Tarihi Şahsiyetler

Kaim Biemrillah Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

Ebû Ca’fer el-Kâim-Biemrillâh Abdullah b. Ahmed el-Kâdir-Billâh el-Abbâsî (ö. 467/1075) Abbasî halifesi  (1031-1075).

18 Zilkade 391’de (9 Ekim 1001) doğdu. Babası Halife Kâdir-Billâh, annesi Ermeni veya Rum asıllı Bedrü’d-dücâ (Katrü’n-ne-dâ) adlı câriyedir. Kâim-Biemrillâh laka­bıyla veliaht ilân ediiip adına hutbe okun­du ve babasının ölümü üzerine hilâfet makamına geçti.[13 Zilhicce 422/1 Aralık 1031] Onun halifelik dönemi Selçuklu Abbasî, Büveyhî-Abbasî ve Selçuklu -Büveyhî münasebetleri açısından önemlidir.

Kâim-Biemrillâh halife olduğunda Bağ­dat, Irak Büveyhî Hükümdarı Emîrü’l-ümerâ Celâlüddevle’nin hakimiyetindey­di. Ancak Büveyhîler’in Fars hükümdarı Ebû Kâlîcâr’ın sürekli tehdidi altında bu­lunan Celâlüddevle Bağdat’ta güvenliği sağlayamıyordu. Celâlüddevle’nin, kendi­sine göndermesi gereken vergi veya ciz­yeye el koymasından ve yaptığı baskılar­dan rahatsız olan Kâim-Biemrillâh vergi­ler gönderilmediği takdirde camileri ka­pattırıp Bağdat’ı terkedeceğini söyledi (434/1043). Ertesi yıl İfrîkıye’deki Zîrîler, Fâtimîler’e tâbi olmaktan vazgeçip Kâim -Biemrülâh’ı metbû tanıdılar ve onun adı­na hutbe okuttular. Halep’te de Abbasî­ler adına hutbe okunmaya başlandı (435/ 1044), Muhyiddin iakabiyia Celâlüddev­le’nin yerine geçen Ebû Kâlîcâr dönemin­de Bağdat’ta kısmî bir otorite sağlan­makla birlikte onun ölümünden sonra Bağdat tekrar Sünnî-Şiî mücadelesine sahne oldu.

Tuğrul Bey 429’da (1038) Nîşâbur’u fethedince Kâim-Biemrillâh ona elçi gön­derip bölgede yağma ve tahribattan vaz­geçilmesini istedi. Tuğrul Beyde halifeye Türkmenler’i yağmacılıktan vazgeçirme­ye çalışacağını bildirdi. Dandanakan Sa-vaşı’nın ardından halifeye elçi yollayıp saltanatının tasdik edilmesini isteyen Tuğrul Bey, Rey’e hâkim olduktan sonra (435/1043-44) fethettiği yerlerde Abba­sîler adına hutbe okuttu. Kâim-Biemril­lâh, aynı yıl Kâdılkudât Mâverdî’yi Tuğrul Bey’e elçi gönderip halka âdil muamele etmesini istedi. Sultanın yanında bir yıl kalan Mâverdîdönüşünde Tuğrul Bey’in halifeye itaatkâr ve emirlerine hürmet­kar olduğunu bildirdi. Bu durum halifenin Tuğrul Bey’e olan güvenini arttırdı. Tuğ­rul Bey de Bağdat’ı elinde tutan İrak Bü­veyhî Hükümdarı Celâlüddevle’ye elçi yol­layıp halifeye ve Bağdat halkına iyi dav­ranmasını istedi. Kâim-Biemrillâh 436’da (1044-45) Tuğrul Bey’e bir elçi gönde­rerek elde ettiği ülkelerle yetinmesini, geri kalan yerleri Arap emirlerine bırak­masını, kendisine mutlak şekilde tâbi ol­masını, halka âdil davranmasını ve fet­hettiği topraklardan hilâfet makamına vergi ödemesini istedi. Tuğrul Bey elçiye bunlardan ancak bir bölümünün yerine getirilebileceğini bildirdi.

Celâlüddevle zamanında büyük şöhrete kavuşan Türk Emîri Arslan Besâsîrî, Fars Büveyhî Hükümdarı Ebû Kâlîcâr’ın yerine geçen el-Melikü’r-Rahîm Hüsrev Fîrûz dö­neminde Bağdat askerî valiliğine tayin edilmiş ve güvenliğin sağlanmasında önemli rol oynamıştı. Arslan Besâsîrî’nİn giderek artan nüfuzundan ve kendi adamlarını cezalandırmasından rahatsız olan Kâim-Biemrillâh [bir rivayete göre Vezir İbnü’l-Müslime] Tuğrul Bey’e haber gön­derip kendisini Bağdat’a davet etti (444/ 1052). Tuğrul Bey25 Ramazan 447’de (18 Aralık 1055) Bağdat’a girdi. Bu bağımsız bir Türk hükümdarının Bağdat’a ilk giri­şiydi. Bu sırada Tuğrul Bey’in askerleriyle Büveyhî askerleri arasında çıkan savaşta birçok kişi hayatını kaybetti. Tuğrul Bey, olaylardan sorumlu tuttuğu Hüsrev Fîrûz ile ileri gelen kumandanlarını tutuklata­rak İrak’ta bir asırdan beri süren Büveyhî hâkimiyetine son verdi.[28 Ramazan 447/ 21 Aralık 1055] Halife, Hüsrev Fîrûz’untu­tuklanmasından rahatsız olduysa da Tuğ­rul Bey hilâfet makamının tahsisatını art­tırıp ilişkileri düzeltti. Çağrı Bey’in kızı Ha­tice Arslan Hatun, Kâim-Biemrillâh ile evlendirilerek iki hanedan arasında ak­rabalık bağı kuruldu (448/1056).

İlgili Makaleler