Türk Edebiyatı

Çile Şiir Kitabı, Özeti, Bölümleri, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Çile. Necip Fazıl Kısakürek’in (ö. 1983) şiirlerini topladığı kitap.

Bilinen yayımlanmış ilk şiiri Yeni Mecmua’ûa çıkan Necip Fazıl şiirlerinden yaptığı seç­meleri zaman zaman kitap haline getir­miştir. Örümcek Ağı, Kal­dırımlar, Ben ve Ötesi bu seçme şiirlerden olu­şan kitaplardır. Bundan sonraki şiir ki­tabının yayımlanması için yirmi üç yıl gi­bi uzun bir süre geçer. Şairin hayatına ve fikirlerine yeni bir yön verecek olan Nakşî şeyhi Abdülhakim Arvâsî’yi tanı­ması. Ağaç ve Büyük Doğu dergilerini çıkarması bu devreye rastlar. Sonsuz­luk Kervanı Necip Fazıl’ın yeni görüşlerini yansıtan ve özel bir dik­katle derlenmiş şiirlerinin yer aldığı ki­taptır Bu şiirler, daha sonra yenileri de eklenerek Çile ve Şiirle­rim adıyla tekrar yayım­lanmıştır. 1974’te tekrar Çile adı altın­da, şairin ölümüne kadar da altı defa daha basılmıştır. Necip Fazıl’ın, ilk de­fa Büyük Doğu dergisinde İdeolocya Örgüsü bahisleri ara­sında parça parça çıkan “Poetika’sı da Sonsuzluk Kervanı’ndan itibaren şiir kitaplarına girmiştir.

Necip Fazıl, “Şiirlerim ve Şairliğim” baş­lıklı önsözünde Çile’yi ana kitabı olarak takdim eder ve onda bütün şiirleri ara­sından bir “süzme ve bütünleştirme” yap­tığını söyleyerek bu kitabın dışındaki şi­irlerinin artık kendisine mal edilmeme­sini ister. Gerçekten de bazı dergilerde kalmış olanlarla önceki kitaplarına gi­ren şiirlerinden kırk kadarı Çile’ye alın­mamıştır. Bu seçimde, şairin birtakım estetik düşüncelerinin yanı sıra daha çok onun 1940’lardan sonraki din, top­lum ve ahlâk konusundaki görüşlerinin etkisi olduğu anlaşılmaktadır. Son yılla­rında yazdığı ve ölümünden sonra kita­bına ilâve edilenlerle birlikte Çile’de 173 şiir. ayrıca kendisinin “noktalama” adını verdiği 213 beyit bulunmaktadır. Bir çe­şit na’t karakterinde olan Esselâm -Mu­kaddes Hayattan Levhalar- ile hiciv manzumeleri ayn kitap­larda yayımlanmıştır.                         

Kitaba adını veren ve eserin başında yer alan “Çile”, şairin sanat hayatının dönüm noktalarından birini teşkil eden uzun bir şiirdir. İlk defa “Senfonya adıy­la 1939’da yayımlanan bu şiir, o tarihten birkaç yıl önce tanıdığı Abdülhakim Arvâsî’nin şair üzerindeki derin etkisi­nin ve bu etki vasıtasıyla esasen bazı mistik temayüllere açık olan Necip Fa-zıl’da uyanan dinî-tasavvuff duyguların işaretlerini taşır. $iir. her biri yedişer dörtlükten meydana gelen dört ana bö­lümden oluşmuştur. Dinî ve metafizik fi­kirlerle yüklü olmakla beraber kuvvetli bir lirizmi, coşkun ve heyecanlı bir ifa­desi vardır. Şiirin bütününde insanoğlu­nun kâinat ve kader karşısındaki şaşkın­lık, isyan ve tevekkül duygulan dile ge­tirilmiştir. İlk bölümde parlak, şaşaalı ve trajik bir ifadeyle kader karşısındaki ezil­me ve teslimiyet, ikinci bölümde yumu­şak ve şaşkın sorulara dönüşür. Üçüncü bölümde insanın, meselelerinin çözümü­nü rabbinîn yardımıyla kendi iç dünyasın­da bulacağı vurgulanmaktadır. Son bö­lüm ise şairin kendisini sonsuzluk duygu­sunun kucağına terketmesiyle biter: İn­san, aklı ve iradesiyle rabbini bulmak zo­rundadır. Şairin eserine isim olarak seç­tiği ve tasavvufî bir terim olarak da kul­landığı “çile’yi hayatının belli bir safhasın­dan itibaren görülen metafizik ıstırabı­nın remzi kabul etmek gerekir. Bu şiir esas itibariyle kitapta yer alan diğer şi­irlerle beraber şairin “Poetika”sında be­lirttiği “mutlak hakikat”! arama yolun­daki heyecanlann toplu bir ifadesidir.

