Tarihi Şahsiyetler

Hz. Muhammed -Ahlakı, Üstün Ahlakı- Hakkında Bilgi

Hz. Peygamber kıyamete ka­dar gelecek insanlara örnek bir şahsiyet, davranışlarından ders alınacak bir reh­ber olarak gönderildiği için [Ahzâb 33/ 21] hayatın her yönünü kapsayan üstün bir ahlâkla donatılmıştır.[Kalem 68/4] Devlet başkanlığından aile reisliğine ka­dar her sahada üstün bir ahlâk ortaya koymuştur. İlâhî destek ve denetim al­tında bulunduğu ve gerektiğinde rabbinin yardımını gördüğü halde sıradan bir insan gibi hayatın bütün zorluklarını ya­şamıştır. Onun bütün hayatı kucaklayan bu tabii yaşama biçimi, ahlâkının her de­virde birbirinden farklı insanlar tarafından örnek alınabileceği inancını güçlen­dirmiştir.

Hz. Âişe, Resûlullah’ın ahlâkının Kur-‘an’dan ibaret olduğunu belirtmiş Hz. Peygamberde Cenâb-ı Hak tarafından en güzel şekilde eğitildiğini ifade etmiştir. Resûl-i Ekrem güzel ahlâk üzerinde özel­likle durmuş, ahlâkî erdemleri tamamla­mak için gönderildiğini söylemiş ve yüzünü güzel yarattığı gibi huyu­nu da güzelleştirmesi için Allah’a dua et­miş mükem­mel imanın güzel ahlâklı olmakla sağla­nabileceğini bildirmiştir. Onun başkalarına tavsiye ettiği ahlâk ilkelerini hayatı boyunca uygulaması bu ilkelerin daha çok benimsen­mesini sağlamıştır.

Hz. Peygamber’in insanları kendisine hayran bırakan özelliklerinden biri de herkese değer vermesi ve hiçbir şekilde nezaketi ihmal etmemesidir. Gördüğü insanlara ayırım yapmadan önce o selâm verir, erkeklerle tokalaşır, muhatabı elini bırakmadıkça o da bırakmazdı. Karşısın­dakine bütün vücuduyla dönerek konuşur ve muhatabı yüzünü çevirmedikçe Resûl-i Ekrem de çevirmezdi. İnsanlara güzel söz söyler, guleryüz gösterir ve böyle dav­ranmanın sevap olduğunu söylerdi. İki şeyden birini yapmakta serbest bırakıldığında kolay olanı tercih ederdi. Kendisi binek üzerindeyken yanında bir başkasının yaya yürümesinden rahat­sızlık duyardı. Kendisini evle­rine davet edenleri kırmaz ve gönülleri­nin hoş olması için orada nafile namaz kılardı. Birinin yanlış bir davranışını veya uygun olmayan kıyafetini gördüğü za­man utandırmamak için ona hatasını söy­lemez, bu uyarıyı başkalarının yapmasını tercih ederdi. Ağzından çirkin söz çıkmaz, ahlâkı güzel olanın hayırlı insan olduğu­nu söylerdi. Hayatın­da hiçbir kadını ve köleyi dövmemiş, şah­sına yapılan haksızlıktan dolayı intikam almamıştır. On yıl boyunca hizmetinde bulunan Enes b. Mâlik’e bir defa bile kızmamış, yaptığı bir hata yüzünden onu azarlamamıştır. Son derece edepliydi ve hayanın imandan olduğunu söylerdi. Bir şeyden hoşlanmadığının ancak yü­zünden anlaşıldığı, hanımların bazı özel hallerine dair sordukları sorulara cevap verirken oldukça zorlandığı belirtilmek­tedir.

İlgili Makaleler