Ayas Paşa Camii Nerede, Tarihi, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi
Ayas Paşa Camii, Tekirdağ’ın Saray ilçesinde XVI. yüzyılda yapılmış cami.
Büyük Karıştıran’dan Karadeniz kıyısında Midye’ye (şimdi Kıyıköy) uzanan yolun üzerinde ve Vize’nin güneyinde yer alan Saray kasabasının ortasında inşa edilen Ayas Paşa Camii, esasında medrese ve hamamı ile küçük bir manzume teşkil ediyor ve kuzeyinde de kasabaya adını veren Ayaş Paşa’ya ait bir saray bulunuyordu. Evliya Çeiebi’den öğrenildiğine göre (Seyahatname, VI, 135) I. Murad Hüdâvendigâr’ın yaptırdığı bu saray Ayas Paşa tarafından tamir ettirilerek dinlenme ve eğlence maksadıyla kullanılmıştır. Camiyi inşa ettiren, Kanunî Sultan Süleyman devrinde üç yıldan fazla sadrazamlık yapan ve Eyüp’te türbesi bulunan Ayaş Paşa’dır. Cami 937 (1531) yılında inşa edilmiştir; bu tarihlerde Ayaş Paşa’nın Rumeli’de hasları bulunduğu da belgelerle bilinmektedir. Cami günümüze gelinceye kadar bir hayli değişikliğe uğramış, içindeki bütün süslemeyi kaybettiği gibi mihrap, minber, vaaz kürsüsü vb. aksamı da zevksiz bir biçimde yakın tarihlerde yeniden yapılmıştır.
Ayas Paşa Camii, üç kubbeli bir son cemaat yerini takip eden tromplu bir kubbe İle örtülü küçük bir yapıdır. Basit baklava dilimli başlıklar taşıyan revak sütunlarının yanlardaki ikisi granit, diğer ikisi ise mermerdir. Bazı izlerden, son cemaat yeri dışında evvelce ahşap bir saçağsn bulunduğu anlaşılmaktadır. Sağdaki minare ise pabuç kısmından itibaren yenilenmiştir. Kare şeklindeki kürsünün üstünden yuvarlak bir halka ile gövdeye geçen minarenin şerefe korkulukları ile peteğin üst kısmındaki girland süsleme ve taştan külah, XIX. yüzyıl sonları zevkine işaret eder. Caminin orijinal güzelliğini koruyabilmiş tek aksamı, değişik biçimli bir kemer içinde açılmış olan kapısıdır. Minare girişi de aynı üslûpta daha ufak biçimde yapılmıştır.
Cami hariminde kubbeye geçiş, içleri dilimli tromplarla sağlanmıştır. Her cephede altlı üstlü ikişerden dört pencere vardır. Yalnız kıble duvarında ve mihrap üstünde bir de yuvarlak pencere görülür. Sekiz köşeli sağır bir kasnağa oturan kubbe çatlamış olduğundan kasnak demir çemberle takviye edilmiştir.
Saray’daki bu küçük fakat güzel eser, yurdun bu köşesini tahrip eden istilâlardan zarar görmüş olmakla beraber, bilgisiz ellerde yapılan yenileştirmelerden de büyük ölçüde yaralar almıştır. Avluyu üç taraftan saran medrese yıkılmış, bir parçası önce okui, sonra Sıtma Mücadele Teşkilâtı binası olarak kullanılmıştır. Avlu, beton tarhlar ve demir parmaklıklarla çirkin bir bahçe haline getirilmiş, kıble duvarı önünde uzanan nazirenin mezar taşlan ise sökülerek çeşitli İşlerde kullanılmıştır. Halen caminin kapı eşiğinde bulunan iki adet işlemeli lahit parçası ile musalladaki başka bir lahit parçası bunlardandır. 1961 ‘de yapılan inceleme gezisinde caminin yakınındaki hamamın dış cephesinin herhangi mimari özelliği kalmadığı dikkati çekmekteydi. Soyunma yeri {camekân) yeni bir inşaat olup kubbeler de dıştan çimento sıvalı idi.
Diyanet İslam Ansiklopedisi