Defterdar Sarı Mehmet Paşa Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi
Kısa sürede kapıkuluna cülus bahşişi dağıtmasına rağmen yine görevinden alınan Mehmed Paşa. eski vazifesi olan rûznâmçe-i evvel memuriyetine döndü. Ancak birkaç ay sonra 29 Şubat 1704 tarihinde tekrar defterdarlığa getirildi. Daha sonra da Haziran 1705, Şubat 1708, Ocak 1712 tarihlerinde başdefterdarlık görevinde bulundu. Ocak 1713’te Tersâ-ne-i Âmire emini oldu. Aynı yıl içinde Prut Antlaşması”nın tâdilinde Osmanlı-Rus sınırının tesbiti için gönderilen heyette görev aldı. Ertesi yıl yedinci defa başdeftardarlığa tayin edilen Mehmed Paşa, Sadrazam Damad Ali Paşa’nın etrafındaki ilim ve fazilet sahibi devlet adamlarından biri oldu.
1715’te yapılan Mora seferinde Eğriboz’dan orduya zahire nakliyle görevlendirildi. 1716 yılında Osmanlı-Avusturya savaşına katıldı. Savaş sırasında Damad Ali Paşa’nın şehid olması üzerine ordu dağılmış ve Belgrad’a çekilmişti. Sadrazamlık mührünü bekleyenler arasında Sarı Mehmed Paşa da vardı. Fakat III. Ahmed’e yakınlığıyla bilinen Mevkufatçı Nevşehirli İbrahim’in (Paşa) tesiriyle mühür yaşlı vezir Koca Halil Paşa’ya verildi. Bu sırada Prens Ojen (Eugene) kumandasındaki Avusturya orduları Tımışvar’a kadar gelmişti. Mehmed Paşa yaşlı sadrazama yardım etmekle görevlendirilmiş ve padişah tarafından kendisine sadrazamlık vaadinde bulunulmuştu. Gerek bu vaad gerekse çevresindekilerin dalkavuklukları ve mührün gecikmesi onun sabırsızlığını arttırmış, hatta sadrazamlık mührünü açıktan isteyecek kadar hırslandırmıştı. Fakat bu tutumu ve ayrıca III. Ahmed hakkında ileri geri sözler söylemesi aleyhine oldu. Bu davranışları ile asıl sadrazam adayı Nevşehirli İbrahim Paşanın eline yeni kozlar veren Mehmed Paşa ordu Edirne’ye gelinceye kadar bir süre daha oyalandı ve 1717’de Selanik muhafızlığına tayin edildi. Ardından, gönderilen bir fermanla, birkaç ay içinde her türlü masrafı kendi kesesinden karşılanmak üzere 3000 askerin teçhizatlandırılarak Niş ovasında hazır bulundurulması emredildi. Zor durumda kalan Mehmed Paşa, padişah hakkında söylediği sözlerle Damad İbrahim Paşa gibi rakiplerinin eline yeni fırsatlar vermeye devam etti. Buna Selanik’te halka zulmetme, Tımış-var’ın düşman eline geçmesine sebep olma gibi suçlamalar da eklenince Kavala Kalesi’ne hapsedildi, İstanbul’daki mallarına ve parasına el konuldu ve 1717 yılı Mart başlarında idam edildi; cesedi Kavala’daki Ulucami’nin avlusuna gömüldü.
Devletin en buhranlı devirlerinde elli yıla yakın bir süre başarılı hizmetlerde bulunan Mehmed Paşa, bazı tedbirsizlikleri ve sabırsızlıkları olsa da sarayın ve özellikle Nevşehirli İbrahim Paşa’nın entrikalarına kurban gitmiştir. Mehmed Paşanın Şehzade Camii civarındaki Fi-ruzağa mahallesinde ve evinin bulunduğu Kumkapı’da iki çeşmesi vardır.