Türk Edebiyatı

Şehzade Mustafa Mersiyesi – Taşlıcalı Yahya Şiirleri

Meded meded bu cihânun, yıkıldı bir yanı
Ecel celâlîleri aldı Mustafâ Hânı
Tolundı mihr-i cemâli bozuldı dîvânı
Vebale koydular âl ile Âl-i Osmânı
Geçerler idi geçende o merd-i meydanı
Felek o canibe döndürdi şâh-ı devrânı
Yalancının kurı bühtânı bugz-ı pinhânı
Akıtdı yaşumuzı vakdı nâr-ı hicranı
Cinâyet itmedi cânî gibi anun canı
Boğuldı seyl-i belâya tağıldı erkânı
N’olaydı görmeye idi bu macerayı gözüm
Yazuklar ana revâ görmedi bu râyı gözüm

Tonandı ağiar ile nûrdan menâra dönüp
Güşâde-hâtır idi şevk ile nehâra dönüp
Göründi halka dırâht-ı şükûkedâra dönüp
Yüridi kullan yanınca lâlezâra dönüp
Tururdı Hiddet ile şâh-ı cihân nâra dönüp
Otağı kaymeleri karlu kûhsâra dönüp

Müzeyyen idi bedenlerle Akhisara dönüp
El öpmeğe yüridi mihr-i bî-karâra dönüp
Tutuldı gelmedi çünkim o mâh-pâre dönüp
Görenler ağladılar ebr-i nev-bahâra dönüp
Bir ejdehâ-yı dü-serdür bu hayme-i dünyâ
Dehanına düşen olur hemîşe nâ-peydâ

O bedr-i kâmil ü ol âşinâ-yı bahr-i ulûm
Fenâya vardı telef itdi anı tâli-i şûm
Dögündi kaldı hemân dâğ-ı hasret ile nücûm
Küyündi şâm-ı fırâkmda toldı yaş ile Rûm
Kara geyürdi Karamana guşşa itdi hücûm
O mâhı ince hayâl ile kıldılar ma’dûm
Tolandı gerdenine hale gibi mâr-ı semûm
Rıza-yı Hak ne ise razı oldı ol merhûm
Hatâsı gayr-ı mu’ayyen günahı nâ-ma’lûm
Zihî sa’îd ü şehîd ü zihî şeh-i mazlum
Yıkıldı yer yüzine aslına rücû itdi
Sa’âdet ile hemân kurb-ı hazrete gitdi

Getürdi arkasını yire Zâl-i devr-i zaman
Vücûdma sitem-i Rüstem ile irdi ziyân
Döküldi gözyaşı yılduzları çoğaldı figân
Dem-i memâtı kıyâmet güninden oldı nişân
Girîv ü nâle vü zâr ile toldı kevn ü mekân
Akar şu gibi müdam ağiamakda pir ü cuvân
Vücud iline akın şaldı akdi eşk-i revân
Eya serir-i sa’âdetde pâdişâh-ı cihân
O cân-ı âdemiyan oldu hâk ile yeksan
Diri kala ne revadur fesâd iden şeytân
Nesîm-i şubh gibi yirde koma âhumuzı
Hakaret eylediler nesl-i pâdişâhumuzı

Bir iki eğri fesâd ehli nitekim şemşîr
Bir iki nâme-i tezviri kıldı katline tîr
Gelür ezelde mukadder olan kalîl ü kesir
Hazar kayserün oldı leyâl-i ömri kasîr
Eceldür âdeme derbend-i teng ü târ-ı aşîr
Zarûrîdür bu ki uğrar ana cuvân ile pir
Yirini zîr-i zemin eyledi o mihr-i münîr
Yirini gitdi cihândan niteki merd-i fakir
Bu vâkıa onmaz halka kabil-i ta’bîr
Ki Brdişîr-i vilâyetde ola adet-i şîr
Bunun gibi işi kim gördi kim işitdi aceb
Ki oglma kıya bir server-i Ömer-meşreb

Ferîd-i âlem idi âlim idi a’lem idi
Muhammed ümmetine mevti mevt-i âlem idi
Ziyâde matem idi hayli emr-i mu’zam idi
Salâh u zühdi kavi i’tikâdı muhkem idi
Meşâyih ile musâhib ricâle hem dem idi
Kerâmet ile kerîmü’l-hışâl âdem idi
Nücûm gibi cihân-dîde vü mükerrem idi
Vücûdı muhteşem ü şevketi mu’azzam idi
Tevazu ile selâmında hod müsellem idi
Aceb o bedr-i tamâmını ne âdeti kem idi
Hayıflar oldı ana iftira ile gitdi
Huzûr-ı Hakka du’â vü şenâ ile gitdi

Sipihrün âyinesinde göründi rûy-ı fenâ
Kodı bu keşret-i dünyâyı kıldı ‘azm-i baka
Garîbler gibi gitdi o yollara tenhâ
Çekildi âlem-i bâlâya hemçü murg-ı hümâ
Hakikâten sebeb-i rif’at oldı düşman ana
Nasibi olmasa tan mı bu cîfe-i dünyâ
Hayât-ı bâkîye irişdi rûhı ey Yahyâ
Şifiki rûh-ı Muhammed refiki zât-ı Hudâ
Enîsi gâyib erenler celisi ehl-i safa
Ziyâde ide yaşum gibi rahmetin
Mevlâ İlâhî cennet-i Firdevs ana turag olsun
Nizâm-ı âlem olan pâdişâh sâğ olsun

Mefâ’ilün fe’ilâtün mefâ’ilün fe’ilün

İlgili Makaleler