Nedir ?

Şeytan Neden Cennetten Kovuldu, Kur’an’da Şeytanın Görevi, Amacı, Özellikleri

 

Şeytan Neden Cennetten Kovuldu

İyiliğin, olgunluğun, kemalin ve imanın azılı düşmanı, habis ve gizli yaratık manasına gelen Şeytan (özel ismiyle İblis), yaratılış itibariyle melek ve insan’dan farklıdır. Bir süre, melek olmadığı halde melekler arasında da bulunmuştur. Âdem’in üstünlüğünün kabulü anlamında ona secde edilmesi emrine karşı çıkan tek varlık olarak, ilahi emre karşı isyan edip kibir göstermesi sonucu ilâhı huzurdan kovulmuş ve lânetlenmiştir.

İblis (cins ismiyle Şeytan), secde emri karşısında; ateşin topraktan üstünlüğü gibi iki madde arasında, aslında olmayan bir farklılık gördü. Her iki maddenin yaratıcısının Allah olduğunu itiraf etmesine rağmen Adem’in yeryüzünde Allah’ın halifesi olması, Âllah’dan bir ruh taşıması gibi asıl üstünlüklerini görmezden geldi. Âdem’de toprak, kendinde ateşten başka bir nitelik bulamadı, ilahî iradenin madde farkına mahkum olacağını sandı.

Bu İblisçe mütalaa onu, her âsinin acı sonuna uğrayan ilk yaratık olmaya götürdü; nimet ve rahmetten ebediyyen kovuldu.

Şeytanın Görevi, Amacı

İsteği üzerine kendisine “belli bir zamana kadar” (K.15/38) hayat ve faaliyet hakkı tanındı. O da çalışmalarına Âdem ile Havva’yı Cennetten koydurtmakla başladı, ve insanoğluna olan düşmanlığını isbatladı.

Artık bundan sonra her kötülük taşının altından şeytan çıkacaktı. Allah Teâlâ onu bize “apaçık bir düşman” olarak tanıttı.

“Şeytan, şüphesiz insanın apaçık düşmanıdır.” (K. 17/53).

Şeytanın gayesi; kulları imandan mahrum bırakmak, onları doğru yoldan saptırmaktır. “Şeytan onları iyice saptırmak istiyor..” (K. 4/60).

Şeytan etki ve yetki durumunu bir sözünde şöyle dile getirmiştir:

“Halis kıldığın kulların müstesna, onların hepsini saptıracağım.” (K.15/40).

Taktikleri, Özellikleri

Şeytan’ın, gâyesine ulaşmak için kullandığı taktiklerine (Hutuvâtu’ş-Şeytan) Kur’an-ı Kerim’de işâret olunmuş ve bunlardan
sakınılması istenmiştir. Bu taktikleri şöylece özetlemek mümkündür:

İnsanlara yaptıklarını güzel göstermek (K. 15/39; 29/38; 27/24) sonu gelmez kuruntular kurdurtmak (K. 4/119, 121); yaratılışı
değiştirmek (K. 4/119); kötülük ve fuhşiyâtı teşvik etmek (K 2/169); münakaşa düşmanlık ve kin aşılamak, ihtilaf çıkarmak (K. 5/91); fakirlik korkusu salmak (K. 2/268); yalan söylemek, yalan yere yemin etmek (K. 7/20-21), Kâfirler, şehvetlerine düşkün olanlar, sapık önderler ve nefs şeytanın yardımcıları arasında yer almaktadır.

Şeytan insan üzerindeki tesirini, hilekarlığına ve yardımcılarına borçludur. Bu yüzden de şeytanın adam ve adımlarına dikkat
edilmesi, aldanılmaması ısrarla tenbih edilmiştir. Bu ilâhî tenbih ve ikazlardan biri şöyledir:

“Ey inananlar, hepiniz birlikte, topyekun İslâm’a girin, şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o size apaçık düşmandır, size açık açık deliller geldikten sonra yine (doğru yoldan) kayacak olursanız, bilin ki Allah daima aziz ve hakimdir. “(K. 2/208-209),

Korunma

Şeytan; bütün dinlerin, zarar ve düşmanlığına, insanların dikkatini çektikleri sapık ve saptırıcıdır. O’nun şerrinden daima  “Allaha sığınmak” (İstiaze) gerekmektedir.

“Kovulmuş şeytan’ın şerrinden Allah’a sığınırız.”

İlgili Makaleler