Tarih

Sabri Berkel Kimdir, Hayatı, Sanatı

Sabri Berkel. Türk ressam (D. 1907 Üsküp – Ö. 1993 İstanbul).

İlk ve ortaöğrenimini doğduğu şehirde yaptì; Zagrep Akademisi’ni bitirdikten sonra sanat kültürünü geliştirmek amacıyla İtalya’ya gitti. Floransa Akademisi’ndeki uzun öğrenimi süresince özellikle Felice Carena atelyesinde klasik anlayış içindeki çalışmalarını sürdürürken, gravür ve freskle de ilgilendi, 1931’de Türkiye’ye geldikten sonra Ankara İsmetpaşa Kız Enstitüsü’nde resim öğretmenliğine atandı. Başkent Berkel’i büyük bir ilgiyle karşıladı: Türk resmi, o güne kadar, böylesine gerçekçi, hem de böylesine teknik güçte bir ressam görmemişti. Berkel’in özellikle desen ve gravürleri, çalıştığı Floransa Akademisinin geleneksel ‘klasisizmini Türkiye’ye getirmiş oluyordu.’ Fransız ressamı Leopold-Levy 1937 yılında İstanbul Akademisi’nin Resim bölümünü yönetmekle görevlendirilince dikkatini çeken ilk Türk ressamı Sabri Berkel oldu. Levy daha çok bir gravür ustasıydı ve ülkesinde bu özelliğiyle tanınmıştı. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde açılması gereken Gravür bölümüne Berkel’den daha uygun eleman bulunamazdı. Ressamın, doğduğu şehir Üsküp’ün eski Türk sokaklarından, aynaya bakarak kendinden, kimi halk tipleriyle çıplak kadın ve erkek modellerden meydana getirdiği siyah-beyaz bakır kazısı gravürler Akademi öğrencileri için o türün en uygun örnekleriydi.

Berkel’in 1937-1947 arasındaki yapıtları, yemiş ve çiçek natürmortları, portreler, İstanbul görünümleri, süslemeci düzenlemeler için kroki ve renkli taslaklardır. Titiz ve temiz bir çalışma ürünü olan, çoğu küçük çaptaki bu çalışmalar, doğayı izleyen gerçekçi bir görüşün, teknik olgunluğa-kavuşmuş klasik bir yaradılışın eserleriydi, Ne var ki, 1947’den sonra ressamda yeni bir eğilim belirdi. Doğayı artık titizce izlemiyor, çizgileri, renkleri daha özgürce kullanmağa başlıyordu. Böyle bir yol, sonunda normal olarak tam bir soyutluğa götürecekti sanatçıyı: önce üslüplaştırılmış bir gerçekçilik, sonra özgürce dağıtılmış çizgilerle, renkler ve geometrik bir kesinlikle denklik ilkesi içinde tablo alanını uyumlu bir düzene alan yüzde yüz soyutlamalar.

Değerli bir sanat yazarı ve eleştiricisi olan İtalyan Giuseppe Marchiori, Sabri Berkel’in Avrupa’da açtığı bir serginin katalogunda şöyle yazıyordu:

“Berkel, Batı’ya ve Batı kültürüne bakmakla birlikte köklerinden kopmak istemeyen bir ressam. Aydınlık arabeskleri ve berrak fantezileri beyaz duvar üstüne işlenebilecek değerlerdir”

Gerçekten de, Berkel’in resimleri ilk bakışta yerellikten yoksun, evrensel biçimlere yönelmiş çizgiler ve renkler etkisini uyandırabilir. Oysa, bilhassa son dönemlerindeki araştırmalarında Doğu ve özellikle türk motiflerinin doğrudan doğruya bir aktanlışım değil de, bir yorumunu görüyoruz. Hele süslemeci panolannda doğulu ruh açıkça belli olur. Ulusal nitelikteki bir plastik sanatın yerel motifleri ve geleneksel düzenlemeleri olduğu gibi aktarmasını hiç de gerekli saymayan Berkel’in eserleri, tümüyle, Avrupalı olmayan bir sanatçının verimi olarak ele alınmalıdır.

2

2. Devlet Sergisi, Resim I. Ödülü (1961). 1981-88 yılları arası İstanbul İstasyon Sanat Evinde Atölye Dersleri. Dekorasyon Dergisi 3. Altin Palet Resim Yarışması “Yılın Sanatçısı” Ödülü (1981). 1984’te Floransa Uffizi Müzesi bir portresini aldı. Aynı yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı Onur Ödülü aldı. 1991’de  “Devlet Sanatçısı” ünvanı aldı 1993te İstanbul’da öldü.

İlgili Makaleler