Necip Fazıl’ın sanat hayatının önemli dönüm noktalarını gösteren diğer iki şi­irinden ilki, şairi bir anda şöhretinin zir­vesine çıkaran ve ona “Kaldırımlar şairi” unvanını kazandıran “Kaldırımlar” (1927) Çine’nin “Şehir” bölümünde onun bugün en çok sevilen ve okunan şiirlerinden bi­ri olan “Sakarya Türküsü” ise (1949] “Da­va ve Cemiyet” bölümünde yer almıştır. Böylece “Kaldırımlar” şairin ferdiyetçiliğinin, “Çile” mistik ve metafizik devre­sinin, “Sakarya Türküsü” ise millet, ta­rih, siyaset gibi problemleri ele aldığı cemiyetçiliğinin belirgin nirengi noktaları­nın dile getirildiği şiirleridir.

Çilede yer alan şiirlerin çoğu Türki­ye’de 1922’den sonra görülen sosyal-ide-olojik edebiyata bir reaksiyon gibidir. Dı­şa çevrili olan gözleri âdeta insanın iç dünyasına çeviren bu şiirlerin yeni ve ori­jinal görünen bir psikolojik derinliği var­dır. Şairin bunlar dışındaki nisbî bir neş-ve ve coşkunluğun hâkim olduğu “Dalga­lar” (1926), “Şehirlerin Dışından” (1926), “Ses” (1944) gibi şiirlerinde bile daima patetik-trajik bir hava okuyucuyu sarar. Bölüm başlıklarından da anlaşıldığı gibi Çile’de yer alan şiirler fertten cemiye­te kadar uzanan birçok meseleyi kapsa­maktadır. Ancak esere hâkim olan ta­vır, daha çok şairin kendi “ben”i ile olan mücadelesi veya kaynağı meçhul bir kor­kudur.

Necip Fazıl, şiirlerinin ilk neşirlerin­den çeşitli kitaplarına girmelerine ka­dar pek çoğunda birçok defa başlıkları, kıta düzenlerini, ithafları ve kelimeleri değiştiren nâdir şairlerdendir. Sonsuz­luk Kervanından itibaren bir araya top­ladığı şiirlerini değişik başlıklar altında gruplandırmıştır. Bu gruplandırmada da zaman zaman değişiklikler görülmekte­dir. Çife’nin son baskılarında on dört ana başlık vardır. Bunlar sırayla “Allah, İnsan. Ölüm. Şehir, Tabiat, Kadın, Kor­ku. Daüssıla, Ukde, Hafakan, Dekor, Tec­rit, Kahramanlar, Dava ve Cemiyet” ad­larını taşımaktadır. Eylül 1992’de 19. baskısı yapılan Çile’nin son bölümüne “Poetika -İdeolocya Örgüsü’nün Şiir ve Sanat Bölümü-” başlığını taşıyan bir ya­zı, şairin on bir maddelik “Vasiyet’i, “Ya­yınevinin Eki” olan fotoğraf ve et yazısı örnekleri konulmuştur.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler