Nedir ?

Tarikat Nedir, Ne Demektir, Tarikatın Anlamı, Çeşitleri

Tarîkat

Tarîk ve tarîkat lügatta yol, hal ve durum manâlarına gelir. Tasavvuf ıstılâhında ise Hakk’a vâsıl olmak için mürşid-şeyh nezaretinde  mürid ve sâlikin takib edeceği terbiye usul ve yoludur. Tasavvuf ıstılahında tarikat, önceleri âhireti kazanmak için dünyadan yüz çevirerek ruhî kuvvetleri terbiye, nefs ve tabiata aid olan güçleri kontrol altına alabilmek için zâhidâne bir yaşayış manâsına iken, daha sonraları büyük mürşidlerin etrafında kurulmaya başlayan ve kalbi tasfiye, nefsi tezkiye metodları üzerine binâ edilen hususi müesseselerin adı olmuştur.

Tarikatın esası insan ruhunun terbiye ve irşâd ile hârici âlemden münâsebetlerinin kesilmesi ve bâtın denilen iç dünya ile irtibatın sağlanmasıdır. Tarîkat nassların zâhirî manâsını ifade eden şeriatten, öz ve derûnî manâ demek olan “hakikat” e giden yoldur. Ancak bu yolun bir rehberi olmalıdır, şeyh ve mürşid denilen bu rehber, Hz. Peygamber’e uzanan kesiksiz bir silsileye sahib bulunmalıdır.

Müslümanlık hadd-i zâtında Allah ve Rasûlünü tasdikten ibâret olmakla beraber bilâhare bu tasdik keyfiyeti bir muâhede ve bey’atla da sağlamlaştırılmıştır. Nitekim Hudeybiye gibi pek tehlikeli bir günde ashâb-ı kiram Peygamberimiz’e ahidlerini yenilemiş ve te’yid etmişlerdir. O gün müslümanlar Rasûlullah’ın elini tutarak kendisinden ayrılmayacaklarına söz vermişlerdi. Tarikata giren mürid de bu suretle hareket ederek peygamber vekili sayılan bir mürşid-i kâmil’e her türlü menâhîden sakınacağına Allah ve Rasulü ile evliyanın yolundan gideceğine söz verir. Bu ahidle tarikata giren bir mürid, mürşidinin göstereceği usulde seyr u sülûkünü ikmâl ederek vuslat şerbetini içmiş olur. Durumuna göre de halka nasihatçı ve halife olarak tayin edilir.

Hakk’a giden yollar, mahlûkatın nefesleri adedince olmakla beraber intisâb eden müridleri terbiye etme usulleri bakımından tarikatlar ikiye ayrılır:

  1. Nefsânî tarikatlar,
  2. Ruhanî tarikatlar.

Nefsânî tarikatlar, insandaki nefsi riyâzat ile tezkiye edip kötülüklerine engel olarak sâliki kemâle erdirmeyi hedef alan tarikatlardır. Nefsânî tarikatlarda nefs için yedi perde esas alındığından bunların herbiri esmâ-i hüsnâdan esma-i seb’a denilen (lâilâ-he illallah, Allah, Hayy, Hû, Kayyum Hakk ve Kahhar) isimlerle zikrettirilerek terbiye edilir ve o ismin manâsına uygun harekete alıştırılır. Nefsin yedi mertebesi de:Emmâre, levvâme, milhime, mutmeinne, râziye, merziyye ve kâmiledir.

Ruhanî tarikatlarda sâlik, “O’nun yaratılışını tamamlayıp da ona ruh verdiğim zaman ona secde edin” (K.15/29) âyetindeki menfûh ruhun üzerinde bulunan kesâfet perdesinin kalkması için kalp tasfiyesiyle meşgul olur. Bunun yolu, farz ibâdetlerden sonra nâfile ibâdetler, zikir, teslimiyet, rabıta gibi mânevi gıdâlarla rûhu beslemektir. Rûhânî tarikatlarda “çile” yoktur. O’nun yerine ruhun saflaştırılıp elest bezmindeki mîsâka bağlı kalması için gerekli çalışmalar yapılır ve bu suretle nefs, ruhun emrine girmiş olur.

Tarikatlarda manevî tesirin nesilden nesile devamını sağlayan silsile denilen manevî bir zincir vardır ki, silsilesi bulunmayan şeyh, şeyh sayılmadığı gibi, Hz. Ebû Bekir veya Hz. Ali’den birine ulaşmayan tarikat da tarîkat sayılmaz. Hz. Ebû Bekir vâsıtasıyla gelen tarikatlara Bekrî veya Sıddiki, Hz. Ali vâsıtasıyla gelen tarikatlara ise Alevî veya Hayderi denilir. Ancak tarikat alevîliği ile mezheb alevîliği ayrı ayrı şeylerdir. Tarikatlarda cehrî ve hafi olmak üzere iki zikir sistemi vardır. Hafi zikir, Bekrî-Sıddikî tarîkatlarca benimsenmiş, cehrî zikir ise Hayderi-Alevî tarîkatlarca kabul edilmiştir. Tasavvuf tarihlerinin kaydettiğine göre sayıları ikiyüze ulaşan İslâm tarîkatı mevcuddur.

İlgili Makaleler