin
eşanlamlısı yapabilir. Böylece gelenek tamamen insanî olan ve her tür derin ve
manevî bir anlamdan yoksun olan şeylerle karıştırılabilir.

…hepsinin de ortak yönü, gelenek fikrini
tamamen insanî bir düzeye indirmektir. Oysaki, insan-üstü bir alana ait bir
unsur içerirse ancak gerçek gelenek vardır ve olabilir.

Salt insanî alana ait olan hiçbir şey, yasal
olarak geleneksel diye nitelendirilemez. (s. 266-267)

Hümanizm bizzat insan-üstü alanın inkârından
başka bir şey değildir. Aynı şekilde, ulusçuluğun oluşması Ortaçağ geleneksel,
toplumsal kuruluşlarını yıkmak için kullanılan bir vasıta olmuştur.

Yeni
Ruhçuluk

Bunlar (…) modern olmaktan büyük gurur
duyarlar. Modern düşüncenin çok çeşitli tezahürleri arasında, onların hoşuna
gitmeyen tek ey materyalizmdir.

…hayran kaldıkları bilim ve sanayi gibi, daha
pek çok şeyin hem kaynakları hem de mahiyetleri itibariyle hoşlanmadıkları bu
materyalizmle sıkı sıkıya bağlantılı olduğunu bile göremezler.

Bunlar gelenek düşmanı hareketin ikinci
safhası için bulunabilecek en iyi bilinçsiz yardımcılardır.

Materyalizmi izleyecek şeyi, dünyada yayacak
olan bunlardır.

Yeni ruhçuluk dediğimiz budur. (s. 272)

Yeni ruhçuluk da pek çok yönlerden
materyalizme benzemektedir.

Maddî dünyanın sınırlarının ötesine uzanmış
bir materyalizmdir bu.

…özü bozulmuş geleneksel fikirlerden kendi
tarzlarında fragmanlar kullanılarak kendilerine arkaik görünümü veriyormuş gibi
davranan ya da Batıya ya da Doğuya ait herhangi bir geleneksel biçimden alıp
kendilerine mal ettikleri kelimelerle gerektiğinde modern fikirleri başka bir
kılığa sokan bizzat bu ekollerden bazıları, bu eski ya da sahte geleneksel
fikirleri modern bilimin teorileriyle uzlaştırma konusunda çalışıp
durmaktadırlar. (s.  274)

Çağdaş
Sezgicilik

Bergson

O aklın çaresizliklerine çare bulmayı aklın
üstünde aramak yerine, aklın altında aramaktadır ve (…) gerçek zihinsel sezgiye
başvurmak yerine son derece karmaşık bir kavram içinde sözümona bir sezgiye
yani sadece duyusal ve yaşantısal bir sezgiye başvurmaktadır.

Bergson

Bütün modern teoriler dini tamamen insanî bir
olguya indirgemek isteme konusunda ortak bir çizgiye sahiptirler. (…) Bu ise
(…) dini inkâr etme anlamına gelir.

Din hakkındaki bu teoriler (…) biri
psikolojik diğeri sosyolojik olmak üzere başlıca iki gurupta toplanabilir.
Psikolojik teori, dini insan tekinin tabiatıyla açıkladığını iddia eder.
Sosyolojik teori ise dinde sosyal nitelikli bir olgu ve ayrıca bireylere hakim
olabilen ve onlara kendisini zorla kabul ettiren bir tür kolektif bilinç ürünü
görmeye çalışır. Bergson’un orijinalitesi ise, sadece bu iki tür açıklamayı
birleştirmeye çalışması (…)

Bergson’a göre biri statik diğeri dinamik
olmak üzere iki tür din vardır.

Kapalı din ve açık din

Birincisi sosyal mahiyette

Diğeri psikolojik mahiyettedir. Ve tabii ki
tercihini psikolojik mahiyette olan din yönünde kullanmaktadır. (s. 278-279)

Bergson ahlakı, (…) dinin dışında bir şeymiş
gibi ele alıp onu bir kenara koymakla işe başlamıştır. O zaman geriye bir şey
kalmıyor ki (…) bu da modernistlerle ve liberal Protestanların özlemlerine çok
yakındır.

İşte bu din duygusunu Bergson üstün din
sanmaktadır.

Böylece dini yücelttiğini sanmaktadır oysaki
dinin bütün olumlu içeriğini boşaltmaktan başka bir şey yapmamaktadır.

Dinî duygu hiçbir zaman din
değildir
.

Bergson büyüde psikolojik bir menşe arıyor ve
onu gönlün dolup taştığı bir arzunun dışavurumu şekline çeviriyor.

