Tarihi Şahsiyetler

Karaosmanoğulları Ailesi Kimdir, Tarihi, Hakkında Bilgi

Karaosmanoğulları. XVIII. yüzyılda Batı Anadolu bölgesinde etkili olan ayan ailesi.

Adını, Manisa’nın Akhisar ilçesine bağlı Yaya köyü (bugün Zeytinliova] halkından Kara Osman Ağa adlı bir sipahi emeklisin­den alır. Kara Osman Ağa’nın babası Mehmed Çavuş’un da (ö.1054/1644) Yaya kö­yü ve Manisa’da ikamet eden bir devlet görevlisi (kapıcıbaşı) olduğu belirtilir. Türk­men menşeli olarak kabul edilen Kara Osman Ağa. 1076’da (1666) III. Murad Camii evkafından Bahadırlı mukataası. 1087’de (1676) beytülmâM âmme ve hâssa mukâtaasıeminliğîni aldı. 1098′-de (1687) Aydın’da deftere kaydedilme­miş hıristiyan halkın cizyesini tesbitle gö­revlendirildi. Bu işler sayesinde servet ve güç sahibi haline geldi ve adı Manisa aya­nı arasında geçmeye başladı. 1118’de (1706) öldüğünde arkasında bölgenin idaresinde önemli bir rol üstlenecek ve Karaûsmanoğullan (Karaosmanzadeler) di­ye anılacak güçlü bir aile bıraktı.

Ailenin Manisa ve yöresindeki şehir, ka­saba ve köylere kadar nüfuzunu yayma­sında Kara Osman Ağa’nın büyük oğlu Hacı Mustafa Ağa’nın önemli bir payı ol­du. Babası gibi eminlik yapan Mustafa Ağa, İran seferi sırasında 1136’da (1724) bölgeden istenen develerin toplanması işiyle kendini gösterdi. 1730’da Manisa’­nın serdengeçti ağası olarak Aydın yöre­sinden toplanan 1000 kişilik askerin ku­mandanlığına getirildi. İran seferlerinde gösterdiği başarılarla dikkat çekti. Mani­sa bölgesinde ün salmış eşkıyanın [Sarıbeyoğlu, Uzun İsmail, Sıracalı Himmet] bertaraf edilmesinde önemli rol oynadı ve bu sayede 1156’da (1743) Saruhan san­cağı mütesellimliğine getirildi. Aynı za­manda bulunduğu bölgede rakipsiz hale geldi. Ancak Turgutlu ve Manisa halkının yoğun şikâyetleri sonucunda 1168 Zilhic­cesinde (Eylül 1755) görevinden alındı ve iki ay sonra idam edildi. Azil ve idam se­bebi diğer ayanla olan çekişmesine, özel­likle Saruhan sancağı mukâtaasını mali­kâne olarak üzerinde bulunduran, daha sonra Anadolu ve Rumeli valiliklerine getirilip Mustafa Ağa’nın te’dibiyle görev­lendirilen Yeğen Ali Paşa ve ortaklarıyla olan anlaşmazlıklarına bağlanır.

Mustafa Ağa’nın idamı ve mallarına el konulması ailenin nüfuzunu sarstıysada ‘ büyük oğlu Atâullah, yeniden bölgede güç ve itibar kazanıp 1171’de (1758) Manisa mütesellimliğini elde etti. Üç yıl sonra mütesellimlikten azledildiyse de Yaya kö­yüne yerleşerek bölgedeki idareciler üze­rinde nüfuz ve etkisini sürdürdü. Berga­ma voyvodası Araboğlu ile olan mücade­lesi büyük bir çatışmaya dönüştü, birçok köy yakıldı ve harap oldu. Bunun üzerine hakkında idam fermanı çıktı.[Safer 1180/ Temmuz 1766] Bu sırada Saruhan mütesellimliğinde bulunan kardeşi Ahmed Ağa da azledilmişti. 2000 kişilik kuvvetiyle Ya­ya köyüne kapanan Atâullah Ağa hükü­met güçlerine karşı duramayıp kaçtı ve yolda öldüğü haberi merkeze ulaştı.[Rebîülâhir 1180 / Eylül 1766] Kendisinin ve kardeşleri Hacı Ahmed Ağa ile Hacı Pulat Mehmed Ağa’nın bütün mallarına el ko­nuldu. Bu sırada bunların birçok köyü il­tizamları altında bulundurdukları, ayrıca beş büyük çiftliğe sahip oldukları tesbit edildi.

Ailenin tekrar güç kazanması 1768 Osmanlı-Rus savaşından sonra oldu. Dev­letin savaşlar için bölgedeki mahallî kuv­vetlere ihtiyaç duyması, öte yandan önemli bir ticaret merkezi olan İzmir’in korunması ve asayişinin temini için ma­hallî güçlerin devreye sokulmak isten­mesi Karaosmanoğulları’nın yeniden di­rilişini sağladı. Atâullah Ağa’nın kardeşi Hacı Ahmed Ağa 1769’da Sancakburnu muhafızliğıyla birlikte İzmir voyvodası oldu. Bir yıl sonra Tuna cephesinde bu­lunan orduya katılması istendi, 1185’te (1771) Şumnu’dan İzmir’e dönüşünde Sakız adası muhafızlığına getirildi, hiz­metleri karşılığı iki yıl sonra Saruhan sancağı mütesellimliğine tayin edildi. Ah­med Ağa 1201 “de (1787) Rusya’ya kar­şı açılan savaşa askerleriyle birlikte ka­tıldı. 1793’te Yaya köyünde vefat et­ti. Onun Saruhan mütesellimliği sırasın­da Bergama, Turgutlu, Gelenbe, Aydın, İzmir gibi şehir ve kasabalarda muhassıllık, voyvodalık yapan ailenin diğer fert­leri bölge ticaretinde önemli rol oynuyor­lar, İzmir’deki Avrupalı tacirlerle yakın iş ilişkisi içinde bulunuyorlardı. Manisa ve İzmir başta olmak üzere bölgedeki diğer kasabalarda aile fertlerine ait birçok ha­na rastlanması ticarî faaliyetteki fonksi­yonlarının önemli bir işaretidir. Ayrıca geniş çifti i ki eriyle bölgenin en zengin top­rak sahipleri arasında yer almaktaydılar.

İlgili Makaleler