İstiklal Marşı Bestelenmesi, Bestecisi, Tarihi, Hakkında Bilgi
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 12 Mart 1921 tarihli toplantısında Mehmed Akif’in (Ersoy) yazdığı İstiklâl Marşı’nın millî marş olarak kabulünden bir gün sonra meclis ikinci reisi Abdülhak Adnan (Adıvar) imzasıyla bestesi için gereken çalışmaların yapılması Maarif Vekâleti’ne bildirildi. Vekâlet aracılığıyla Hilâl-i Ahmer Cemiyeti (Kızılay) Umum Merkezi’nce 500 lira ödüllü bir beste yarışması açılmasına karar verilerek gerekli duyuru yapıldı. Tanınan sürenin sonunda Maarif Vekâleti’ne elli beş beste ulaştı (Mayıs 1922). Bestekârlar arasında isimleri tesbit edilebilenler şunlardır: Ali Rifat (Çağatay), Ahmet Yekta (Madran), İsmail Zühtü, Rauf Yekta Bey, Mehmet Zâti (Arca), Kâzım (Uz), Mehmet Baha (Pars), Mustafa (Sunar). Sadettin (Kaynak), Giriftzen Âsim Bey, Bedri Zabaç, Necati (Basara), Hüseyin Sadettin (Arel), Hasan Basri (Çantay), Muallim İsmail Hakkı Bey, Abdülkadir (Töre), Halit Lemi (Atlı), Ahmet Cemalettin (Çinkilıç), Mehmet Suphi (Ezgi). Osman Zeki (Üngör).
Bestekârların bu çalışmalarını İstanbul’daki bir kurula havale etmek üzere meclisten izin isteyen Maarif Vekili Mehmet Vehbi (Bolak), milletçe ıstırap içerisinde bulunulan şu günlerde marştan daha önemli işlerin olduğu şeklinde itirazlarla karşılaştı. Bunun üzerine yapılan müzakerelerin ardından meclis reisinin, eserleri Ankara’daki bir mûsiki heyetine inceletme teklifi olumlu karşılandı. Ancak Ankara’da böyle bir heyet bulunmadığından bestelerin değerlendirilmesi konusu bir süre ertelendi. Bu arada bestelerin Paris Müzik Akademisi’nce seçilmesi fikri ortaya atılmış, Maarif Vekâleti, Telif ve Tercüme Heyeti reisliğine gönderdiği 9 Haziran 1922 tarihli yazısında marş besteleri arasından Paris’e gönderilecek eserlerin seçilmesini istemiş, ancak milletvekilleri tarafından pek hoş karşılanmayan bu karardan da vazgeçilmiştir.
Öte yandan yurdun çeşitli bölgelerinde İstiklâl Marşı’nın değişik besteleri okunmaya başlanmıştı. Edirne ve civarında Ahmet Yektâ’nın, İstanbul’un Rumeli yakasında Mehmet Zâti’nin, Anadolu yakasında Ali Rıfat’ın, İzmir ve Eskişehir’de İsmail Zühtü’nün, Balıkesir ve yöresinde Hasan Basri’nin, Ankara ve civarında Osman Zeki’nin bestelerinin okunduğu bilinmektedir. İstiklâl Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasının ardından İstiklâl Marşı’nın bestelenmesi meselesi yeniden gündeme geldi. Bunun üzerine Maarif Vekâleti, 12 Şubat 1923 tarihinde İstanbul Maarif Müdürlüğü’ne gönderdiği bir yazıyla, mevcut marş bestelerinin İstanbul’da Mûsiki Encümeni Reisi Ziya Paşa’-nın başkanlığında kurulacak bir komisyona incelettirilerek uygun bestenin seçilmesini istedi. Komisyon çalışmalarını 12 Temmuz 1923’te tamamladı ve Ali Rifat Çağatay’ın bestesi İstiklâl Marşı olarak kabul edildi. Bu seçime itiraz edildiyse de beste 1930 yılına kadar çalınıp söylendi. Aynı yıl, Maarif Vekâleti tarafından resmî kuruluşlara gönderilen bir tamimle bundan böyle Rîyâset-i Cumhur Mûsiki Heyeti şefi Osman Zeki’nin İstiklâl Marşı bestesinin Türkiye Cumhuriyeti’njn resmî marşı olarak kabul edildiği bildirildi.