Edebi Şahsiyetler

Ahmed-i Dai Kimdir, Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri, Hakkında Bilgi

AHMED DAÎ (15. yy)

Osmanlı şair. Doğa varlıklarını kişileştirerek karşılıklı konuşturan şiir türünün öncülerindendir.

Doğduğu yer ve yıl kesin olarak bilinmemektedir. Yaşamı üstüne bilgiler, dağınık olarak kendi yapıtlarında ve tezkerelerde vardır. Kadı olduğu, şair olarak Germiyan Beyliği’nde II. Yakub Beğ’in sarayında üne kavuştuğu bilinmektedir. Ankara Savaşı’ndan (1402) sonra Edirne’de Emir Süleyman’ın yanma geldi. Bu yıllarda Emir Süleyman’ın çevresinde Ahmedî, kardeşi Hamzavî, Süleyman Çelebi gibi ünlü şairler bulunuyordu. Fetret devrinde Anadolu’yu ve Rumeli’yi gezdi. Ölüm yılı Kâtib Çelebi’ye göre 1427’dir. II. Murad’ın saltanatının (1421-1444) ilk yıllarına değin yaşadığı kesindir.

14.    yy’ın sonlarına doğru kullanılmaya başlayan nestalik hatla (bir yazı çeşidi) bir hattat kadar güzel yazdı. Farsça divanındaki hat buna örnektir.

Tek nüshası bilinen Divan’ını I. Mehmed’e sunmuştur. Divan tam alfabetik değildir. Son yazdığı şiirleri içerir. Farsça Divan’ım 1413’te yazmıştır. Çengnâme adlı yapıtı, yanlış olarak Cenknâme olarak da anılıp Şeyhoğlu’nun Ferahnâme’siyle karıştırılmıştır. 1446 beyitlik bir mesnevisini 1405’te yazıp Emir Süleyman’a sunmuştur. Bu, Ahmed Daî’nin en önemli yapıtlarından biridir. Mistik ve alegorik bir şiirdir. Çeng denen müzik aletindeki ipek, at kuyruğu kılı, servi ağacı ve ahu derisinin birbirleriyle konuşmalarıdır. İnsan ruhu çengle simgelenmiştir. Mutayebat, on iki kıtadan oluşan, kelime oyunlarıyla düzenlenen mizahi bir şiirdir. Ukudü’l-Cevahir, II. Murad’a şehzadeliği sırasında yararlanması için yazdığı Farsça bir sözlüktür. Tefsir Tercümesi, Ebü’l-Leys-i Semer-kandî’nin Arapça Kuran tefsirinin Türkçe’ye yapılan ilk çevrisidir. Câmâsbnâme, Nâsıreddin-i Tusî’nin aynı adı taşıyan yapıtının Türkçe’ye çevirisidir. Gizli şeyleri bilen, gelecekten haber veren Danyal Peygam-ber’in oğlu Câmâsb’ın başından geçen serüvenleri anlatır.

Divan’ının ve yapıtlarının bir bölümünün bulunmasına kadar, Ahmed Daî klasik tezkere yazarları ve edebiyat tarihçilerince ikinci sınıf bir şair sayılıyordu. Şiirleri ve düzyazıları incelenince iyi bir İslam kültürü aldığı, Türkçe yanında, şiir yazacak kadar güzel Arapça ve Farsça bildiği ortaya çıkmıştır.

Selman-ı Sâveci ve Kemal-i Hocendi gibi Iran şairlerinden etkilendi. Eski şairlerde sıkça rastlanan vezin, kafiye hataları Daî’de daha azdır. Her yazdığı şiirde anlamına, amacına uygun vezin kullanmıştır. Düz yazılarında da konuya göre, üslubuna renk ve ahenk katmıştır. Şiirleri yaşadığı sarayı ve çev esini yansıtır.

•    YAPITLAR (başlıca): Çengnâme, 1973; Divan (Türkçe, Burdur Umumi Kütüphanesi); Divan (Farsça, Bursa Orhan Gazi Kütüphanesi, No: 66); Ukudü’l-Cevahir, (İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Farsça Yazmalar, No: 350); Tefsir Tercümesi, (Nuruosmaniye Kütüphanesi, No: 137-143); Mutayebat, Câmâsbnâme.

•    KAYNAKLAR: G. Alpay, Ahmed-i Dai and his Ceng-nâme, 1973; I.H.Ertaylan, Ahmed-i Dai Hayatı ve Eserleri, 1952; H.Güner, Kütahyalı Şairler Ahmed Daî, 1967; F. Timurtaş, “Ahmed-i Daî ve Eserlerinin Türk Dili ve Edebiyatındaki Yeri”, Türk Dili (31), 1954.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

İlgili Makaleler