Tarihi Şahsiyetler

Ebu Cendel Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi -Sahabi-

el -Âs b. Süheyl b. Amr el – Amirî el – Kureşî (ö. 18/639 [?]) Sahâbî.                      

Müslüman olduktan sonra Ebû Cendel künyesiyle meşhur olmuştur. Kay­nakların bir kısmında kardeşi Abdullah b. Süheyl ile karıştırılmış ve onunla ilgili bazı olaylar Ebû Cendel’e isnat edilmiş­tir. Ebû Cendel Bedir Gazvesi’nden (2/ 624) önce Mekke’de müslüman oldu. Bu sebeple babası tarafından hapsedilerek zincire vuruldu ve hicret etmesine izin verilmedi. Hudeybiye Antlaşması’nda (6/ 628] Mekkeliler’in temsilcisi olan babası Süheyl b. Amr ile Hz. Peygamber antlaş­ma konularını görüşüp yazılı metni im­zaya hazır hale getirdikleri sırada Mekke’de hapsedildiği yerden kaçan Ebu Cendel’in ayaklarındaki zincirleri sürü­yerek geldiği görüldü. Bunun üzerine Sü­heyl Peygamber’den antlaşma gereğin­ce oğlunun iadesini istedi. Hz. Peygamber antlaşmanın henüz imzalanmadığı­nı ve Ebu Cendel’in onun dışında tutul­ması gerektiğini söylediyse de Süheyl bunu kabul etmedi ve oğlu iade edilme­diği takdirde antlaşmayı imzalamaya­cağını söyledi. Hz. Peygamber onun ken­di hatırı için antlaşma dışı tutulmasını istedi, fakat Süheyl bunu da kabul et­medi. Bu arada oğluna işkence etmeye­ceğine dair söz verdiği halde onu sürük­leyerek götürmeye başladı. Müslüman­ları derin üzüntüye sevkeden ve “Yevmü Ebî Cendel” diye anılacak olan bu olaya çok üzülen Resûl-i Ekrem Ebû Cendel’i teskin etmeye çalıştı ve Kureyşliler’le yaptığı antlaşmaya sadık kalacağına dair Allah adına söz verdiğini belirterek ona sabır tavsiye etti; Cenâb-ı Hakk’ın ken­di durumunda olanlar için yakında bir çıkış yolu göstereceğini söyledi.

Hudeybiye Antlaşması’ndan sonra müslüman olarak Medine’ye gelen, fakat Kureyşliler’in isteği üzerine iade edilen Ebü Basîr’in muhafızlardan birini öldürerek Kızıldeniz sahilindeki Sîfülbahr’e kaçtı­ğını haber alan Ebû Cendel, kendisi gibi hapsedilmiş yetmiş kadar müslürnanla oraya kaçtı. Sîfülbahr’deki müslümanla-nn ticaret kervanları için tehlikeli bir güç haline geldiğini gören Kureyşliler, müslüman olup Medine’ye gidenlerin iadesini öngören maddeden vazgeçtik­lerini, özellikle de Ebü Basîr ile Ebû Cen­del ve arkadaşlarının Medine’ye kabul edilebileceklerini Hz. Peygamber’e bildir­diler. Buna karşılık ticaret kervanlarının vurulmasına meydan verilmemesini is­tediler. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Ebü Basîr ve arkadaşlarına bir mektup göndererek Medine’ye gelmelerini em­retti. Mektup Sîfülbahr’e ulaştıktan az sonra Ebü Basîr vefat etti. Onun ölümün­den sonra oradaki müslümanlann reisi durumunda olan Ebû Cendel arkadaş­larıyla birlikte Medine’ye gitti.

Hz. Peygamber’in vefatına kadar Me­dine’de kalan Ebû Cendel bütün gazve­lere iştirak etti. Mekke’nin fethedildiği gün müslüman olan babasıyla birlikte Dımaşk’ın fethine katıldılar. Ebû Cendel’in Dımaşk’ta Dırar bin Hattab adlı sahâbî ile beraber şarap içtiği ve içkinin haram kılınmasından önce içenlerin sa­mimi müslüman oldukları takdirde gü­nahlarının bağışlanacağını bildiren âyeti(Mâide 5/93) kendi lehlerine yorum­lamaya çalışması üzerine vali ve kuman­dan Ebu Ubeyde bin Cerrah tarafından Halife Ömer’in emriyle cezalandırıldığı ri­vayet edilmiştir.

Ebû Cendel bazı kaynaklara göre Yemame Savaşı’na (12/633) iştirak ede­rek orada otuz sekiz yaşında vefat et­miş, bazılarına göre İse 18 (639) yılında Ürdün’de çıkan veba salgınında baba­sıyla birlikte ölmüştür.

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler