ŞEHİRLEŞME
Şehirleşme, bir
ülkenin nüfusunun belirli bir ölçekte şehir merkezlerinde yaşama oranındaki
artışı dile getirir. Her ne kadar şehirler sosyal, siyasal ve iktisadi olarak
daima önemli olmuşlarsa da, XIX. yüzyılda sanayileşmiş Batılı toplumların
şehirleşmesi çok hızlı ve kısa bir zaman zarfında olmuştur. Örneğin 1800
yılında İngiltere’de nüfusun yüzde 24’ü şehirliyken 1900 yılında bu oran yüzde
77’ye yükselmiştir. Halen tüm bu toplumlar için şehirleşmeyi S-bi-çirnli bir
eğri takip etmiştir; önce çok usulca temelleri atılır, çok hızlı bir şekilde
genişler ve ardından yavaşça çöker, hatta daha büyük kenar mahallelerin
gelişmesiyle yavaşça tersine döner. XIX. yüzyılda vuku bulan nüfusun
oranındaki bu hızlı artış büyük ölçüde kırsal kesimden şehire göç yoluyla olmuştur.
Ne var ki daha hızlı bir şekilde şehirleşmekte olan çağdaş az gelişmiş toplumlarda
artış, daha ziyade şehir nüfusundaki normal artıştan kaynaklanmaktadır, halk
sağlığı ve tıbbi kolaylıklar sağlandıkça da tek bir şehirde toplanmaya eğilim
duyulmaktadır.
Genel olarak
şehirleşme dönemleri sanayileşmeyle ilişkili olarak ortaya çıkar. Ancak,
kapitalizmin bu süreçte oynadığı rol konusunda bazı ihtilaflar mevcuttur. Şehirleşme
ekonomik kalkınma için çelişkili sonuçlara gebedir. Zira o, eğitim ve sağlık
gibi hizmetlerin maliyetini ucuzlatırken artık küçük ölçekli zirai üretimle
geçimini sağlayamayan işgücünün, emeğin maliyetini artırmaktadır.
(SBA) Bk. Demografı,
Şehir, Şehircilik