Muid Ahmed Efendi Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi
Muîd Ahmed Efendi (ö. 1057/1647) Osmanlı şeyhülislâmı.
Yûsuf adlı bir kişinin oğludur. Biyografisini veren kaynakların çoğunda Tokat’a bağlı Kazova’da doğduğu belirtilirse de bu bilgi Şeyhîde yer alan, “Vılâyet-i Anadolu’da Kazdağı nahiyesinde zahir ve nüma-yan olduğu” ifadesinin yanlış anlaşılmasından kaynaklanmıştır. Kazdağı bölgesi Tokat’ın Kazova’sı olmayıp Batı Anadolu’da Edremit körfezinin kuzeyinde bulunur. Tahsil için İstanbul’a giden Ahmed Efendi, Kınalızâde Fehmi Mehmed Efendİ’den ders aldı. Ali Paşa-yı Cedîd [Semiz Ali Paşa] Medresesi’nde onun muîdi olduğu için bu lakapla anıldı. Cemâziyelâhir 1003’te [Şubat 1595] Kınalızâde’den mülâzemet aldı ve müderrisliğe başladı. 40 akçe medreseden mâzul olduktan sonra sırasıyla Şevval 1021’de [Aralık 1612] Topkapı’da suı içinde Ahmed Paşa Medresesi’ne, Cemâ ziyelevvel 1023’te [Haziran 1614] Mahmut Paşa Medresesi’ne, Zilhicce 1027’de [Kasım-Aralık 1618] Gazanfer Ağa Medresesi’ne, Rebîülâhir 1029’da Sahn-ı Semân medreselerinden birine, Şaban 1031’de [Haziran 1622] Haseki Sulta Medresesi’ne, Receb 1032’de Mayıs 162: Yavuz Sultan Selim [Sultan Selîm-i 10 dîm] Medresesi’ne, Cemâziyelâhir 1032 te [Nisan 1624] Süleyrnaniye medreseli rinden birine, Cemâziyelâhir 1034’te [Mart Nisan 1625] Süleymaniye Dârülhadisi’r tayin edildi.
Ardından kadılığa geçti ve Cemâziyel hir 1035’te [Mart 1626] Şam kadısı oldu Zilkade 1036’da azledildi. Safer 1039’da Kahire kadılığına gönderildi ve Receb 1041 kadar görev yaptı. Burac ki kadılığı sırasında daha sonra sadrazc kurdu. Onun ileride yükselmesinde bu dostluğun önemli rolünün bulunduğu anlaşılmaktadır. Rebîülevvel 1043’te Edirne ve Receb 1045’te [Aralık 1635 – Ocak 1636] İstanbul kadılıklarına getirildi. Zilkade 1046’da [Nisan 1637] Anadolu kazaskerliğine tayin edilen Ahmed Efendi, IV. Murad’ın Bağdat seferine katılmak üzere hazırlık yaptığı sırada cereyan eden bir olay yüzünden azledildi.[5 Muharrem 1048 / 19 Mayıs 1638] Kaynaklara göre, ordu Üsküdar’da iken Şeyhülislâm Zekeriyyâzâde Yahya Efendi’den mülâzemet almış olan Molla Hüseyin adlı bir kişi medreseye tayini için Rumeli kazaskerine dilekçeyle başvurmuş ve Rumeli kazaskeri divanında hakkı olan medresenin kendisine verilmediğini yüksek sesle söylemiş, Ahmed Efendi de sinirlenerek azarladığı bu müderris adayının kendisine karşılık vermesi üzerine onu değnekle dövmüştü. Şeyhülislâm Yahya Efendi, talebesine böyle muamele edilmesinden dolayı üzülmüş, bu gelişmeleri Öğrenen IV. Murad ilim erbabına daha nazik davranılmasını, şikâyetlerinin dikkate alınmasını bildirmek üzere musahibi Hüseyin Paşa’yı Ahmed Efendi’ye göndermiş, Ahmed Efendi ise kendisinin ilmiye ricalinin tayin ve azli konusunda kurallara hassasiyetle uyduğunu, kimsenin iltimasıyla ve rüşvetle iş yapmadığını sert bir üslûpla ona bildirmiş, paşa da bu cevabı abartılı bir şekilde IV. Murad’a arzetmişti. Bu durum üzerine Ahmed Efendi, görevden alınıp kadılık ve müftülük verilerek Belgrad’a yollanmıştı.