Tarihi Şahsiyetler

Hersekzade Ahmet Paşa Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

Hersekzâde Ahmed Paşa (ö. 923/1517) Osmanlı veziriazamı.

1459’da Herseg – Novi’de (Kastel Nuovo) doğdu. Asıl adı Stjepan’dır. Güneydoğu Bosna hâkimi, “herceg” (dük) unvanıyla anılan Stjepan Vukcic-Kosaca’nın küçük oğludur. Fâtih Sultan Mehmed Bosna’yı aldıktan (1463) sonra hâkiminin unvanı dolayısıyla Hercegovina (Hersek) diye ad­landırılan Güneydoğu Bosna’ya kuvvet gönderince Dük Stjepan Osmanlılar’a ita­at etmek zorunda kalmış, bu arada oğlu Stjepan da rehin olarak Osmanlı sarayına götürülmüştü. Baba Stjepan’ın 1466’da ölümü üzerine oğulları Vladislav ile Vlatko arasında başlayan mücadeleden fay­dalanılarak Hersek tamamıyla Osmanlı topraklarına katıldığında küçük yaştaki Stjepan saray hizmetine alındı. Kendisi­ne Ahmed adı verildi ve babasının unvanı dolayısıyla ailesi Hercegovic olarak bilin­diğinden o da Hersekzâde diye anılma­ya başlandı. Çağdaşı Kemalpaşazâde ise Hersekzâde’nin Osmanlı sarayına alınışı hakkında farklı bir bilgi verir. Ona göre Fâtih Sultan Mehmed Hersek’i alınca bu­ranın hâkimi büyük oğlu ile birlikte kaç­mış, küçük oğlu Stjepan Dubrovnikte kal­mış, orada bulunduğunu duyan Fâtih onu isteterek sarayına almıştı.

Fâtih’in sevgisini ve güvenini kazanan Hersekzâde Ahmed sarayda çeşitli hiz­metlerde bulundu ve mîralemliğe kadar yükseldi. 1478’de Fâtih’in İşkodra seferi­ne bu görevle katıldı. Seferde çekilen sı­kıntılar yüzünden padişah, “Bir iş bilir vezirim yoktur ki işlerimizi görüp bizi bu güçlüklere müptelâ etmeyeydi” deyince Hersekzâde hapiste bulunan Gedik Ah­med Paşa’yı kurtarabilmek amacıyla, “Ge­dik Paşa kulunuz beraber olsaydı bu zah­metler çekilmezdi” cevabını verdi ve onun hapisten çıkarılmasını sağladı. Bir süre sonra Hamîd-ili sancak beyliğiyle “taşra çıkan” Ahmed Paşa, Fâtih Sultan Mehmed’in vefatından sonra 1481’de Hüdâvendigâr sancağına tayin edildi ve Cem hadisesin­de Bayezid’in yanında yer aldı. Ardından Anadolu beylerbeyliğine getirildi. Bu gö­revi sırasında Bayezİd’in kızı Hundi Ha­tun ile evlendi (889/1484). Aynı yıl, Akkirman ve Kili’nin fethiyle sonuçlanan sefer­de Anadolu askerleriyle hazır bulundu. 1485’te Memlükler’le başlayan savaşa ka­tıldı. Memlûk kuvvetleri Osmanlılar’a bağ­lı Dulkadıroğlu Alâüddevle’yi yenip Kilikya’daki bazı kalelerle Gülek’i ele geçirince Anadolu beylerbeyi olarak Hersekzâde serdar tayin edilip onlara karşı gönderil­di (1486). Fakat emrine verilen Karagöz Paşa ile Hızır Beyzâde’nin kıskançlık yü­zünden kendisine yardım etmemeleri onun yaralanıp esir düşmesine yol açtı. Kahire’ye götürülüp Sultan Kayıtbay’ın huzuruna çıkarılan Hersekzâde bir yıl esir hayatı yaşadıktan sonra serbest bırakıl­dı. İstanbul’a döndükten sonra Gelibo­lu sancak beyi ve kaptan-ı derya oldu; 1488’de Vezir Hadım Ali Paşa Memlük-ler’e karşı serdar tayin edilirken o da do­nanma ile denize açıldı. Hersekzâde ku­mandasındaki donanma Ayaş’ı eie geçir­dikten sonra Trablusşam sahillerine sal­dırmış, oradan Mısır kuvvetlerinin kara­ya çıkmasını önlemek amacıyla İskende­run’a yönelmiş, ancak şiddetli bir fırtına­ya tutulduğundan gemilerin çoğu kaybe­dilmişti. Başlangıçta üstünlük sağlayan Osmanlı kara ordusu da yenilince Adana yeniden Memlükler’in eline geçti. Hersek­zâde Ahmed bir süre sonra ikinci defa Anadolu beylerbeyi! iği ne getirildi ve er­tesi yılın baharında yine Memlükler üze­rine gönderildi. Onun bu sefer sırasında, Kayseri yakınlarında Mısır ordusuyla yap­tığı mücadelede ikinci defa esir düştüğü ve896’daki(1491) Osmanlı-Memlükba­rışının yapılmasıyla serbest bırakıldığı ri­vayet edilirse de bu bilgi devrin kaynakiarınca doğrulanmamaktadır.

897’de (1492) Arnavutluk üzerine yapı­lan sefere Anadolu beylerbeyi olarak ka­tılan Hersekzâde Ahmed, vezirliğe yük­seltildikten sonra 902 Şevvalinde (Haziran 1497) Dâvud Paşa’nın yerine sadrazamlı­ğa getirildi. Onun bu ilk sadrazamlığı an­cak bir yıl sürdü, 904’te (1498) yerine Çandarlı İbrahim Paşa tayin edildi. Aynı yıl Venedik Cumhuriyeti ile savaşa girilin­ce, İnebahtı (Lepanto) üzerine yapılan se­fere katıldı. Bu arada Osmanlılar’a karşı bir Haçlı ittifakı oluşmuş, Fransız ve Vene­dik gemilerinden meydana gelen bir do­nanma 1501 yazında Midilli’yi kuşatmış­tı. Bunun üzerine Mesih Paşa azledilerek yerine Hersekzâde getirildi (907/1501) ve bir filo ile bu adaya gönderildi. Saruhan sancak beyi Şehzade Korkut’un da yardımıyla mütte­fik donanması yenilgiye uğratıldı ve Mi­dilli kurtarıldı. Vene­dik ile savaşa son veren 1502 antlaşma­sının yapılmasında Hersekzâde Ahmed Paşa’nın büyük rolü olmuştur. Ancak bir süre sonra vezîriâzamlıktan kendi isteğiy­le ayrıldı. 23 Ramazan 909’da (10 Mart 1504) Gelibolu sancak beyi ve kaptan-ı derya oldu. uzun süre bu görevde kaldı.

İlgili Makaleler