Hüsrev Hoca Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi
Hüsrev Hoca (1884-1953) Son dönem İslâm âlimi, müderris.
Muhammed Hüsrev (Aydınlar), bugünkü Makedonya’da bulunan Struga iline bağlı Labunişta köyünde doğdu. Arnavut asıllı bir aileye mensup olup babası Nûman Efendi’dir. İlk öğrenimini köyünde tamamladıktan sonra Ohri’de ve Tiran’da bir buçuk yıl kadar ders okudu. 1910 yılında İstanbul’a giderek Karagümrük’teki Üçbaş Medresesi’ne yerleşti. Rebîî Molla. Kastamonulu Ahmed Efendi, Tavaslı Hafız Hasan ve İzmirli İsmail Hakkı gibi hocalardan ders gördü. Ardından Süleymaniye Medresesi’ne kaydoldu ve 1919 yılında tefsir ve hadis şubesinden mezun oldu. Daha sonra hem dersiâmlığa hem de İbtidâ-i Hâriç Medresesi Arapça hocalığına tayin edildi.
Hüsrev Hoca, Cumhuriyetten sonra medreselerin kapatılması ve dersiâmlığın kaldırılması üzerine fahrî olarak hizmetlerine devam etti. Ancak yapılan baskılar üzerine memleketine dönmek bahanesiyle yurt dışına çıktı ve Medine’ye yerleşti (1936); fakat ailesinin sağlık durumu sebebiyle bir yıl sonra İstanbul’a döndü. Burada bütün baskılara rağmen ders vermeyi sürdürdü. Hocapaşa ve Camialtı camilerinde zaman zaman hutbe okuyan Hüsrev Hoca’nın din eğitimini sürdürme ve doğru bildiklerini söyleme konusundaki salâbetive kararlılığı menkıbeler halinde anlatılmaktadır. İstanbul İmam-Hatip Okulu’nun açılışından İtibaren İki yıl kadar burada meslek dersleri okuttu. 23 Nisan 1953’te İstanbul’da vefat etti; mezarı Edirnekapı Sakızağacı Kabristanı’ndadır.
Otuz yıldan fazla bir süre aralıksız olarak Fâtih Camii’nde ve evinde her seviyedeki talebeye ders veren Hüsrev Hoca talebe yetiştirmeyi bir ibadet kabul etmiştir. Talebelerinden Yaşar Tunagür’ün anlattığına göre hastalığının ilerlemesi ve gözlerinin çok az görmesi sebebiyle kendisine dersin tatil edilmesi teklif edilince dersi kendi iradesiyle bırakmadığı yolundaki mazeretini dile getirerek Allah’tan mağfiret talep etmiş ve üç gün sonra ölmüştür. Özellikle 1940-1950 yılları arasında dinî hayata ve din eğitimine karşı yürütülen şiddetli baskı döneminde cesaretle ders okutmak suretiyle bir taraftan dinî hayatı canlı tutmaya çalışırken diğer taraftan din eğitimine büyük destek sağlamış ve değerli talebeler yetiştirmiştir. İhlâsla kendilerini din hizmetlerine adayan ve ilk imam-hatipli nesillerin hocalığını da yapan eski İstanbul vaizlerinden Salih Şeref, Abdülhalim Akkul, imam ve hatip Hüseyin Karagözoğlu, Mahmut Bayram, Diyanet İşleri Başkanlığı başkan yardımcılarından Yaşar Tunagür, eski Akdağmadeni müftülerinden Sadık Fidana ve yüksek mühendis H. İsmail Turan onun yetiştirdiği talebelerden bazılarıdır.