Tarihi Şahsiyetler

Ebu Kays Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

Ebû Kays Sayfî b. Amir (Eslet) b. Cüşem el-Evsî (ö. 1/623) Hz. Peygamber ile görüşen Arap şairi.

Mekke’de doğdu. Adının Haris veya Ab­dullah olduğu da rivayet edilmektedir. Babasının lakabından dolayı Ebû Kays b. Eslet diye de anılır. Daha sonra Medine’­ye göç eden Ebû Kays, Evs kabilesinin şairi ve hatibiydi. Bu kabilenin Hazrec kabilesiyle yıllarca süren savaşlarının bir kısmında bulundu; bu savaşlar için ka­sideler söyledi; hicretten beş yıl önce yapılan savaşta da kabilesine kumandan­lık etti. Cesur bir kimse olmakla beraber savaşmaktan ve insan öldürmekten hoş­lanmazdı. İslâmiyet’ten önce putlara hiç tapmadığı nakledilir. Bu dönemde hıristiyan ve yahudi bilginleriyle görüşerek dinleri hakkında bilgi alır, kabul edebi­leceği bir dinin arayışı içinde bulunur­du. Nitekim Dımaşk’ta görüştüğü bir hıristiyan rahibin tavsiyesiyle Hz. İbrahim’in dini olan Hanîfliği benimsedi. Umre yap­mak için Mekke’ye gittiğinde kendisi gi­bi Hanîf dininden olan Zeyd b. Amr b. Nüfeyl ile görüştü. Medine’de Hanîf di­nini en iyi o bildiği için kendisine “el-Ha­nîf” denirdi. İbn Sa’d’ın naklettiği bir şi­irinde, “Eğer rabbimiz isteseydi yahudi ve hıristiyan olurduk; fakat biz Hanîf ola­rak yaratılmışız” demektedir. Mekke’de yıllarca Kureyşliler’in arasında yaşayan ve onlarla çok iyi anlaşan Ebû Kays, İbn İshak’ınrivayetine göre Mekke’de İslâ­miyet’in ilk döneminde Hz. Peygamber’e ileri derecede düşmanlık edenlerden bi­riydi. Birinci Akabe BiatTndan sonra Me­dine’de İslâmiyet yayılmaya başladığı zaman Evs kabilesinin bu dine girmesi­ne uzun süre engel oldu.

Hz. Peygamber Medine’ye hicret edin­ce Ebû Kays onunla görüşerek davetinin esaslarını öğrendi ve bunları çok beğen­diğini söyledi. Bir süre düşündükten son­ra tekrar görüşmek dileğiyle yanından ayrılınca münafıkların reisi olarak bili­nen Abdullah b. Übey b. Selûl ile karşı­laştı ve ona İslâmiyet’in güzelliğinden söz etti. İbn Selûl’ün kendisini Hazreclİ-ler’den korkmakla suçlayarak tahrik et­mesi üzerine bir yıl süreyle İslâmiyet’i kabul etmeyeceğini söyledi ve bir daha Resûlullah’ın yanına uğramadı. Hicretin 1. yılının Zilkade ayında öl­dü. Öleceği sırada Hz. Peygamber’in ken­disine haber gönderdiği ve kelime-i tev­hidi söylediği takdirde ona âhirette şe­faat etmeyi vaad ettiği, onun da bunu kabul ettiğine dair olan rivayetler zayıf­tır. Bu sebeple onun İslâmiyet’i kabul edip etmediği kesin olarak belli değil­dir. İbn İshak ise Ebû Kays’ın Mekke’ye kaçtığını ve Mekke fethine kadar orada yaşadığını zikretmektedir. Onun Hz. Peygamber’i Öven ve Kureyşliler’i etrafında toplanmaya davet eden bir kaside yaz­dığı kaydedilmekte, ancak bunu ne za­man kaleme aldığı bilinmemektedir.

Ebû Kays’ın oğlu Ukbe müslüman ol­muş ve Kâdisiye Savaşı’nda şehid düş­müştür. Ebû Kays’ın ölümü üzerine öbür oğlu Kays’ın Câhiliye âdetlerine göre üvey annesi Kebşe (Kübeyşe) bint Ma’n (Damre) ile evlenmek istediği, fakat Kebşe’-nin bu durumu Hz. Peygamber’e sorma­sı üzerine, -Babalarınızın evlendiği ka­dınlarla evlenmeyin”(Nisâ 4/22) meâlindeki âyetin nazil olduğu rivayet edil­mektedir. Bazı rivayetlerde ise üvey an­nesiyle evlenmek isteyenin oğlu değil Ebû Kays’ın kendisi olduğu söylenmek­tedir.

Cumahfnin belirttiğine göre Ebû Kays Medine’nin İleri gelen şairlerinden biriy­di. Kendisinin ve kabilesinin yiğitliğini öven şiirlerinin yanında hikmetli şiirleri de bulunmaktadır. Bir divanından söz edilmemekle beraber bazı şiirleri çeşitli eserler vasıtasıyla günümüze kadar gel­miştir. Özellikle el-Mufaddaliyydfta yir­mi üç beyti bulunmaktadır. R. Blachere ona nisbet edilen şiirlerin doğruluğundan şüphe etmekte, bunlar­dan bazılarının bedevi mizacını aksettir­mesine karşılık bir kısmının Mekke müş­riklerini Hanîfliğe davet etmesini tutar­sız bulmaktadır.

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler