ROL
Belirli bir konumda
bulunan herhangi bir kişiyi karekterize etmesi beklenen isteklerin,
hedeflerin, inançların, duyguların, tutumların, değer yargılarının ve
hareketlerin hepsine rol denir. Roller, belirli durumlardaki insanların
kendilerinden beklenen
davranışları tayin ve
tesbit ederler. Sosyal bir varlık olan insan, içinde yaşadığı toplumda çeşitli
gruplarda çeşitli roller üstlenebilir. Roller, herkesin fonksiyonunu etkili
biçimde yapmasını sağlayarak sosyal düzeni insan için yaşanır hale getirir.
Genel olarak
bakıldığında, sosyal hayatını sürdürürken insan, en az beş çeşit grup içinde
yer alır
1) Yaş ve cinsiyet grupları;
2) Biyolojik ve aile gruplaşmaları;
3) Meslekî gruplaşmalar;
4) Dostluk ve ilgiye dayanan gruplaşmalar;
5) Statü
gruplaşmaları. Sözü edilen bu gruplaşmaların içinde de bir çok kategoriler
vardır. Örneğin yaş-cin-siyet gruplaşması içinde genel olarak bebek,
oğlan-kız, yetişkin erkek-yetişkin kadın, yaşlı erkek, yaşlı kadın gibi
kategoriler yer alır.
Her insan, yukarda
zikredilen gruplaşmalar için zorunlu olarak bir konum, (mevki) işgal eder.
Böylece o zaman içinde çocuk, genç bir adam, baba, anne, oğul, talebe, sınıf
mümessili, öğretmen, işçi, işveren, amir, memur, din adamı, sendikacı, tornacı,
rektör, bakan vb. şekilde vasıflandırılır, insanın bu vasıflandırmalara göre
durumu ve pozisyonu değişir. Her bir pozisyonda yeni ilgiler ve beceriler
kazanır. İnsan bu konumlardan bazılarım herhangi bir müdahe-Ie gayreti olmadan
doğar doğmaz veya yaşı gereği, bazılarını da bireysel liyakat ve başarısı ile
elde eder. Buna bağlı olarak insan yeni yeni roller, yükümlülükler üstlenir.
Aile içinde kız ve erkek çocuklar, bulundukları durumu ve onun gerektirdiği
rolleri üstlenmek için bir gayret sarfetmiş değillerdir. Mevcut konum ve onun
gerektirdiği roller kendilerine akrabalık grubuna, belirli bir yaş veya
cinsiyet grubuna mensup olmaları nedeniyle verilmiştir. Ancak aynı çocuğun
okuldaki konumu bizzat elde ettiği statü ve rollerdir. Çocuk büyüdükçe,
kendini geliştirdikçe kazanacağı sosyal mevkiler ve buna bağlı olarak
rollerinin sayısı gittikçe artacaktır.
Bir rol, diğer bir çok
şeylerle birlikte, o konuma ait görev ve yükümlülükler olarak kabul edilir. Bir
doktordan, hastasını tedavi etmesi, tarafsız olması, mesleğinde mahir ve
bilgili olması, insana ve sağlığına değer vermesi, meslektaşları arasında
uyumlu bir kişi olması, çevresindekilerle iyi geçinmesi vb. beklenir.
Aynı şekilde, bir rol,
ilgili statüye ait hakların kavranması şeklinde de değerlendirilir. Bir
statünün haklan, onunla irtibat halinde bulunan diğer statülere ait roller vasıtasıyla
kısmen sınırlanır, belirlenir ve tanımlanır. Yine aynı örnekte doktorun haklan
hasta, hemşire ve hastabakıcıların rolleriyle belirlenmiştir. Hastadan
doktorun tavsiyelerine uyması, ücretini zamanında ödemesi, kendi kendine
doktorluk taslamaması, tıbbî konularda onun talimatına uyması beklenir.
Görüleceği üzere roller, belirli bir durumdaki şahıslar arasındaki ilişkileri
düzenlemekte, ihtilafları azaltmakta, şahıslar arası fonksiyonları etkili hale
getirmektedir.
Fakat rollerin sözü
edilen bu fonksiyonu her zaman için geçerli değildir. Bilindiği gibi toplumlar
farklılaştıkça, insanlar büyüdükçe ve belirli beceri ve bilgiler elde ettikçe,
toplumda işgal ettikleri mevkiler de artmakta, buna paralel olarak birden çok
rollere sahip olmaktadır, insanın çeşitli mevkilerde oluşu, onun yer yer rol
ihtilaflarına düşmesine neden olmaktadır. Hem çalışan, hem ev hanımı olan kadın
böyle bir rol ihtilafı içindedir. Çünkü bu iki rol çabşan talepler ihtiva
etmektedir. Ev kadını için birinci derece önemli olan ev ve ailedir, çalışan kadın
için önce iş ve onun gerektirdiği roller daha ön planda yer alır. Kızını
evlendirirken damadın babasından görkemli bir düğün yapılmasını, masraftan
kaçınılmaması-nı ısrarla taleb eden babanın, oğlunu evlendirirken benzer bir
düğün yapılmasını israf olarak değerlendirmesi, farklı ve çatışan roller
üstlenmesinin doğurduğu bir çelişkidir.
Genel olarak, farklı
rollerin yerine getirilmesinde bir dereceye kadar çelişki olması hemen hemen
kaçınılmazdır. Ancak, herkes bu farklı konumları kabul ettiğinden, rol
çatışması ve uyumsuzluklarının doğuracağı kişisel ve sosyal gerginlikler önemli
ölçüde Önlenir. Bir polis olarak görevini yaparken arkadaşları, komşuları veya
arkadaşları aleyhine işlem yapan kimsenin (yani arkadaş, komşu veya akraba
olarak sahip olduğu rollere aykırı davranan kimsenin) toplumun huzur ve
ahenginin büyük ölçüde bozulması halinde resmî görevinin gerektirdiği rollerin
önde geleceği genellikle kabul edilir.
Roller arasında
zamanla ortaya çıkacak ihtilaf ve çatışmalar, normal şartlarda insanlar için
fazla bir problem teşkil etmezler. Ancak hızlı bir kültürel diğişim geçiren toplumlarda
geleneksel rol ve mevkiler çok çabuk değişliklerinden kişilerde gerginlik
meydana getirebilirler, bundan kaçınmak da mümkün değildir.
(SBA)