Kendi teorilerinin çerçevesine girmeyen her
şeyi peşinen inkâr eden bu filozofun gözüpekliğine hayran oluyoruz… (s. 282)

…peşin fikirlerin gücü böyledir; onlar
dünyanın tamamen kendi kanaatleri ölçüsünde sınırlı olduğundan bir an bile
kuşku duymazlar; (nitekim bu da onlara sistemlerini kurma olanağı
sağlamaktadır)

…günümüzde büyü psişik bilim adı altında (…)
kılık değiştirmiş bir şekilde ortaya çıktığı için, Bergson’a kendisini kabul
ettirmeyi başarmıştır. (s. 183)

Psikanalizin
Zaraları

Manevî alana ait olan öğeleri, garip bir
tutarsızlıkla kullanma işi pek çok psikolog tarafından materyalist bir tutumla
birlikte sürdürülmektedir.

(Yahudilerde (…) öne çıkan amacından sapmış
göçebeliğin “zararlı” ve “yıkıcı” yanı)

Psişik
Olanla Manevi Olanın Karıştırılması

…psişik alanla manevî alanın birbirine
karıştırılması (…) burada Batılıların çok uzun bir zamandan beri nefs ile ruhu
birbirinden ayırmayı bilemeyişleri gerçeğinin, âdeta doğal sonucu yatmaktadır.

Gerçekte zihin olana ruh adı vermek de bir
başka hata örneğidir.

Kozmik bilinç aslında tüm psişik etkilerin
karışık ve belirsiz bütünlüğünden başka bir şey değildir.

…bu psişik etkilerin kesinlikle manevî
etkilerle hiçbir ortak yanları yoktur.

İşte bu ölümcül hatayı işleyenler üstteki
sular ile alttaki sular arasındaki farkı ya unutuyorlar ya da bilmiyorlar.
Yukarıdaki okyanusa doğru yükselmek yerine aşağıdaki okyanusun dibine
gömülüyorlar.

Sahte
İnisiyasyon

…gelenek düşmanı hareketi şeytanî bir hareket
olarak nitelendirdik.

…şeytanın bürünebileceği özel şekiller ne
olursa olsun, şeytanın metafiziksel olarak dönüşebileceği inkâr ve yıkıcılık
fikridir.

…biz şeytanın hareketlerini ve etkilerini
ancak dünyevî âlemde görmekteyiz.

Bunlar (…) karşı-inisiyasyon dediğimiz
şeydir. (s. 303)

İslam öğretisine göre şeytan insan üzerinde
ancak nefs vasıtasıyla bir etki bırakır: oysaki, ruh, ki özü saf nurdur,
şeytanın ulaşabileceği yerlerin ötesindedir.

Sahte-inisiyasyon (…) tam anlamıyla bir
hiçtir.

En ustaca ve aynı zamanda en ölümcül yalan,
(…) doğru ile yanlışı birbirine karıştıran ve böylece doğruyu, yanlışın galip
gelmesi için kullanmaya çalışan yalan değil midir? (s. 316)

Kehanetlerin
Aldatmacası

“Propheties” sözcüğünü ancak (…) gelecek
olayların önceden haber verilmesinde kullanmak uygun olabilir; bu sözcüğün
başka türlü kullanılması kesinlikle yanlıştır.

Büyük Piramit’in Kehanetleri (…) orada bulmak
istedikleri şey, sadece öncelikle Yahudiliğin, daha sonra da Hıristiyanlığın
görüşüne indirgenmiştir. (s. 323)

Gelenek
Düşmanlığından Karşı-Geleneğe

Gelenek düşmanı (…) karşı-gelenek
diyebileceğimiz bir durum oluşturma eğilimindedirler.

…karşı-inisiyasyon hareketinin temsilcileri,
tıpkı sıradan din dışı inanlar gibi özü, yani manevî ve metafiziksel alana ait
hakikati hiç mi hiç bilmemektedirler; çünkü hakikat, hiç mi hiç
bilmemektedirler; çünkü hakikat, en basit prensiplerine varıncaya kadar, onlar
için gökyüzü kapandığından beri, onlara tamamen yabancı olmuştur.

…karşı inisiyasyon hareketi kaçınılmaz olarak
varlıkları insan-altı alana doğru sevk eder. (s. 331)

Büyük
Parodi ya da Tersine Maneviyat

Bir
Dünyanın Sonu

Bir dünyanın sonu ancak bir hayalin sonudur…

İz Yayıncılık

3. Baskı, 2012

İlgili Makaleler