Sosyoloji

Giorgio Agamben – Olağanüstü Hal

Giorgio Agamben – Olağanüstü Hal

Carl Schmitt

Egemene ilişkin olarak olağanüstü hal ilanına karar veren
kişi tanımını yapar (Politische Theologie).



(Olağanüstü hal) “Kamu hukuku ile siyasal olgu arasında bir
dengesizlik noktası” Saint-Bonnet (s. 7)

…araştırmamızın amacı, kamu hukuku ile siyasal olgu
arasındaki ve hukuk düzeni ile yaşam arasındaki bu ara bölgeyi irdelemektir.
(s. 8)

Olağanüstü hal

…özel bir hukuk değildir; hukuk düzeninin kendisinin askıya
alınması olarak, hukukun eşiğini ya da sınır-kavramını belirler. (s. 11)

Sıkıyönetim kurumunun kökeni, Fransız Kurucu Meclisi’nin 8
Temmuz 1791 tarihli kararnamesindedir. (s. 11/12)



(Bu bölümden itibaren
Fransa ve İngiltere tarihinden bazı siyasal uygulamalar inceleniyor
)

…demokratik anayasanın korunması için haklı gösterilmeye
çalışılan olağanüstü önlemler, demokratik anayasanın yok oluşuna götüren
önlemlerle aynıdır.
(s. 16)

Zorunluluk hiçbir yasa tanımaz ve zorunluluk kendi yasasını
yaratır.

Olağanüstü hal kuramı bütünüyle zorunluluk hali kuramına
indirgenmekte… (s. 36-37)

…hukukta zorunluluk yasal olmayanı yasal hale getirir. (s. 37)

Zorunluluk hali, ancak modernlerle birlikte hukuk düzenine
dâhil edilmeye ve yasanın gerçek bir “hali” olarak sunulmaya başlar. (s. 40)

Bir olağanüstü hal kuramı oluşturmaya yönelik en titiz
girişim Carl Schmitt’in eseridir (Diktatörlük).



…kitapta olağanüstü hal, diktatörlük figürü aracılığıyla
sunulur.

Schmitt, olağanüstü hali diktatörlük bağlamına
yerleştirdikten sonra, diktatörlüğü ikiye ayırır: yürürlükteki anayasayı
korumak ya da düzeltmek amacını güden “temsili diktatörlük” ile diktatörlüğün,
olağanüstü durum ya da istisna figürü olarak, deyim yerindeyse kritik kütlesine
ya da ergime noktasına ulaştığı “egemen diktatörlüğü.” Böylece, Siyasal
Teoloji’de “diktatörlük” ve “sıkıyönetim” terimlerinin ortadan kalkması
olanaklı hale gelir ve onların yerini olağanüstü hal alır. (s. 47)

Olağanüstü hal, normu askıya alarak, özgül olarak hukuki
olan biçimsel bir öğeyi tam bir saflıkla açığa vurur: karar. (s. 50)

Olağanüstü hal, gerçekliğin etkin olarak yasalaştırılmasını
olanaklı kılmak için, hukuka bir yasasızlık bölgesi sokar. (s. 52)

Olağanüstü hal, yasasız bir yasa gücünün söz konusu olduğu
(bu yüzden de yasa-nın-gücü şeklinde yazılması gereken) bir yasasızlık
uzamıdır. (s. 55)

Olağanüstü hal kavramının bir ilk örneği olarak iustitium
(s.59 ve sonrası)

Hukuk artık en üst görevini 
-kamu esenliğini güvence altına almak- yerine getiremediğinde, acil
durum yararı bir yana bırakılıyordu ve nasıl zorunluluk hallerinde yöneticiler
bir senatus consultum ultimum aracılığıyla yasanın sınırlamalarından bağımsız
kalıyor idiyseler, en uç durumda da hukuk devre dışı bırakılıyordu. (s. 64-65)

Olağanüstü hal
diktatörlük değildir.

bir yasasızlık
bölgesidir
.

Olağanüstü hali hemen hukuka bağlamaya çalışan bütün
doktrinler yanlıştır
.

Zorunluluk hali “bir hukuk hali” değil, hukuksuz bir
uzamdır. (s. 70-71)

Hukukun hiçbir durumda katlanamayacağı (…) şey, hukukun
dışındaki bir şiddetin varlığıdır. (s. 74)

Benjamin eleştirisinin görevi, böyle bir şiddetin
gerçekliğini kanıtlamaktır: “şiddete, saf dolaysız şiddet olarak, hukukun
ötesinde de bir gerçeklik tanınırsa, devrimci şiddetin –insanın saf şiddetinin
en üstün tezahürüne verilecek olan addır bu- olanaklılığı da kanıtlanmış olur.
Bu şiddetin kendine özgü niteliği şudur: O, hukuku kurmaz, hukuku korumaz da,
hukuku tahtından indirir ve böylece yeni bir tarihsel çağı başlatır. (s. 75)

Bir varlığın saflığı asla koşulsuz ve mutlak değildir, her
zaman bir koşula tabidir.

Doğa için, doğanın dışında bulunan saflığının koşulu, insan
dilidir. (s. 83)

Kafka’nın kişileri (…) olağanüstü haldeki (…) hayaletimsi
hukuk figürüyle uğraşmak zorundadırlar. (s. 87)

Stato di eccezzione

Türkçeleştiren: Kemal Atakay

Varlık Yayınları

Nisan 2008

İlgili Makaleler