Heşt Behişt Nedir, Yazarı, Kitabı, Konuları, Özellikleri, Hakkında Bilgi
Heşt Bihişt. Sehî Bey (ö. 955/1548) tarafından yazılan ilk Osmanlı şuarâ tezkiresi.
Osmanlı Türkçesi’nde tezkiretü’ş-şuarâ türü, Sehî Bey’in 945 (1538) yılında tamamladığı bu eserle başlar. Tezkire-i Sehî olarak da bilinen Heşt Bihişt bir önsöz, her birine “bihişt” (cennet) adı verilen sekiz tabaka ile bir hatimeden meydana gelmiştir. Sehî’nin önsözünde bizzat belirttiği üzere eser Abdurrahman-ı Câmi’nin sekiz ravzaya ayrılmış Bahâristân’ından, Devletşah’ın Tezkiretü’ş-şuarâ’sından Ali Şîr Nevâî’nin sekiz “meclis”ten oluşan Mecâlisü’n-nefâis’inden örnek alınarak yazılmış ve sekiz tabakaya ayrılmıştır. Heşt Bihişt’in her tabakasının başında o tabaka için giriş mahiyetinde bir açıklama, sonunda da bir “tetimme” kısmı bulunmaktadır. Arap edebiyatındaki geleneğin bir devamı olan bu sistemde tabakalar Farsça sayılarla adlandırılmıştır. Eserdeki sekiz tabakanın muhtevası şöyledir:
1. tabaka Kanunî Sultan Süleyman’a ayrılmıştır.
2. tabakada başlangıçtan Kanunî Sultan Süleyman’a gelinceye kadar şiir yazmış divan sahibi padişahlarla şehzadeler anlatılmıştır. Bunların toplam sayısı altıdır.
3. tabakada vezir, kazasker, defterdar, nişancı ve sancak beyi gibi devlet ricali arasında şiir yazanlar yer alır. Bu tabakadaki şair sayısı, eserin bilinen on sekiz nüshasında yirmi altı ile yirmi sekiz arasında değişmektedir. 4. tabaka ulemâ sınıfından olan şairlere ayrılmıştır. Ulemânın rütbesinin yüksek olması dolayısıyla bunların ayrı bir tabakada ele alınması gerektiğini söyleyen Sehî, bu hususta Hz. Peygamber’in, “Ümmetimin ulemâsı Benî İsrail’in peygamberleri gibidir” hadisine dayanır. Bu tabakadaki şair sayısı yazma nüshalarda on yedi ile on sekiz arasında değişmektedir.
5. tabakada, Sehî’nin tezkiresini yazdığı sırada hayatta bulunmayan otuz üç şair anlatılmaktadır.
6. tabaka tezkirenin en geniş bölümüdür. Sehî, bu tabakada yer alan ve çeşitli nüshalara göre sayılan elli altı ile altmış arasında değişen şairlerin bir kısmı ile bizzat görüşmüştür.
7. tabakayı müellif çoğunu şahsen tanıdığı çağdaşlarına ayırmış, ayrıca “Zikrü’n-nisâ” başlığı altında Zeyneb Hatun ve Mihrî Hatun adlı iki kadın şaire de yer vermiştir. Bu tabakadaki şair sayısı da nüshalarda otuz yedi ile otuz dokuz arasında değişmektedir.
8. tabakayı adları yeni yeni duyulmaya başlayan, Sehi’nin kabiliyetli bulduğu “nevheves” genç şairler oluşturmaktadır. Bu kısımdaki şair sayısı nüshalara göre kırk üç ile kırk dokuz arasında değişir. Tabakalarda şairlerin sıralanmasında herhangi bir tertip gözetilmemiştir. Sehî Bey’i takip eden Latîfî’den itibaren ise tezkirelerin çoğunda şairlerin mahlasları esas alınarak alfabetik sıraya uyulmuştur.
Heşt Bihişt’te sırasıyla bir şairin önce adı, babası tanınan bir kimse ise babasının adı, bazılarında kimin öğrencisi olduğu, varsa mensup bulunduğu tarikat. tahsili ve mesleği belirtildikten sonra kişiliği ve şiirleri üzerinde değerlendirmede bulunulur, bazan eserlerinin isimleri de verilir. Şairlerin doğum ve ölüm tarihleri kaydedilmeyip, sadece bir kısmının genç veya ihtiyar yaşta öldüğü belirtilmekle yetinilmiş, daha sonra her şairin şiirlerinden birkaç beyit örnek verilmiştir.