Tarihi Şahsiyetler

Cinci Hoca Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

Cinci Hoca Hüseyin Efendi (ö. 1058/1648) Sultan İbrahim’i etkisi altına alarak devrin siyasî olaylarında rol oynayan padişah hocası ve Anadolu kazaskeri.

Safranbolu’da doğdu. Dedesi oranın ileri gelenlerinden Vaiz Şeyh Karabaş İbrahim Efendi, babası Şeyh Mehmed Çelebi’dir. Kendi ifadesine göre nesli Sadreddin Konevî’ye uzanan Hüseyin Efendi ilk eğitimini babasından aldı, ay­rıca ondan sihir ve efsunla ilgili bilgiler edindi. Öğrenimini tamamlamak için İs­tanbul’a gitti, bir süre Süleymaniye med­reselerinden birine devam etti; burada Berber Biraderi Hasan Efendizâde Şeyh Mehmed Efendi’den ders aldı. Bu arada çevresinde “kuvvetli nefesi” ile tanındı, okuduğu duaların dertlilere şifa olduğu haberleri yayılmaya başladı. Hocasının İz­mir kadılığına tayini üzerine açıkta kalınca geçimini tamamen bu işten sağlamaya koyuldu. Efsun ve sihir işleriyle uğraşma­sı, başta hocası olmak üzere diğer müderrisler tarafından hoş karşılanmadığın­dan geri plana itildi, hatta medreseden mezun olamadı. Ancak bu husustaki şöh­retinin hızla yayılıp saraya kadar ulaşma­sı hayatını değiştirdi. O sırada psikolojik birtakım rahatsızlıklar geçiren Sultan İb­rahim’in tedavisi için Valide Kösem Sul­tan tarafından saraya çağırıldı. Tesirli du­alar okuduğunu söyleyip padişahı manevî bakımdan rahatlatması şöhretinin daha da artmasına yol açtı.

Padişahın büyük iltifatlarına mazhar olan. bu arada ikameti için hazinece Mah-mud Paşa Camii yanında dayalı döşeli bir saray inşa ettirilen Hüseyin Efendi, henüz medrese tahsilini bile tamamlamadan devrin şeyhülislâmı Zekeriyyâzâde Yahya Efendi’nin muhalefetine rağmen Sultan İbrahim’in fermanıyla önce Sahn-ı Semân (Rebîülevvel 1052/Haziran 1642) ardın­dan Süleymaniye medreselerinden biri­nin müderrisliğine getirildi. Çok geçme­den de padişah hocalığına ve İstanbul kadılığı pâyesiyle Galata kadılığına tayin edildi. Yine padişah emriyle Anadolu kazaskerliğinden mâzul Karaçelebizâde Mahmud Efendi’nin kızıyla evlendikten ve bazı yandaşlarıyla 1644’te rakip olarak gördüğü Kemankeş Mustafa Paşa’yı kat­lettirdikten sonra nüfuzu daha da arttı ve aynı yılın mayısında Anadolu kazasker­liğine getirildi, Galata kazası da arpalık olarak üzerinde kaldı.

İlgili Makaleler