Tarihi Şahsiyetler

Karl Landsteiner Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

LANDSTEINER, Karl (1868-1943)

Avusturya asıllı ABD’li hekim. İnsandaki kan gruplarını tanımlamış, serumbilim ve bağışıklıkbilim alanında öncü çalışmalar yapmıştır.

14    Haziran 1868’de Viyana’da doğdu, 26 Haziran 1943’te New York’ta öldü. 1891’de Viyana Üniversitesinden tıp diplomasını alıp üç yıl süreyle Almanya ve İsviçre’de kimya çalışmaları yaptıktan sonra Viyana Üniversitesi’ne döndü ve bir yıl kadar yeni kurulan Halk Sağlığı Bölümü’nde, 1897-1908 arası da Patolojik Anatomi Enstitüsü’nde asistan olarak çalıştı. 1908’de Viyana’daki Wilhelm Kraliyet imparatorluk Hastanesi’nde görev alan, I. Dünya Savaşı’ndan sonra ülkesinden ayrılıp 1919’da Hollanda’ya giden ve üç yıl La Haye’deki bir hastanede çalışmalarını sürdüren Landsteiner, 1922’de New York’taki Rockefeller Tıbbi Araştırma Enstitüsü’nün çağrısı üzerine ABD’ye yerleşerek 1929’da bu ülkenin uyruğuna geçti. 1939’da Rockefeller Enstitüsü’nden emekliye ayrılmasına karşın ölünceye değin bu enstitüde araştırmalarını sürdüren Landsteiner’in özellikle kan gruplarına ilişkin çalışmaları 1930’da Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü’ne değer görülmüştü.

Frengi ve tifüs gibi hastalıklara ilişkin önemli çalışmalarının yanı sıra, 1908’den başlayarak yaklaşık on yılını çocuk felci araştırmalarına adayan ve bu hastalıktan ölmüş bir insanın beyin-omurilik sıvısını hayvanlara aşılayarak hastalık yapıcı etkenin bir virüs olduğunu ilk kez açıklayan Landsteiner, her şeyden önce kan grupları ve bağışıklık alanındaki öncü çalışmalarıyla tanınır. 17. yy’dan beri bilinen insandan insana kan nakli uygulaması, çoğu kez ölümle sonuçlandığından, 19. yy sonlarında pek çok ülkede yasaklanmıştı. Kan naklindeki ölüm nedenlerini araştırmaya başlayan Landsteiner, 1900’de tüm ilgisini, iki yıl önce Belçikalı bakteriyoloji bilgini Bordet’nin de incelediği alyuvarlar ile kan serumu arasındaki antijen-antikor tepkimelerine yöneltti.Uzun laboratuvar araştırmaları sonucunda, alyuvarlarda A ve B adını verdiği iki tür antijen (aglütinojen) bulunabileceğini açıkladı; kan serumunda bulunan ve her biri bu antijenlerden yalnızca birine özgü olan iki ayrı antikoru (aglütinin) da anti-A ve anti-B diye adlandırdı. Ardından insanları, kanlarındaki belli aglütinojen ve aglütininlerin varlığına ya da yokluğuna dayanarak dört kan grubuna ayırdı. Alyuvarlarında A aglütinojeni, kan serumunda anti-B aglütinini bulunan “A grubu”, B aglütinojeni ve anti-A aglütinini taşıyan “B grubu”, her iki tür aglütinojeni de olan ama serumunda aglütinin bulunmayan “AB grubu” ve aglütinojenleri olmadığı halde hem anti-A, hem anti-B aglütininlerini taşıyan “O grubu”. Kan naklinde, örneğin A grubundan bir vericinin kanı B grubundan bir alıcıya aktarıldığında, alıcının serumundaki anti-A aglütinini vericinin alyuvarlarındaki A agiütinojenini yok etmek üzere onunla birleşir ve alyuvarların çökelmesiyle (aglütinasyon) oluşan ağır bir tablo ortaya çıkar. Bu buluşuyla kan naklini sıradan bir uygulamaya dönüştürdüğü gibi bağışıklık kimyasının doğuşunu da hazırlayan Landsteiner’in 1940’ta Wie-ner ile birlikte bulduğu “Rh” faktörü de, gerek kan naklinde, gerek bağışıklık alanında temel önem taşır. Adını, bu deneylerde kullanılan Rhesus maymunundan alan Rh aglütinojeninin pozitif (+) ya da negatif (—) olması, babalık davalarında kan gruplarının yanı sıra önemli bir gösterge sayılır. Yeni doğmuş bebeklerde çoğu kez ölümle sonuçlanan tehlikeli sarılığın nedeni de, anne ile çocuk arasındaki Rh uyuşmazlığıyla açıklanmıştır.

•    YAPITLAR (başlıca): Die Spezifitaet der serologischen Reaktionen, 1936, (“Serolojik Tepkimelerin Özelliği”).

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

İlgili Makaleler