Tarih

Ahmet Anzavur Kimdir, Hayatı, Ölümü

Ahmed Anzavur. Alaylı Osmanlı subayı, Kuva-i İnzibatiye kumandanı ( ? – Ö. Biga 15 Nisan 1921).

Balıkesir’e yerleşmiş bir Çerkez ailesindendir, II. Abdülhamid zamanında jandarma subaylığı yapmış, Bakırköy karakol kumandanlığında bulunmuş, sonra Kütahya ve Konya’da görevlendirilmişti.

Anzavur, İkinci Meşrutiyet’te, Çakırcalı’nın tenkilinde büyük yararlık gösterdi. Bu nedenle Sultan Reşat ona bir kılıç armağan etti. Daha sonra, emekli binbaşı olarak memleketine çekilmiş ve yarış atı yetiştirmekle uğraştı. Son derece dindar, kendini beğenmiş ve İttihatçı düşmanıydı. Mütareke döneminde İzmit Mutasarrıflığına atandı. Anadolu’daki milli kurtuluş hareketini, İttihatçılığın Bolşevikliğe varan bir uzantısı sayarak, din adına buna karşı çıkmak için kurulan Cemiyeti Ahmediye’nin üyesi oldu. Kuvayı Milliye’yi bastırmak için gösterdiği çabalardan ötürü, Sultan Vahideddin kendisine ‘Mir-i Miran’lık (bir çeşit mülki paşalık) unvanı verdi. Bolu, Düzce, Bandırma ve Gönen yörelerindeki ayaklanmaları yönetti. 1921 yılı Şubat ayı sonunda Eskişehir İstiklal Mahkemesi’nce gıyabında idam cezası verildi. Ayaklanma girişimlerinde başarısızlığa uğradıktan sonra, Yunanlı işgalcilerle işbirliği yapmış ve Yeniçiftlik köylü Mehmet Efe tarafından (Kara Hasan Çetesi’nin eski üyelerinden) 15 Nisan 1921’de bir çarpışmada vurularak öldürüldü.

Çeteci Pomak Kara Hasan’a yazdığı 30 Ekim 1919 tarihli mektupta, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını, Birinci Dünya Savaşı’na girerek Osmanlı İmparatorluğunun dağılmasına yol açan farmason – İttihatçılar’la bir tutar:

“… Rica ederim, müslümanlann kıblegâhı olan Kâbe-i muazzamadan ve huzur-u hazret-i risaletpenah efendimiz hazretlerinden, mukaddesat-ı diniyemizden bizi mahrum eden, Çanakkale boğazında milletin İslâm evlâtlarını denize döken ve Kafkas dağlarında, Arabistan çöllerinde, Acemistan’da ve Yanya ve Romanya dağlarında helak eden ve bugün İstanbul’da yüzbinlerle İslâm kadınlarını ve kızlarını vesika verip fahişe eden bu conlar farmason değildir de kimdir?’ (Nutuk vesika 187).

 

 

İlgili Makaleler