III. Murad Türbesi Tarihçe, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi
III. Murad Türbesi. XVI. yüzyılın sonlarında inşa edilen türbe.
Sultan III. Murad, ölümünün ardından [Cemâziyelevvel 1003 / Ocak 1595] on dokuz şehzadesiyle birlikte Ayasofya Camii hazîresine gömülmüş, daha sonra III. Mehmed’in emriyle başmimar Dâvud Ağa tarafından türbesinin inşasına başlanmıştır. Ancak na’şlar gömülürken yer seçiminde yapılan bir hata, sultanın sandukasının türbenin merkezinde yer alabilmesi için yapının bir duvarıyla Şehzadegân Türbesi’ne bitiştirilmesini zorunlu kılmıştır. Bu uygulama türbenin tasarım bütünlüğünü bozmuş ve bitirilmesini de geciktirmiş olmalıdır ki yapı ancak 1599’da Dalgıç Ahmed Ağa tarafından tamamlanabilmiştir.
Esasen altıgen planlı olan türbe, revakın iki yanında yer alan pahlı köşelerden dolayı bozuk sekizgene dönüşmüştür. Yapı tasarım bakımından. Mimar Sinan’ın daha önce Kanunî Sultan Süleyman ve II. Selim türbelerinde uyguladığı çift kubbeli, üst örtü sisteminin halefleri tarafından altıgen alt yapı üzerine uygulandığı bir örnektir. Ayrıca içte düzgün olmayan taşlarla örülen duvarların dışta tamamıyla mermer kaplanmasıyla da Mimar Sinan’ın sultan türbelerinde belirlediği standartlan yansıtır.
Gövdeden dışarıya kuvvetle taşan ve kornişe kadar yükselen kuzeydoğu kenann-da her biri tonozlarla örtülü, ortada kapı ve iki yanında, duvarları çini panolarla kaplanmış olan yükseltilmiş kısımlardan meydana gelmiş üç bölümlü revakyer almaktadır. Sedef işçiliğinin güzel bir örneğini teşkil eden ahşap kapı kanatları Dalgıç Ahmed Ağa’nın, metal aksamı ise İsmail adında bir ustanın eseri olduğu imzalarından anlaşılmaktadır. Revakın aynalı tonozlarının 1978 yılındaki restorasyonda ortaya çıkarılan kûfî yazılarla bezeli özgün kalem işi süslemeleri ise dönemin özelliklerini yansıtır.