Hayır Bey Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi
Hayır Bey (ö. 928/1522) Osmanlıların ilk Mısır beylerbeyi.
Çerkez asıllı olup muhtemelen 868 (1464) veya 869’da (1465) Kerâc yakınlarındaki Samsum köyünde doğdu. Babasının adı Malbay’dır: künyesi Hayır Bey min Malbay olarak belirtilir. Yetişkin çağa ulaşınca babası tarafından kardeşleri Kesbay, Hızır Bey, Canbolat ve Kansu gibi Sultan Kayıtbay’ın hizmetine verildi. Köle statüsünü haiz olmadan girdiği Memlûk sarayında yetiştirildikten sonra sultanın memlüklerinden biri oldu. Ardından Devâtdâr Akbirdi’ye intisap etti ve “haseki devâtdâr-ı sıkkın” unvanını aldı. 1496’da emîr-i aşereliğe, ardından da emîr-i tablhâneliğe getirildi. 1497’de II. Bayezid’e değerli hediyelerle birlikte haberci olarak gönderildi. İstanbul’dan döndükten sonra 1500’de “mukaddem elf” emîrleri arasına girdi: 1502’de Kansu Gavri’nin Memlûk sultanı olması üzerine hâcibü’l-hüccâblığa tayin edildi. Şam naibi olan kardeşinin vefatına kadar bu vazifede kaldı; 1504 Eylülünde, Şam’a tayin edilen Emîr Sıbay’ın yerine Halep nâibliğine getirildi. Bu görevi sırasında Osmanh-Memlük sınır mücadelelerine yakından şahit olduğu gibi Yavuz Sultan Selim ile Kansu Gavri arasındaki mektuplaşmalar da onun vasıtasıyla yapıldı. Böylece daha önce İstanbul’da Osmanlılar’la kurduğu münasebetini iyice güçlendirdi. Bu olay, daha sonra Şam’ın ve Mısır’ın Osmanlılar tarafından zaptında oynadığı etkili rolün başlangıcını teşkil edecektir.
İbn İyâs’ın kaydettiğine göre, Merci-dâbık Muharebesi’nde Memlûk ordusunun sol kanadına kumanda eden Hayır Bey, sağ kanadın kumandanı Sıbay’ın Ölümü üzerine askerlerinin dağıldığını görünce savaş meydanından çekilerek sol kanadın çökmesine yol açmıştı (Bedâ’tVz-zühûr, V, 69). Şam’ı zaptından sonra Yavuz Sultan Selim’in yanına giden Hayır Bey bu hizmetine karşılık Köstendil sancak beyiliğine getirildi (27 Ağustos 1516). Ancak Hayır Bey daha sonra Osmanlılar’-dan kaçtığını iddia ederek tekrar Mısır’a döndü: ardından Osmanlılar’ın Mısır’a doğru ilerlemesini engellemek için bir ordunun başında Gazze’ye gönderildiyse de yine başarısızlığa uğradı. Bunun üzerine Osmanlılar’a bağlılık göstererek Mısır’ın zaptına kadar onlara rehberlik etti.
Ridâniye Savaşı’ndan (22-24 Ocak 1517) sonra ise memlükler, şeyhülaraplar, mübaşir ve ayanları Osmanlılar’a itaate teşvik etmeye başlayıp padişahın emriyle yerlerinde bırakılacaklarını vaad ederek onlara birer mektup gönderdi. Onun vasıtasıyla Memlükler devrindeki Mısır’ın arazi İdaresi ve malî nizamı hakkında Müstevfi’l-emvâl Ebû Bekir b. Cey’ân’dan bilgi alınmıştı. Böylece Osmanlılar’a itaat edip sadakatle hizmette bulunan Hayır Bey’in Mısır’ın durumunu ve Memlûk kanunlarını çok iyi bilmesi, Çerkez ve Araplar’ı hoş tutmadaki kudreti onun Mısır bey-lerbeyiliğine getirilmesinde rol oynadı. Yûnus Paşa’nın Mısır idaresinden alındığı gün beylerbeyiliğe tayin edilen Hayır Bey, itaat ve sadakatlerinden emin olduğu Memlûk idarecilerine görevler verdi. Bu arada kendisi de halka adalet ve şefkatle muamele etmek, fesadı önlemek. Memlûk mevzuatını ıslah ederek uygulamak, Mısır’ın sınır ve limanlarını dış tehlikelerden korumak ve Haremeyn erzakını düzenli biçimde sağlamakla görevlendirildi. Padişahın Mısır’dan ayrılmasından dört gün sonra da {13 Eylül 1517) Kal’atülcebel’e çıkıp Mısır eyaletini idare etmeye başladı.
Hayır Bey’in Mısır idaresinde karşı karşıya kaldığı ilk meseleler devlet merkezi, Mısır’da bulunan Osmanlı beyleriyle askerleri ve eyaletin mahallî kuvvetleri (memlükler ve şeyhülaraplar) arasındaki münasebetleri düzenlemek oldu. Mısır’ın muhafazasıyla görevli Osmanlı askerleriyle memlükleri birlikte istihdam etmeye ve memlüklerle şeyhülarapların devlete itaatini sağlamaya çalışan Hayır Bey, muhafızlarla memlükleri isyan halinde bulunan Arap şeyhleri üzerine gönderdi. Ayrıca Mısır’ın zaptından sonra gizlenen memlükler için çıkarılan umumi aftan istifade ederek ortaya çıkıp itaat gösterenlere askerî kabiliyet ve maharetlerine göre ulufe ve cerâye. yaşlılarına da tekaüt ulufesi bağladı. Mısır’ın durumunu iyi bilen Memlûk emîrlerinden kethüda, devâtdâr, mîrâhur, mihmandar vb. idarî ve askerî yardımcılar seçti. Bu arada padişahın emirlerinin Mısır’da icrasına nezaret eden ve Hayır Bey’in davranışlarını gözeten Osmanlı beyleri gizli veya açık devlet merkezine raporlar gönderi-yorlardı. Hayır Bey de Mısır eyaletinin bazı meselelerini ve Osmanlı beyleriyle askerleri arasındaki durumu merkeze bildiriyordu. Hayır Bey ve maiyeti, Mısır’daki Osmanlı beyleriyle ahenk içinde oldukları halde muhafazada görevli askerlerle sık sık ihtilâfa düşüyorlardı. Yavuz Sultan Selim, Arap şeyhlerinin memlükler-den ayrı bir güce sahip olduklarını gördüğü için bunların birçoğunu yerlerinde bırakmış ve şeyhlerin durumunu iyi bilen Hayır Bey’e de şeyhlerin itaatini sağlayıcı tedbirler almasını tavsiye etmişti.