Nedir ?

Çelebi Nedir, Ne Demektir, Ne Anlama Gelir, Hakkında Bilgi

Çelebi. Asil, zarif, okumuş, bilgili kimseler için kullanılan bir unvan.

Kelimenin menşei hakkında çeşitli gö­rüşler ileri sürülmüşse de bugüne kadar kesin bir sonuca varılamamıştır. Yapılan tekliflerin en eski olanı ve halen de en çok tasvip göreni, İbn Kemal ile Hasan Kâfî Akhisârî’nin bu kelimenin menşei ile ilgili risalelerinde ortaya koydukları, çelebinin Türkmen dilinde Allah’ın isim­lerinden biri olan çalaptan geldiği görü­şüdür. Bunlara göre sondaki nisbet “yâ”sı ile kelimeye (çalabî) “Allah’a mensup, Allah’a bağlı” anlamı verilmiş ve telaffuzu zamanla İncelerek çelebi şekline dönüş­müştür. Kelimenin Grekçe’den veya baş­ka bir Hint-Avrupa dilinden geldiği ko­nusundaki teklifler ise inandırıcı olmak­tan uzaktır. Nitekim İbn Battûta, çele­binin Anadolu’da “efendi” anlamında kul­lanıldığını belirttiği gibi bazı Bizans kay­naklarında da bu kelimenin Türkçe ol­duğu ve “beyzade” anlamına geldiği ka­yıtlıdır.

Osmanlılar’da özellikle XIV. yüzyıldan XVIII. yüzyıla kadar kültürlü yüksek ta­bakaya mensup olanlar, ilmiye ricali, di­van şairleri, kalem erbabı. Dîvân-ı Hümâ­yun kâtipleri gibi genel olarak okumuş, bilgili kimselere, hatta bazı gayri müslimlere verilen bu unvan, ilk dönemler­de Osmanlı şehzadeleri için de kullanıl­mıştır. Nitekim Yıldırım Bayezid’in dört oğlu çelebi unvanıyla anılmış, I. Mehmed padişah olduktan sonra da bu unvanla tanınmıştır. Kelime XVIII. yüzyıldan iti­baren daha farklı anlamlarda kullanıl­mıştır. J. Redhouse’ın. kelimeye “hıristiyan din adamı (rahip, keşiş), şehzade, edip, âlim, kâtip, gayri müslim beyefen­di” gibi birbirinden farklı anlamlar ver­mesi XIX. yüzyıl sonları için doğru olma­lıdır. Bu dönemde modernliğe özenen bazı aydınlara ve kibarlık meraklısı zen­gin aile çocuklarına “alafranga çelebiler” denmiştir. “Çelebi efendi” tabiri ise bir kısım ilmiye ricali ile Konya Mevlevi Âsitânesi postnişinleri için kullanılmıştır. Atâî, meslek hayatının henüz başlangı­cında olan ilmiye ricaline verilen “çelebi ulûfesfnden   bahsetmektedir. Celebi, bazı gayri müslim zümreler tarafından da kullanılan bir unvan olmuştur. Eremya Çelebi, Thevennot Çelebi gibi kültür­lü kimseler yanında Fenerli Rum beyle­rinin erkek torunları da bu unvanla anılmıştır. Ayrıca hıristiyan ve yahudi ka­dınlar kocalarına çelebi demekteydiler. Gayri müslimlerin kullandığı çelebinin, salîbînin (hıristiyan, Haçlı) bozulmuş şekli olduğu da ileri sürülmüştür.

Çelebi unvanının Osmanlı döneminde şehirli halk arasında yaygın olarak kul­lanıldığı şer’iyye sicillerindeki belgeler­den anlaşılmaktadır. XVIII. yüzyıl başlan için yapılan bir tesbite göre, Edirne’de şehirliler arasında 5329 aile reisi içeri­sinde 676 kişinin çelebi unvanını taşıdı­ğı, bunun Edirne’de bey, ağa, efendi, ha­cı, molla, seyyid vb. diğer unvanlara nisbetinin % 12,7 olduğu belirlenmiştir. Çe­lebi kelimesi yer adı olarak da yaygın şekilde kullanılmıştır. İstanbul’da on ci­varında mahalle ve sokağın bu ismi ta­şıdığı, Bosna eya­letine bağlı Çelebipazan adıyla bir kaza­nın bulunduğu bilinmektedir.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler