Tarih

Plebisit Nedir? Tanımı, Tarihi, Uygulamaları (Siyasi Tarih)


Ruyalar/kesmir-bagimsizlik” 190″ 288″ PLEBİSİT

Plebisit, bir kişi veya önemli bir siyasi meselede halkın oyuna başvurma, bir hükümdar veya bir hükümet seçme; bağımsızlık veya başka bir devlet tarafından ilhak edilme yönünde bir tercihte bulunma veya önemli milli bir siyasi konu hakkında karar verme gibi hayati konularda irade beyanında bulunulması için bir ülkede veya belirli bir bölgede yaşayan bütün ahalinin görüşü­ne müracaat etme şeklinde tarif edilebilir.

Plebisite gidilmesini gerektirecek hayati konular, bir ülkenin veya belirli bir bölge­nin ve burada yaşayan insanların geleceğinin tesbit edilmesi bakımından temel faktörler olarak kabul edilebilecek konulardır: Bir kimseyi imparator, kral veya lider olarak kabul edip etmeme; bağımsız bir ülke veya bir bölge olarak kalma veya başka bir ülke tarafından ilhak edilme konusunda bir tercihte bulunma; nihayet ülkeyi veya sözkonusu bölgeyi ilgilendiren başka bir milli siyasi konu hakkında karar verme.

Esasında plebisit kavramının anayasa hukuku ve uluslararası hukuk açısından iki farklı anlamı bulunmaktadır. Anayasa hu­kukunda plebisit, vatandaşların, belirli esaslar çerçevesinde kendi adlarına kullanmak üzere egemenliği bir kişiye verme veya o kişinin yapmış olduğu ve yapacağı icraat hakkında iradesini beyan etmek üzere oy vermeleri şeklinde anlaşılmaktadır. Uluslararası hukuk çerçevesinde ise plebisit, üzerinde anlaşmazlık bulunan bir toprak parçası veya bölgenin geleceğinin o toprak parçası üzerinde veya o bölgede yaşayan halkın reyleri ile belirlenmesi yöntemi olarak değerlendirilmektedir. Bu anlamı ile, bir toprak parçası veya bir bölgenin hangi devlete ait olacağının ve geleceğinin, o top­rak parçası veya bölge üzerinde yaşayan halkın reyi ile tayin olunması için yapılan oylamaya plebisit adı verilmektedir.

Belirli bir nüfusun ve toprak parçasının geleceğini tayin etmenin bir aracı olarak plesibit, ilk defa Fransız İhtilalinde, galip Fransız Cumhuriyeti tarafından; daha sonra da I. Napoleon tarafından gerçekleştirilen toprak ilhaklarına meşruiyet kazandırmak amacıyla kullanılmıştır. Bununla beraber, plebisitin kullanılmasının en bilinen örneği, Fransa tarihinde, 1851 hükümet darbesinin tasdik edildiği ve III. Napoleon’a imparatorluk unvanının verildiği 1852’de gerçekleştirilen plebisittir.

Bu tarihten sonra, plebisit kurumunun III. Napoleon tarafından -gerçekleştirdiği fetihleri savunmak üzere- kullanılmıştır. III. Napoleon’un plebisite başvurduğu olaylar arasında Nice ve Savoy oîaylan ile 1859-60 döneminde Kuzey İtalya Dukalıkları problemleri sayılabilir.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra plebisitler, halkın arzularının tam olarak ortaya çıkmasını garanti altına alma çabalan çerçevesinde, uluslararası denetim altında ve gizli oyla devam etti. Nitekim 1919 Uluslararası Barış Konferansı, uluslararası problemlerin halledilmesi yolunda 8’i fiili olarak gerçekleşen 17 plebisit uygulamasının gerçekleştirilmesini teklif etmiştir.

Referandum ile plebisit ayn ayrı kavramlardır. Birincisi, esas itibariyle bir siyasi iktidar tarafından alınan bir kararın veya hazırlanan bir kanunun halk tarafından tasdik edilip edilmeyeceğini ortaya koymayı amaçlayan bir oylama olduğu halde, ikincisi, başlangıçtaki tarifle de ifade edildiği gibi, hakimiyetini kabul edip etmeme konusunda bir şahsın veya bir devletin veya iktidarın oylanmasıdır. Referandumda bir metin, Plebisitle ise bir şahıs (bir hükümet başkanı veya bir lider) veya bir iktidar veyahut bir toprak parçasının geleceği oylanmaktadır.

