Edebi Şahsiyetler

Gustav Mahler Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

MAHLER, Gustav (1860-1911)

Avusturyalı besteci. Orkestradaki çalgıları alışılagelmişin dışında kul-, lanmış ve oda senfonisi biçiminin gelişmesine öncülük etmiştir.

7 Temmuz 1860’ta Bohemya’da Kalischt köyünde doğdu, 18 Mayıs 1911’de Viyana’da öldü. Yoksul bir Avusturya Yahudisi ailenin çocuğuydu. Doğumundan birkaç ay sonra ailesi Jihlava kentine göç etti. Mahler’in çocukluğu ve gençliği burada geçti. Çekler, Almanca konuşan Avusturya azınlığından olduğu için, Avusturya azınlığı ise Yahudi olması nedeniyle onu dışlıyorlardı. Sert yaratılışlı babası, kültürlü bir aileden gelen annesinin toplumsal üstünlüğünü çekemediği için aile içinde sürekli huzursuzluk yaratıyordu. Mahler’in de yaşamı bu gerilim nedeniyle karmakarışıktı. Huzursuzluk kaynağı babasından iyice soğumuş, buna karşılık annesine hastalıklı bir düşkünlükle bağlanmıştı.

Jihlava’da evlerinin yakınındaki bir kışlada çalan bando ve Çek işçilerinin söylediği halk türküleri, müziğe olan ilgisini besledi. Bu parçalan akordeon ve piyanoyla tekrarlayarak ilk bestelerini yapmaya başladı. On yaşında Jihlava’da ilk piyano konserini verdi. 1875’te Viyana Konservatuvarı’na yazıldı. Bu arada bir difteri salgınında beş küçük kardeşi, iki yıl sonra da bir başka kardeşi öldü. Yaşamı süresince felaketler Mahler’in arkasını hiç bırakmadı. Tiyatrolarda orkestra yöneticiliği yapan bir kardeşi kendini öldürdü. Ağabeysi de çıldırarak öldü. On bir kardeşinin ölümlerinin ve hastalıklarının yarattığı ruhsal baskı, onu ileriki yıllarda Sigmund Freud’un düzenli tedavi ettiği hastalar arasına kattı. Yine aynı nedenle, ilk önemli bestesi 1880 tarihli Das klagende Lied’den (Kederli Şarkı) başlayarak tüm yapıtlarında derin bir kişiselliğin ve ruhsal acıların izleri yer aldı.

Mahler 1880’den sonra çeşitli orkestralarda yöneticilik yaptı. Laibach, Olmütz, Kassel, Prag, Leip-zig, Budapeşte ve Hamburg’daki çalışmalarının ardından 1897’de Brahms ve Guido Adler’in önerisiyle Viyana Operası’nın müzik yöneticiliğine getirildi. Eşine güç rastlanır bir orkestra yöneticisi olarak, bozulmaya yüz tutmuş bu kuruma yeniden saygınlık kazandırdı. Çalınan yapıtları kusursuzluğa ulaştırmak, bestecinin amacını eksiksiz olarak dinleyiciye aktarmak kaygısıyla orkestra üyelerini usandırıncaya kadar çalıştırması, çevresinde büyük bir düşmanlığın doğmasına neden oldu. Yine de bu alanda bir okul yarattı ve başta Bruno Walter olmak üzere birçok orkestra yöneticisine öncülük etti. Bu arada ilk yapıtlarını vermeye başlamıştı. Ancak I.Senfoni’si büyük bir başarısızlığa uğradı. Bestelerinin dinleyiciyle iletişim kuramaması, hemen hemen bütün yaşamı boyunca sürdü.

İlgili Makaleler