Tarih

Veto Nedir? Tanımı, Uygulamaları (Siyasi Kavramlar)

“Karşıyım” anlamındaki Lâtince veto kelimesinden gelmektedir. Bir meclisin, bîr kurulun veya benzeri bir organın aldığı kararların ya da çıkarmış olduğu kanunun yürürlüğe girmesini önleyen üst makamın kullandığı bir yetkidir. Birçok ülkede anayasalarca devlet başkanlarına ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde beş daimi üyeye tanınmıştır.

Uluslararası kuruluşlarda oy birliği ile karar alınan birimlerde veto uygulaması sözkonusu olabilmektedir. Bu türden kuruluşların statülerinde belirli konularda kararların alınabilmesi için bütün üyelerin karara katılmaları şartı aranır. Herhangi bir üyenin aynı görüşte olmaması ve kararın alınmasını engelleyecek şekilde karşı görüş belirtmesi, veto olayını meydana geterir.

Veto’nun en fazla işlediği örgüt Birleşmiş Milletler’de Güvenlik Konseyi’dir. Yalta Konferansında belirlenen oylama sistemi 17 Aralık 1963’de Genel Kurulda yapılan 23. madde değişikliği ile farklı bir yapıya dönüşmüş ve konseyin üye sayısı 11 ‘den 15’e çıkarılmıştır. Güvenlik Konseyi’nde usul meselelerinde kararlar 15 üyenin 9’unun oyu ile alınır. Ancak öze ilişkin bir kararın alınabilmesi içinse 5 sürekli üyenin de olumlu oy vermiş olmaları şartı aranmaktadır (madde 27-3). Buna göre Güvenlik Konseyi’nin 5 sürekli üyesi olan ABD, Sovyetler Birliği, Çin, ingiltere ve Fransa’ya katılmadıkları bir kararın alınmasını önleme (veto) yetkisi tanınmıştır.

Uluslararası hukuk terminolojisinde BM’deki veto sistemine ilişkin olarak “çifte veto” olayı da bulunmaktadır. Güvenlik Konseyi’nde üzerinde tartışma yapılan bir konunun usul veya Öze ilişkin için de bir karar alınması gerekir. îşte bu hususun tespitinde de veto işlediği için bir daimi üye önce vetosunu kullanarak meseleyi usul meselesi dışında bıraktırır, ardından yine vetosunu kullanarak bir karar alınmasını önleyebilir.

Uluslararası sistemde, başta BM olmak üzere, çeşitli uluslararası kuruluşlarda karar alma mekanizmasında geçerli olan “veto” uygulaması temel olarak II. Dünya Savaşı sonrası dönemde dünyada kurdukları hakimiyetlerini sürekli kılmak ve çeşitli uluslararası kuruluşlarda da bu hegemonyalarını devam ettirecek dünya siyasasını denetimleri altında tutmak isteyen süper güçlerin geliştirdiği bir mekanizma olarak görülebilir. Nitekim BM Genel Kurulunda, İsrail gibi yayılmacı ve milyonlarca müslümanı baskısı altında tutan bir devletin uygulamalarını reddeden yüzlerce karar alınmış olmasına rağmen bütün bu kararlar, Güvenlik Konseyindeki veto sistemi ile ABD tarafından etkisiz hale dönüştürülmüştür. (SBA)

İlgili Makaleler