Uygulamada plebisitin anlamı ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Örneğin İsviçre’de referandum ve plebisit kavranılan aynı anlamda kullanılmakta iken, Fransa’da daha çok halkın belli kişiler hakkındaki eğilimini belirlemek için yapılan genel oylamalar anlamında kullanılmaktadır.
Ruyalar/plebisite” 154″ 164″
Plebisitin, bir toprak parçasının veya bir bölgenin hangi devlete tabi olacağının ve orada yaşayan nüfusun geleceğinin ne olacağını belirlenmesiyle ilgili oylamalar şeklinde ifade edilen anlamı, içeriği biraz değişmiş olarak günümüzde de geçerli olmaya devam etmektedir. Nitekim, uluslararası politika literatüründe ve diplomatik çevrelerde sık sık çeşitli anlaşmazlık konusu olan bölgelerde yaşayan insanların kendi geleceklerini kendilerinin belirleyebilme (Self-determination) haklarından söz edilmektedir. Bunun en bilinen örneğini, yıllardan beri İsrail tarafından işgal edilmiş bulunan Arap topraklarında yaşayan Filistinlilerin durumu teşkil etmektedir.

Günümüzde plebisitin yeni bir anlamı üzerinde de durulmakladır. Birden çok parti yerine tek partinin iktidara talip olduğu sistemler ile “hakim tek partili” sistemlerde, siyasi iktidarlar tarafından düzenlenen seçimlerin plebisit olduğu veya en azından plebisite dönüşme ihtimalinin bulunduğu görülmektedir Bu seçimlerde, ya seçmenlerin oy verebilecekleri alternatifler yoktur veya günümüzde son derece etkili olan propaganda vasıtaları iktidarda bulunan hakim parti lehinde kullanılmaktadır. Bu durumda yapılan şey, seçim olmaktan çok tek partinin veya hakim partinin oylanmasıdır. Seçmenler, bu partiye herhangi bir şekilde “evet” veya “hayır” demek durumunda kalmaktadırlar. Örneğin Komünist partilerin seçime katılan tek parti olduğu Doğu Bloku ülkeleri ile, bu blok dışındaki diğer diktatörlüklerde yapılan seçimler ve halkoylamaları plebisit olarak kabul edilmektedir. Bu anlamıyla plebisitlerin genellikle diktatörler tarafından hakimiyetlerini, halkoyuna dayandırarak, meşrulaştırmak amacıyla yapılmış ve yapılmakta olduğu görülür. Diktatör liderler yaptıkları işler konusunda “evet” veya “hayır” cevapları istedikleri için, yapılan oylamaların referandumdan ziyade plebisit olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

Tayyar ARI – SBA


Ruyalar/avusturya-isgali-oy-pusulasi” 216″ 277″
Plesibite Tarihiten Bir Örnek:

Alman ordularının 13 Mart 1938’de başlayan Avusturya işgali akabinde, 10 Nisan’da durumu meşrulaştırmaya yönelik tüm seçim araçlarının tamamıyle Alman diktatörü Hitler’in kontrolünde yapılan referandumda, oy pusulalarında “Führer’imiz Adolf Hitler’in önerdiği üzere Alman İmparatorluğu ile Avusturya’nın yeniden birleşmesini kabul ediyor musunuz” sorusu soruldu. Bu soruya muhatabı olan Avusturyalılar, referandumda verilecek oy kararının ne olması gerektiği ihtarını oy pusulasında  Evet seçeneğinin Hayır’dan çok daha büyük olduğunu görerek aldılar.

Avusturya’nın Almanlar tarafından ilhakını meşrulatırmaya yönelik referandum öncesi Avusturya’da Alman faşizmi karşıtı olan cumhuriyetçiler ve sosyalistler büyük bir baskı yapılmış ve bir çoğu tutuklanmıştı.

Ruyalar/1938-10nisan” 117″ 138″ 13 Mart’ta Avusturya’nın işgal edilmesinden önce Avusturya Şansölyesi olan Schuschnigg, Avusturya’da Nazi taraftarlarını baskı altında tutmuş, ancak bu tavrı Adolf Hitler tarafından “anti-demokratik bir davranış” olarak eleştirilmişti. Hitler’e göre Avusturya halkı Alman işgalini istiyordu, fakat Şansölye Schuschingg buna engel olarak milli iradenin gerçekleşmesini mani oluyordu. Schuschnigg, son dakikaya kadar Fransa ve İngiltere’nin desteğini beklediyse de bu iki ülke işgale sessiz kaldı.
Ruyalar/adolf_hitler” 149″ 178″

10 Nisan’da gerçekleşen referandumun (Plesibit) neticesi %99.7 ile “Evet” çıkmıştı. Hitler bu neticenin kendisini doğruladığını düşünüyordu. Kendisini eleştiren medyaya şöyle seslenmişti: ” Bazı gazeteler bizim Avusturya’yı zorbalıkla işgal ettiğimizi öne sürmüşlerdir. Yalnızca diyebilirim ki: ölürken bile yalan söylemekten kaçınmazlar. Siyasi mücadelem boyunca halkımdan çok sevgi gördüm fakat Avusturya sınırını geçtikten sonra Avusturya halkından gördüğüm sevgiyi hiçbir zaman görmedim. Biz zorbalar olarak değil, kurtarıcılar olarak geldik.”

Plebisit Fr. plébiscite

a. huk.
1. Devletler hukukunda bir ulusun hangi devlete bağlanacağıyla ilgili oylama.

2. Halk oylaması.
Güncel Türkçe Sözlük

TDK Sözlük

İlgili Makaleler