Tarihi Eserler

Sultan İbrahim Türbesi Tarihi, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi

İbrahim Türbesi. İstanbul’da Ayasofya Camii’nin bitişiğindeki eski vaftizhâneden çevrilmiş Sultan İbrahim’in defnedildiği türbe.

Bizans kaynaklarına göre Ayasofya ki­lisesindeki iki vaftizhâneden biri olup ki­lisenin güney cephesi yanında ana bina­dan biraz ayrı kubbeli bir yapıdır. Ayasofya camiye dönüştürülün­ce burası, kandil yağlarının depolandığı bir ambar haline getirilerek iki yüzyıl ka­dar böylece kullanıldıktan sonra XVII. yüz­yılın ilk yansı içinde türbeye çevrilmiştir. Osmanlı padişahlarının bazıları sağlıkla­rında yaptırdıkları özel türbelere gömül­müş, bazılarının defnedildikleri yerde üzerlerine bir türbe inşa edilmiş, pek azı da esası Bizans dönemine ait olan eski ya­pılardan çevrilen türbelere gömülmüş­tür. Osman ve Orhan Gazi’nin Bursa’daki türbelerinden sonra eski bir Bizans yapı­sının aynı maksatla kullanılmasının an­cak XVII. yüzyılda bir daha tekrarlandığı görülmektedir. Sultan I. Mustafa ile Sul­tan İbrahim’in türbesi olan bu mezar bi­nası daha çok bu ikinci padişahın adıyla tanınır.

1617-1618’de doksan dört gün, arka­sından 1622-1623’te bir yıl dört ay kadar padişahlık yapan I. Mustafa 1639 yılının ilk günlerinde vefat etmiş veya IV. Mu-rad’ın emriyle öldürülmüştür. Kendisi için önceden bir türbe inşa edilmemiş olan I. Mustafa’nın, İstanbul’da o sırada mevcut selâtin türbelerinin hiçbirinde yer bulun­madığı gerekçesiyle Ayasofya’nın eski vaftizhânesine gömülmesine karar verilmiş­tir. Naîmâ bunu, I. Mustafa’nın “Ayasofya hareminde kapıya muttasıl kable’l-feth bina olunmuş bir kubbe-i âliyede” defne­dildiği şeklinde zikreder. Evliya Çelebi ise bu hususta daha geniş bilgi verir: Sultan Mustafa öldüğünde türbeler dolu oldu­ğundan ona yer bulunamamış ve naaşı on yedi saat musallada bekletildikten sonra nihayet Evliya Çelebi’nin sarayda kuyum-cubaşi olan babası Derviş Mehmed Zıilî’-nin hatırlatmasıyla Ayasofya’nın haremin­de mevcut eskiden bir yağhane kubbesi olan kagir binanın içine gömülmüştür. Fa­kat binanın içinde toprak bulunmadığın­dan Hasbahçe’den toprak getirtilerek ka­bir örtülmüştür.

İlgili Makaleler