Karl Ambros Bernard Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi
Karl Ambros Bernard, (1808-1844) İstanbul’da ilk tıp mektebini kuran Avusturyalı hekim.
Kurduğu müessesede, kaleme aldığı kitaplarda ve mezar taşının üzerinde Fransız dili kullanıldığından adı Charles Ambroise Bernard şeklinde de yazılmaktadır. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sınırları içinde olan Bohemya’da Starkenbach’ta (Jilemnece) doğdu. Viyana “da askerî hekim yetiştirmek üzere 1785’te açılan ünlü Josephinum Tıp Akademisi’nde tıp tahsili yaparak 1838’de tezini verdi ve doktor oldu. Aynı yıl, Sultan II. Mahmud’un İstanbul’da Batı metotlarıyla hekim yetiştirme hususundaki isteği üzerine, Osmanlı Devleti’nin Paris elçisi Ahmed Fethi Paşa Viyana’da Avusturya Başbakanı Fürst Klemens von Metternich’ten dirayetli iki hekim ile bir eczacının İstanbul’a gönderilmesini istedi. Bu görevi üstlenen Hariciye müsteşarı Baron von Ottenfels, seçimi Josephinum öğretim üyelerinden Friedrich Jaeger von Jaxtthal’e havale etti. İki genç askerî hekim Jakob Neuner ile Karl Ambros Bernard’ın uygun görülmeleri üzerine eczacı Anton Hofman ile birlikte bu üç Avusturyalı’nın gönderilmeleri kararlaştırıldı. Başbakanlık Arşivi’ndeki 18 Şaban 1254 tarihli bir vesikaya göre iki hekim ve bir eczacı beraberlerinde tıbbî ecza, kitaplar ve bazı aletlerle ramazan başlarında Viyana’dan yola çıkmışlar, Trieste’den deniz yoluyla 3 Aralık’ta İstanbul’a gelerek 1838 yılının son günlerinde göreve başlamışlardır.
Başbakanlık Arşivi’ndeki mukavelelerine göre Dr. Bernard yılda 800 florin maaş alacak, muayenehanesinde hasta bakabilecekti. Fakat kendisinden asıl istenen Galata Sarayı’nda yeni kurulan Mekteb-i Tıbbiyye-i Adliyye-i Şâhâne’nin düzenlenmesi ve idaresi idî. Sultan II. Mahmud okulu, bu yabancı hekimi niçin getirttiğini bildiren ve tedrisatın Fransızca olacağını açıklayan bir nutukla açmış. Dr. Bernard’ı da, “…kendisi gayet müstaid bir adamdır; Avrupa’nın birinci derecedeki hükemâsındandır…” diyerek takdim etmiştir.
Dr. Neuner’in 1839 yılı içinde Viyana’ya dönmesine karşılık Dr. Bernard İstanbul’da kalmış ve büyük bir gayretle, bu işe tahsis edilen Galata Sarayı’nın yeni binalarında Josephinum örneğine göre ilk Türk tıp fakültesini kurup geliştirmiştir. Burada genç hekim adaylarına iyi bir Fransızca öğretimiyle birlikte modern metotlara göre tıp eğitimi veriliyor, hatta kadavra üzerinde uygulama yapmalarına da imkân sağlanıyordu. Bir taraftan da müessese çerçevesi içinde mükemmel bir kimya laboratuvarı, bir kütüphane ve bir botanik bahçesi kurulmuştu. İlk mezunlar 1843’te verilmiş, diploma törenine katılan Sultan Abdülmecid genç doktorları tebrik etmiştir. Dr. Bernard’ın bu münasebetle yazdığı uzun bir rapordan bu ilk tıp okulunun öğretim üyeleri, ders programı, öğrenci sayısı açık bir biçimde öğrenilmektedir. Yine aynı raporda, burada yapılan tedavi ve ameliyatlar hakkında da etraflı bilgi bulunmaktadır.
İstanbul’a gelişinden iki yıl sonra 1840 yılı başlarında Katharina von Kletze ile evlenen Dr. Bernard, yoğun yönetim ve öğretim çalışmaları arasında öğrencileri için dört kitap yazarak bastırmıştır: Les bains de Brousse en Bithynie {Turquie d’Asie) (1842); Elemens de Botanique â I’usage des eleves a î’ecoîe de medicîne Imperiale de Galata – Serâi (1842]; Precis de percussion et d’auscultation d l’usage de ses leçons (1843); Phar-macopoea Castreusis ottomana -Phar-macopee militaire ottomane (1844). Bu dört kitaptan birincisi Kaplıca Risalesi başlığı ile ayrıca Türkçe olarak da yayımlanmıştır. Bu kitapta, Bursa kaplıcalarının şifalı hassalarının anlatılmasından başka, buraya tedaviye gelenlerin boş vakitlerinde tarihî eserleri gezmeleri ve görmelerinin faydalı olacağı düşünülerek Bursa’nın eski eserlerini tarif eden geniş bir bölüme de yer verilmiştir. İlâç reçetelerine dair son kitabı ise kendi çeşidi içinde ilk eserlerden sayılmakta ve bu bakımdan önem taşımaktadır.
Türk tıbbına inkâr edilemeyecek derecede büyük hizmeti olan bu Avusturyalı hekim henüz otuz altı yaşında iken vefat ederek 2 Kasım 1844’te Beyoğlu Santa Maria Draperis Kilisesİ’n)n sol yan duvarındaki dehlizin içinde bulanan mezarına defnedil mistir. Mezar taşının kitabesinde, bu taşın dul eşi tarafından koydurulduğu ifade edildikten sonra “fakirlerin onun arkasından ağladıkları” cümlesine yer verilmiştir. Kitabedeki doğum tarihinin gerçeğe uymadığı yeni araştırmalarda meydana çıkmıştır. Üçüncü kitabının baş sayfasında, adının altında nişân-ı iftihara sahip bulunduğu ve Viyana Hekimler Cemiyeti üyesi olduğu da kayıtlıdır.
Diyanet İslam Ansiklopedisi