Tarihi Eserler

Kırkçeşme Suları Tarihçe, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Kırkçeşme suları. Belgrad ormanlarından toplanarak İstanbul’a su getiren tesislerin oenel adı.

İstanbul’un zamanla artan su ihtiyacını karşılamak amacıyla Kanunî Sultan Sü­leyman devrinde Kırkçeşme tesisleri yap­tırıldı. Bu tesisler, o döneme kadar inşa edilen tesislerin en mükemmeli olduğu gibi mühendislik bakımından Mimar Si­nan’ın en önemli yapısı ve hacim yönün­den de en büyük eseridir. Nitekim Süley-maniye Külliyesi 35 milyon akçeye, Kırkçeşme tesisleri 50 milyon akçeye mal ol­muştur. Kırkçeşme tesislerinin inşasına başlanılmasıyla ilgili bilgiler Tezkiretü’l-bünyûn’da ve Eyyûbî’nin şiirlerinde ay­rıntılı olarak bulunmaktadır.

Kaynaklar arasında en güvenilir olan­ları. Mimar Sinan tarafından arkadaşı Sâî Mustafa Çelebi’ye yazdırılan Tezkiretü’l-bünyûn ve Tezkiretü’î-ebniye ile şair Eyyûbî’nin Menâkıb-i Sultân Süleyman Hân (Risâle-i Pâdişâh nâme) adlı eserinin Kirkçeşme tesislerine ayrılan elli sekiz sayfalık bölümüdür. Peçevî, Selânikî, Ah­med Refik gibi tarihçilerin eserlerinde de Kırkçeşme’ye ait bilgiler mevcuttur. Bu bilgilere göre Kanunî bir gün av maksa­dıyla Kâğıthane civarında gezinirken eski bir suyolundan sızan suları görerek o ci­vardan İstanbul’a su getirmenin müm­kün olup olmadığını araştırmaya başlar. İstanbul’a eskiden suyun ne şekilde geti­rildiğini tesbit için komisyonlar kurup bil­giler alır ve bu suların toplanarak şehre getirilmesinin mümkün olup olmadığını incelemek üzere de Mimar Sinan’ı görev­lendirir. Mimar Sinan, Belgrad ormanın­dan gelen suları ve dereleri inceler, bun­ların İstanbul’a getirilmesinin mümkün olduğunu padişaha arzeder. Bunun üze­rine padişah suyollarının yapımını emre­der. Ancak devrin sadrazamı Rüstem Pa­şa ile diğer bazı kişiler bu suların İstan­bul’a getirilmesine muhalefet eder; hat­ta Rüstem Paşa, Sinan’ın yanında çalışan Kiriz (Gürz) Nikola adındaki bir su uzma­nını hapsettirir. Rüstem Paşa, şehre bol su getirilirse devletin çeşitli yerlerinden insanların İstanbul’a geleceğini, şehrin nüfusunun artacağını, iaşesinin zorlaşa­cağını ileri sürerek suyun getirilmesinin doğru olmayacağını söylerse de Kanunî Sultan Süleyman suların kendi vakfı ola­rak getirilmesi ve inşaata devam edilme­si emrini verir. İnşaata başlanınca bu defa Sinan’ın bu işi beceremeyeceğini, para­ların boşa gideceğini, yeteri kadar suyun bulunmadığını, suyun İstanbul’a gelme­sinin mümkün olmadığını iddia edenler padişahı kararından vazgeçirmeye çalı­şırlar. Kanunî söylenenleri bizzat tahkik ederek bunların yanlış olduğunu tesbit eder ve İnşaatın sürdürülmesini tekrar emreder. Sonuçta 1554 yılında yapımına başlanan Kırkçeşme tesisleri 1563’ten önce bitirilir. 20 Eylül 1563’teki sel felâke­tinden yıkılan kemerler onarılarak 1S64 yılında tesis tekrar hizmete girer.

İlgili Makaleler