Tarihi Şahsiyetler

Hz. Muhammed Hayatı -Mekke Dönemi- Hakkında Bilgi

Kabe’nin tamirinden sonra Hz. Muhammed’in Allah’a nasıl iba­det edileceğini araştırmaya daha fazla yö­neldiği farkedilmekteydi. Mekkeliler’in ve diğer Arap kabilelerinin putlarına hiç ilgi göstermeyen Hz. Muhammed aklı ve his­leriyle putlara tapmanın faydasızlığını an­lamıştı. Muhtemelen o da tek tanrı inan­cına dayalı Hz. İbrahim’in dini üzere olma­ya çalışan az sayıdaki Hanîfier gibi düşü­nüyordu. Ancak ne yapacağını bilememe­nin ıstırabıyla inzivaya çekildi ve risâletinin birkaç yıl öncesinden itibaren rama­zan aylarında dedesi Abdülmuttalib ile diğer bazı Kureyşliler’in yaptığı gibi Hira dağındaki mağarada münzevi bir hayat yaşamaya başladı. Yiyeceği tükenince şehre iniyor, fakirlere yardımda bulunu­yor, Kabe’yi tavaf ediyor ve yiyecek alarak mağaraya dönüyordu. Zaman zaman Ha­tice’yi de yanına alıyordu. Hz. Âişe, Resûlullah’a gelen vahyin sâdık rüyalarla baş­ladığını, Hira mağarasına da ondan sonra gittiğini nakleder.

Hz. Muhammed’in Hira’da bulunduğu 610 yılı Ramazan ayının son on günü için­de bir gece, bazı rivayetlere göre pazar­tesi günü sabaha karşı Cebrail aslî sure­tiyle geldi, okumasını istedi, onun Allah’ın elçisi, kendisinin de Cebrail olduğunu söy­ledi. Ardından, “Yaratan rabbinin adıy­la oku!” mânasındaki cümle ile başlayan Alak sûresinin İlk beş âyetini ona tebliğ etti. Bu olay üzerine heyecanlanıp korku­ya kapılan Hz. Muhammed oradan ayrıla­rak evine gitti, yatağa girerek Hatice’den üstünü örtmesini istedi ve uyandıktan sonra başından geçenleri anlattı. Bunun üzerine Hatice, Allah’ın kendisini utandır­mayacağını, çünkü onun akrabasını gö­zettiğini, doğru konuştuğunu, âcizlerin elinden tuttuğunu, yoksullara yardım et­tiğini, misafirleri ağırladığını söyleyerek tesellide bulundu ve kendisine inandığını belirtti. Ardından Hz. Peygamber’i kendi amcasının oğlu Varaka b. Nevfel’e götür­dü. Varaka onu dinledikten sonra kendi­sine gelen meleğin bütün peygamberle­re vahiy getiren melek olduğunu söyledi. Siyer âlimleri, Cebrail’in ilk vahyi getirişi sırasında Resûlullah’a abdesti ve namazı öğrettiği hususunda ittifak etmişlerdir.

İlgili Makaleler