Tarihi Şahsiyetler

Abdullah bin Zibara Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi -Sahabi-

Ebû Sa’d Abdullah b. ez-Ziba’râ b. Kays b. Adî el-Kureşî es-Sehmî Kureyş kabilesinin meşhur şairi, Mekke’nin fethinden sonra müslüman olan sahâbî.

Kureyş kabilesinin Sehm boyuna men­suptur. Babası Ziba’râ, annesi Âtike bint Abdullah b. Amr’dır. Doğum ve ölüm tarihleri kaynaklarda zikredilmemekte­dir. Câhiliye devrinde Kureyş kabilesinin en büyük şairlerinden biriydi. Fil Vak’ası üzerine söylediği şiir meşhurdur. Hz. Peygamber’e ve müslümanlara karşı büyük bir düşmanlık beslemiş, hatta taptıkları putlar hakkında Peygamber’le bizzat tartışmıştı. Uhud Savaşfndan önce, Kureyş ordusuna destek sağla­mak üzere çeşitli kabilelere gönderilen dört kişilik davet heyetinde o da vardı. Bu savaşta Abdullah b. Seleme’yi şehid etti. Savaştan sonra Kureyş ölülerine mersiyeler söyledi. Hassan b. Sabit tarafından kendisine verilen cevaplardan anlaşıldığına göre, Abdullah b. Ziba’râ’nın müslüman olmadan önceki şiirlerinin çoğu İslâmiyet ve Hz. Pey­gamber aleyhinedir. Bu husus, râvilerin onun şiirleriyle ciddi bir şekilde ilgilenmemesine ve dolayısıyla bunların büyük bir kısmının kaybolmasına sebep olmuştur.

Mekke fethedilince, Abdullah öldürü­leceğinden korktuğu için, Hübeyre b. Ebû Vehb ile birlikte Necrana kaçtı. Orada yaşayan Haris b. Kâ’b kabilesi mensuplarına Peygamber’İn Mekke’yi fethettiğini, belki de Necran üzerine yürüyeceğini ve bundan dolayı büyük bir tehlikenin söz konusu olduğunu söyledi. Bunun üzerine Necranlılar kale­lerini tamir edip kaleye kapandılar. An­cak bu sıralarda Hassan b. Sâbifin. Hz. Peygamber’İn affedici ve merhamet sa­hibi olduğunu ifade eden bir şiirini du­yan Abdullah. Mekke’de bulunan Resülullah’ın yanına gitti. Ashabı ile soh­bet etmekte olan Hz. Peygamber onu görür görmez. “İşte İbnü’z-Ziba’râ! Yü­zünde İslâm’ın nuru parlıyor” deyince. Abdullah kelime-i şehâdet getirip müs­lüman oldu; kendisine hidayet ihsan eden Allah’a hamdetti. Peygamber’e ve müslümanlara karşı yapmış olduğu ha­reketlerden dolayı pişmanlık duyduğu­nu söyleyerek affedilmesini istedi. Hz. Peygamber de ona İslâmiyet’i nasip ettiği için Allah’a hamdettikten sonra, “Müslüman olmak, daha önce yapılan günahları ortadan kaldırır” diyerek onu bağışladığını bildirdi.

Abdullah b. Ziba’râ İslâmiyet’i kabul ettikten sonra Hz. Peygamber’! öven ve daha önce yaptıklarından dolayı pişman olduğunu ifade eden şiirler yazdı. An­cak bunlardan pek azı günümüze ulaş­mıştır. Bunların bir kısmının da ona ait olduğu şüphelidir. İbn Hişâm es-Sîre’sinde Abdullah’a atfedilen şiirlerin ço­ğunu, “Alimler bu şiirin İbnü’z-Ziba’râ’ya nisbetini redderler” kaydıyla naklet­mektedir. İbnü’z-Ziba’râ’ya nisbet edi­len şiirlere daha ziyade tarih kitapların­da yer verilmiş ve bunlara dil ve edebi­yat bakımından değil, daha çok tarihî ve sosyal olaylar yönünden önem veril­miştir. Bununla birlikte Abdullah, hem İslâm öncesinde hem de müslüman ol­duktan sonra şiir yazdığı için muhadramûn’dan sayılmıştır.

İtalyan müsteşriki P. Minganti. tarih ve edebiyat kitaplarında dağınık bir halde bulunan şiirlerini bir araya geti­rerek, şairin hayatı ve şiirleriyle ilgili bir makale ile birlikte neşretmiştir. [297]

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler