Nedir ?

Adabül Mürid Nedir, Konusu, Yazarları, Özellikleri

Sûfîlerin uymaları gereken kurallardan bahseden eserlere verilen genel ad.

Mutasavvıfların sohbetinde bulunanların, şeyhlere bağlananların ve tarika­ta girenlerin uymaları gereken âdâb ve erkândan, seyrü sülük sırasında göz önünde bulundurulması gereken kural­lardan, şeyh ve ihvana karşı takınılması gereken tavırdan bahseden, mürid ve dervişlere yol gösteren eserle­re “Âdâbü’l-mürîdîn” “Edebü’l-mürîd”, “Âdâbü’l-mutasavvıfe”, “el-Vasâya” ve “Tarîkatnâme” gibi isimler verilmek­tedir.

Tasavvufta müridlerin âdabı bahsi ya müstakil risaleler ve eserler halinde ve­ya tasavvufa dair genel bilgiler veren eserlerin içinde bir bölüm olarak ele alınmıştır. Bu konu hakkında ilk olarak kaleme alınan başlıca müstakil eser ve yazarları şunlardır. Kitâbü’l-Mürîdîn, Ebû Nuaym, Hilyetü’l-evliya da bu eserden iktibasta bulunur. Haris el-Muhâsibî (ö. 243/857), Âdâbü’n-nülûs Hakîm et-Tirmizî (ö 285/898), Âdâbü’l-mündîn nşr Abdul-fettâh Abdullah Bereke, Mısır, ts; Edebü’n-nels Cüneyd-i Bağdadî (ö. 298/910), Edebü’l-müftakir illahîlah [348] Ebû Ali er-Rûzbârî (ö. 303/915). Kitâbü Edebi’l-lakr Ebü’l-Kâsım el-Vezzân (h. V. asır), Edebü’l-mürîdîn Sülemî (ö. 412/1021), Âdâbü’ş-şuhbe ve hüsnü’l-‘uşre, Câmicu âdâbi’ş-şûfiyye, Âdâbü’l-iakr ve şerâ’ltuh; Beyânü zeleli’l-fukarâ ve mevdcibü âdâbihim Ebû Be­kir b. Dâvûd es-Sâlihî. (806/1403), Âdâbü’l-mülîd Abdülvehhâb eş-Şa’rânî (ö. 973/1565), Ede­bü’l-mürîd Tâceddin b. Zekeriyyâ el-Abşemî (ö. 1050/1640), Âdâbü’l-mündîn Abdullah b. Alevî el-Haddâd (ö. 1132/1720),   Risâletü âdâbi sûlûki’l-mürîd

Tasavvufa dair genel mahiyetteki eserlerde de âdâbü’l-mürid bahsine ge­niş bir yer ayrılmıştır. Meselâ Serrâc. el-Lumacda “Kitâbü ede­bi’l-mutasavvıfe” başlığı altında konu­yu geniş olarak ele almıştır (s. 194-280). Kuşeyrî ise er-Risâle sinde hem irade ve edep bahsinde, hem de eserine ekle­diği son bölümde müridlerin dikkat et­meleri gereken kaide ve esaslardan bahsetmiştir. Hücvîri’nin Keşfü’1-mahcûd’unda da konu ele alınmıştır. Ebû Tâlib el-Mekkî Kutü’l-kulûb’da mürid­lerin uymaları gereken âdâb ve esasla­ra bir bölüm ayırdıktan sonra eserinin değişik yerlerinde çeşitli vesilelerle bu meseleyi tekrar tekrar ele almış, Gazzâlî de İhya’ü ulûmi’d-dîride aynı yo­lu tutmuştur. Tekke ve hankah teşki­lât ile gelişen tarikat nizamına paralel olarak âdâbü’l-mürîd konusu da gelişmiştir. Özellikle Ebû Saîd Ebü’l-Hayr’ın (ö. 444/1052) tekkelerde uyulması ge­reken kuralları esaslı bir şekilde tesbit etmesinden sonra konu daha da önem kazanmıştır.

Âdâbü’l-mürîd alanında yazılan eser­lerin en meşhuru, Ebü’n-Necfb Ziyâeddin es-Sühreverdi’nin Adâbü’l-mürîdîn adlı eseridir. Mürid ve sâliklerin âdabı hak­kında İbnü’l-Arabî’nin yazdığı şu eser­ler de önemlidir: Risâletü künhi mâ lâ büdde li’l-mürid minhü; Tuhletü’s-selere ilâ hazreti’l-berere; Risâletü’l-emri’l-muhke-mi’l-merbut; Tedbîrâ-tü’l-ilâhiyye; Mevdkin-nücûm; el-Fütûhâtü’î-Mekkiyye İbnü’l-Arabi’nin bu eserlerde bahis konusu ettiği âdâb ve tavsiyeler tekke ve tarikat âdabı mahiyetinde olmayıp ilk sûfilerde olduğu gibi genel mahiyette tavsiyelerdir.

Tekke ve tarikat nizamı tam olarak ortaya çıktıktan sonra müridlerin âdabı meselesi de buna göre yeniden şekillenmeye başlamıştır. İlk olarak mürid­lerin hankah ve ribâtlarda gözetmeleri gereken edep ve kaideleri, Ebü’n-Necîb es-Sühreverdfnin yeğeni Şehâbeddin es-Sühreverdî (ö. 632/1234) ‘Avârifü’l-ma’arifte düzenli bir şekilde anlatmış­tır. Bu arada tarikat kurucusu şeyhler de bu konuya dair eserler yazmışlardır. Kadiriyye tarikatının kurucusu Abdülkâdir-i Geylânî (ö. 561/1165), el-Gunye adlı eserinin sonunda âdâbü’l-mürîd konusunu geniş olarak ele almıştır. Necmeddîn-i Kübrâ da (ö. 628/1230) Âdâbü’1-mürîdîn adıyla bir eser yazmıştır. Ebü’l-Mefâhir Yahya Bâharzî’nin (ö 736/1335) Evrâdü’l-ahbâb ve fusûsü’l-âdâb adlı eseri de buna da­irdir. Nakşibendiyye tarikatına mensup müridlerin uymaları gereken kurallar­dan bahseden eserlerden bazıları şun­lardır: Muhammed b. Abdullah el-Hânî, Behcetü’s-seniyye Mu­hammed b. Süleyman el-Bağdâdî, el-Hadîkatü’n-nediyye fi âdâbi tarikati’n-Nakşibendiyye Eşrefoğlu Rûmî ile Aziz Mahmud Hüdâyî’nin Tarîkatnâmeleri Türkçe’dir. Adı geçen eserlerden başka melâmet veya fütüvvet ehline has olan âdâbdan bah­seden eserler de vardır. Sülemî’nin Risâletü’î-Melâmetiyye ve Kitâbü’l-Fütüvve’si buna örnek teşkil eder. Ayrıca bütün fütüvvetnâme’ter­de bu konuya geniş yer ayrılmıştır. Bu tür eserlerde sadece tasavvufa yeni gi­ren veya sülük halinde bulunan mü­ridlerin uymaları gereken kurallar anlatılmaz; aynı zamanda mürşid ve şeyh­lerin hal ve hareketlerinin nasıl olması lâzım geldiği de açıklanır.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler