Musa bin Nusayr Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi
Ebû Abdirrahmân Mûsâ b. Nusayr b. Abdirrahmân b. Zeyd el-Lahmî (el-Bekrî) (ö. 98/717) Mağrib-i Aksa ve Endülüs’ü fetheden Emevî kumandanı.
19 (640) yılında Suriye’de Kefermüsrâ köyünde doğdu. Hâlid b. Velîd’in 12 (633) yılında Aynüttemr’de ele geçirdiği esirler arasında bulunan babası Nusayr hakkında onu Lahm, Belî veya Bekir b. Vâil kabilelerine nisbet eden. Benî Lahm veya Benî Ümeyye’nin azatlısı gösteren yahut Arap asıllı olmadığını ileri süren farklı rivayetler aktarılmıştır. Muâviye b. Ebû Süfyân’ın özel muhafız birliği kumandanlığına kadar yükselen Nusayr, Muâviye’yi Hz. Ali’ye karşı yürüttüğü mücadelede haksız gördüğü için Sıffîn Savaşı’na katılmamıştır.
Çocukluk yıllarını Suriye’de babasının yanında geçiren Mûsâ, Muâviye zamanında kumanda kademesi içerisinde deniz seferlerine katıldı ve Zehebfnin yazdığına göre Kıbrıs’ta bir kale inşa ettirdi. II. Muâviye’nin halifeliği bırakmasının ardından başlayan iktidar mücadelesinde Abdullah b. Zübeyr’i destekleyen Dahhâk b. Kays’ın yanında yer alan Mûsâ 65 (684) yılında Mercirâhit savaşının kaybedilmesi üzerine Mısır’a kaçtı; ancak bir süre sonra Mısır valiliğine getirilen Abdülazîz b. Mervân’ın himayesine girerek (bundan dolayı Abdülazîz’in azatlısı olarak da tanınır) tekrar Emevîler’in safına geçti. 73’te (692) Abdülazîz’in teklifiyle Halife Abdülmelik b. Mervân tarafından, Irak valiliğine tayin ettiği Bişr b. Mervân’ın danışmanlığına ve Basra’nın haraç âmilliğine getirildi. Fakat iki yıl sonra, topladığı verginin bir kısmını zimmetine geçirmekle itham edildiği için yeni Irak valisi Haccâc b. Yûsuf es-Sekafî’nin kendisini cezalandırmasından korkup o sırada Suriye’de bulunan efendisi Abdülazîz’in yanına kaçtı ve onun himayesinde halifenin huzuruna girmeyi başardı; ancak adına 100.000 dinar zimmet çıkarılmasını önleyemedi. Bu miktarın yarısını ödeyerek Abdülazîz ile birlikte Mısır’a giden Mûsâ, İf-rîkıye bölgesine düzenlenen birkaç seferde kumandanlık yaptı; ardından yaygın kanaate göre 79 (698) yılında Abdülazîz tarafından İfrîkıye ve Mağrib valiliğine tayin edildi.
Mûsâ, kendisini bu göreve getiren efendisini memnun etmek, ayrıca halifenin güvenini kazanmak için önce İfrîkıye ve Mağrib-i Evsafta İslâm’ı yaymayı, ardından Mağrib-i Aksâ’nın fethini planladı. İşe Kayrevan yakınındaki Zağvân Kalesi’nde ve civarında oturan Berberîler üzerine bir ordu gönderip bölgeyi itaat altına almakla başladı. Daha sonra oğulları Abdullah ve Mervân İfrikıye’nin tamamında hâkimiyet kurdular. Ardından Mûsâ Mağrib-i Evsafa yönelip Berberi Hevvâre, Zenâte ve Kütâme kabilelerinin yaşadığı Sicilmâ-se ve Secûmâ şehirlerini ele geçirdi (83/ 702) 86 (705) yılında Halife Abdülmelik’in ölümü üzerine tahta çıkan oğlu I. Velîd, İfrîkıye ve Mağrib valiliğini doğrudan hilâfet merkezine bağladı. Bu sırada Mağrib-i Evsafın fethini tamamlamış ve bölgede istikran sağlamış olan Mûsâ, Mağrib-i Ak-sâ’yı fethetmek için harekete geçti (87/ 706); iki yıl içerisinde Sebte (Ceuta) hariç Kuzey Afrika’nın tamamını hâkimiyeti altına aldı. Bu arada müstahkem bir şehir olan Tanca’nın valiliğine öncü birliklerinin kumandanı azatlısı Târik b. Ziyâd’ı getirdi ve emrine 17.000 Arap, 12.000 Berberi askeri verdi; ayrıca yanında Berberîler’e Kur’an ve dinî meseleleri öğretmek üzere din âlimleri bıraktı (89/708). Karadaki fetih faaliyetlerini sürdürürken Tunus’ta büyük bir tersane yaptırarak güçlendirdiği donanmayla Kuzey Afrika sahillerini tehdit eden Bizans üslerini vurmak maksadıyla denizde seferler düzenledi. 86 (705) yılına kadar Sardinya, Mayurka ve Minorka adaları fethedildi; Sicilya’daki bazı şehirler alındı ve oradaki deniz gücü büyük ölçüde kırıldı.