Tarihi Şahsiyetler

İskender Paşa Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

İskender Paşa (ö. 979/1571) Osmanlı beylerbeyi.

Çağdaşı öteki İskender paşalardan ayır­mak için bazan Çerkez, bazan da Gazi ve­ya San lakaplanyla anılır. 895’li (1490) yıl­larda Aral gölü ile Hazar denizi arasında­ki topraklarda dünyaya geldiği, babasını kaybetmesi üzerine ailesiyle birlikte Os­manlı ülkesine göç ettiği, 1510’lu yıllar­da Trabzon’dan İstanbul’a gelerek Deli Hüsrev Paşa’ya intisap edip onun maiye­tinde bazı seferlere katıldığı rivayet edilir. 1521 “de Diyarbekir beylerbeyliğine geti­rilen Hüsrev Paşa’nın yanında önce kapi-cıbaşısı oldu. ardından çavuşbaşılığa yükseltildi. Hüsrev Paşa’nın Rumeli beylerbeyiliğine nakli üzerine onunla birlikte gitti. Bir süre sonra da sancak beyliğine terfi etti. 1541 yılında Budin Kalesi’nin doğru­dan Osmanlı idaresi altına alındığı Maca­ristan seferine katıldı. 1546’da Diyarbe­kir, Şam ve Halep defterdarlıklarının top­landığı Arap ve Acem defterdarlığına ta­yin edildi. Ertesi yıl İstanbul’a çağrılarak Anadolu defterdarlığına getirildi.

Kanunî Sultan Süleyman’ın 955’te (1548) çıktığı İkinci İran seferine katılan İskender Paşa. Tebriz’in zaptında önemli hizmetlerde bulundu. Aynı yıl içinde Van’ın ikinci ve kesin fethinden sonra kimsenin görev almak istemediği yıllık geliri 1 mil­yon akçe olan bu eyaletin kendi isteğiyle ilk beylerbeyi oldu. Van beylerbeyi iken harap haldeki Van Kalesi’ni onartıp savunma amaçlı olarak kullanı­lacak hale getirdi. 0 sırada İran’ın Hoy Kalesi Beyi Dünbüllü Hacı Han’ın saldın hazırlığı içinde olduğu­nu duyunca daha önce davranıp karlı bir kış günü Hoy’u zaptetti ve Dünbüllü’nün başını padişaha gönderdi. Ertesi yıl yine İran’a ait Revan’a akınlar düzenledi ve çarşısına girerek yağ­malattı.

İskender Paşa 958 (1551) yılında Erzu­rum beylerbeyiliğine nakledildi. Bu görevi sırasında Gürcülerle savaştı ve otuz üç gün süren kuşatmadan sonra Ardanuç Kalesi’ni alarak Osmanlı idaresine kattı.[8 Cemâziyelâhir 958/ 13 Haziran 1551] Ar­dından doğuya doğru ilerleyerek Ardahan ve çevresini, Şavşat ve Göle’yi aldı. Narman Kalesi de İskender Paşa’nın gayret­leriyle Osmanlı Devleti’ne bağlandı.

Bu fetihler sırasında Gürcüler’in İran’­dan yardım istemesi üzerine İskender Paşa SafevîJer’e harsı bizzat hareket edereK çok sayıda esir ve ganimet almış, bunlar arasında Sâsânî hükümdarlarından Nû-şirevân’a veya efsanevî İran Hükümdarı Cemşîd’e ait ol­duğu rivayet edilen la’l kadehi Kanûnî”ye takdim etmiştir. 957 (1550) yılı sonların­da Kanunînin İran seferinden dönmesi­nin ardından Şah I. Tahmasb, Hoy Kale­si’ni kaybetmiş olmanın hıncıyla hazırla­dığı büyük bir orduyu oğlu İsmail Mirza kumandasında Erzurum’a göndermişti. Erzurum Kalesi önlerinde 5000 kişilik Os­manlı ordusu ile kalabalık Safevî ordusu arasında çok çetin bir savaş oldu ve sonunda İskender Paşa kuvvetleri yenil­di; fakat kale düşmekten kurtuldu (959/ 1552). Paşa, üzüntü İçinde padişahtan ce­zalandırılmayı beklerken Kanunî gönder­diği mektupta şahın oğlunun kuvvetleri­nin çok kalabalık ve kendisinin bu kadar dayanmasının bile takdire şayan olduğu­nu, elinden geleni yaptığını ve hatırını hoş tutmasını belirterek teselli etmiş; hil’at, kılıç ve topuz göndererek gönlünü almıştır. Vezîriâzam Rüstem Paşa da gönderdiği mektupla İskender Paşa’nın gazasını kut­lamıştır.

İlgili Makaleler